İzmir’de kuyumcuları radarına alan dolandırıcılar, genellikle tecrübesiz çalışanları tuzağa düşürerek sahte altınları gerçekmiş gibi çok sayıda kuyumcuya sattı. Dolandırıcıların hedefi olan kuyumcular diken üstünde satış yaparken, bir dolandırıcının sahte altınları üst üste iki gün aynı tezgahtara sattığı anlar kameralara yansıdı. İzmirli kuyumcu Erol Doğan, "Atölyeci, kuyumcular bu işin içinde. Bunlar bir şebeke. Üretimi, kaplaması, kuyumcu olmadan normal yoldan geçen bir vatandaş bunu yapamaz. Çok profesyoneller" dedi.
İzmirli kuyumcular, son haftalarda sahte altın kabusu yaşıyor. Özelikle Konak ilçesindeki Kemeraltı Çarşısı’na dadanan dolandırıcılar, çok sayıda kuyumcuya sahte altını gerçekmiş gibi satmayı başardı. Kuyumcuların 100 bin TL’nin üstünde parayı dolandırıcılara kaptırdığı tahmin ediliyor.
Öte yandan bir dolandırıcının sahte altınları tarihi Kemeraltı Çarşısı’ndaki kuyumcuya sattığı anlar da kameralara yansıdı. Görüntülerde bir kişi, 14 ayar olduğu yalanıyla kolyeyi satmak istiyor. Bu sırada tezgahta bulunan kuyumcu çalışanı, kolyeyi önce tartıyor, sonra da gerçek olup olmadığını anlamak için mihenk taşında test ediyor. Kuyumcu çalışanı daha sonra parayı dolandırıcıya teslim ediyor. Tecrübesiz tezgahtarı gözüne kestiren dolandırıcı, bir gün sonra kılık değiştirip yine aynı kuyumcuya geliyor. Gözlük takan ve bir gün önce dolandırdığı tezgahtarın yüzüne bakmamaya çalışan dolandırıcı, yine kolye satmak istediğini söylüyor. Aynı şekilde benzer kolyeyi mihenk taşında deneyip altın suyunda test eden tezgahtar, yine dolandırıcının oyununa gelerek parayı teslim ediyor. Üst üste iki gün dolandırıcıya 30 bin liranın kaptırıldığı anlar ise iş yerindeki kameralara yansıyor.
"İşin içinde art niyetli kuyumcu ve atölye çalışanları var"
Kuyumcunun sahibi Erol Doğan (42), dolandırıcıların çalışanın tecrübesizliğinden yararlandığını söyledi. Olayın Kurban Bayramı’nın 2. ve 3. günü yaşandığını ifade eden Doğan, işin içinde art niyetli kuyumcu ve atölye çalışanlarının olduğunu öne sürdü. Doğan, "Bunların atölye kısmında art niyetli, bizim atölyeci ve kuyumcu arkadaşlar var. Üretimi, kaplaması, kuyumcu olmadan normal yoldan geçen bir vatandaş bunu yapamaz, beceremez. Bizleri mağdur ediyorlar. Deneyimli arkadaşlar test konusunda biraz daha şüpheci. Ürüne biraz daha baktığımızda anlayabiliyoruz" dedi.
"Çok profesyonelce, bu işi bilenler yapıyor"
Erol Doğan, sahte altına profesyonelce bir kaplama yapıldığını ve zor anlaşıldığını söyledi. Doğan, "Dolandırıcılar, işten anlamayan, deneyimsiz arkadaşımıza ’14 ayar ürün’ diye satmak istemiş. Arkadaşımız hesaplamış, ondan sonra almış. Arkadaşımız, kendince taşa sürme testimiz var onu yapmış ama altın sonucunu veriyor. Ertesi gün yine aynı şekilde benzer bir ürünü getirmiş, test ettik altın çıkmadı. Bunlar bir şebeke. 30 bin lira zararımız var. Bu tür olaylar sıklıkla yaşanmaya başladı. Dövizdi, sahte dolardı, sahte euro, böyle şeyler satmak istiyorlardı. Şimdi hedefleri biziz, sahte altın. Tabii deneyimsiz elemanları fark edince böyle bir şeye giriyorlar. Zor ayırt ediliyor. Ben iş yerinde olsaydım ateşe sokardım. Ortasını iki makasla kesip, kesik yerinden taşa sürüp testini yapmak gerekir. Çok profesyonelce bir kaplama yapıp, görüntüyü kaybettirmiyorlar. Bu işi bilenler yapıyor. Art niyetli bizim kuyumcu atölyecilerimiz, art niyetli kuyumculuğun içinde olan atölyeler, onlar yapıyorlar" ifadelerini kullandı.
Sahte altın için üç aşamalı bir testin olduğunu ifade eden Erol Doğan, meslektaşlarına şu öneride bulundu:
"İlk başta taşa sürersin, o birinci test olur; yüzeysel bir testtir. Çok şüphelenirsen bir üründen, onun atölye kısmı vardır. Ateşle test yapılır. Orada zaten kaplamaysa atar kendini. Bir de en garantisi olan şey, ürünü ortadan kesip makasın kestiği yerden, tam ortasından sürerek test yapılmalıdır."