Yaşımız kaç olursa olsun hepimiz Cumhuriyet çocuklarıyız.
Cumhuriyetimiz, 100 yıldır olduğu gibi bundan sonra da bizlere emanet! Cumhuriyetin gençleri, genç Cumhuriyet'i ileriye taşımak için hayaller kurabilmeli ancak ülkemiz hayallere ket vuran korkunç bir ekonomik darboğazın içinde.
Gençlerimiz Cumhuriyetin ikinci yüzyılına yüzleri asık, umutları tükenmiş olarak adım atmak istemiyorlar.
Yaşam koşulları öyle zorlayıcı, gelir dengeleri öyle çarpık ki milyonların harcandığı gösterişli reklamlardaki gibi kudretli bir bilinç içinde miyiz emin değilim.
Biliyoruz ki ilkeler lafla değil eylem ile korunabiliyor.
Gençlerimiz canlarına kıymasın. Ruhları boşluğa düşmesin. Yürekleri çaresizlik katranına bulanmasın.
Hayata tutunabildikleri kökleri, meyve verebildikleri dalları, çetin mevsimleri karşılayan umutları, yaşamayı yücelten bağları olsun.
Ülkemiz için en önemli tarihlerden biridir 29 Ekim.
Yıkılmış bir imparatorluktan bir Cumhuriyetin doğduğu tarihtir.
Kanla, canla, terle yazılmış bir tarihin muhteşem imzasıdır.
Tarihimizde 30 Ağustos’un,23 Nisan’ın,19 Mayıs’ın önemi tartışılmaz olarak büyük anlam ifade eder.
Bu tarihler bizim Milli Bayramlarımızdır, Ülke olarak, toplum olarak, birey olarak bağımsızlığımıza giden yolların yapı taşlarıdır...
Çocuklarımıza bu bilincin oluşmasında model olacak ve ona millet sevgisini, vatan ve bayrak sevgisini, insan sevgisini aşılayacak olanlar da bizleriz...
Oysa son yıllarda bayramların bir takım özelliklerini yitirdiğini görmek üzücü.
Geleneklerimizin eski önemini kaybettiğini ve değerlerimizin hızla değiştiğini görmek hoş değil.
Barut ve kan kokan dünyamızda, geleceğin sorumluluğunu bilinçli bir şekilde üstlenecek olan, Atatürk Türkiye’sinin Cumhuriyet çocukları, sevgi ve kardeşlik duygularıyla iyi bir şekilde yetiştirildikleri takdirde, bu yüce duyguları sonsuza kadar yaşatacak ve bütün dünyaya barış köprüsü oluşturacaklardır.
Türkiye’nin güvencesi sevgili Cumhuriyet çocukları, yarınlarımız sizlere emanet olacak.
Çünkü geleceğimiz, ümidimiz ve her şeyimiz sizsiniz.