Duyarsız kişilik bozukluğu, toplumsal değerleri hiçe saymanın yanı sıra
başkalarının haklarını da yok sayan kişilik özelliklerinin olduğu bir kişilik
yapılanmasıdır.
Toplumsal değerleri önemsemeyen başkalarının haklarını ve duygularını
göz önünde bulundurmazlar. Herhangi olumsuz bir davranışları için
pişmanlık ya da suçluluk duymazlar. İstediklerini elde edebilmek için
başkalarını kullanmaya, onlarını ellerinde oynatmaya çalışırlar.
İnsanlara karşı duyarsız ve kaba davranma eğilimi gösterirler
Başkalarından yararlanmak, başkalarını kullanmak, insanları sömürmek ve
insanları parmağında oynatmak için sürekli yalan söylerler, insanları
kandırmaya ya da aldatmaya sürekli bir eğilim gösterirler.
Geçmişte yaptıkları yanlışlardan, hiçbir zaman bir ders çıkarmazlar.
Başkalarına karşı, saygısız, kaba ve duyarsız davranırlar.
Ancak, istediklerini elde etmek istedikleri zaman, insanlara “tatlı ve
sevimli” davrandıkları ve alttan aldıkları da olur.
Giriştikleri eylemlerin olası olumsuz sonuçlarını öngöremezler.
Dürtüsel kararlar verirler, günübirlik yaşarlar ve gelecek için genelde bir
tasarıları yoktur.
İstekleri hemen gerçekleşsin isterler, hemen bir doyum bulmak isterler ve
beklemeye gelemezler, hiç sabırları yoktur. Başkalarının haklarını
görmezden gelirler ve başkalarının gözünü korkutmaya çalışırlar. İkili
ilişkilerinde sömürgen olurlar ve ilişkilerini uzun bir süre, düzgün bir
biçimde sürdüremezler Genelde sorumsuz davranırlar.
Toplumsal kuralları tanımak istemezler. Aşırı alkol ya da uyuşturucu-
uyarıcı madde kullanma eğilimleri vardır.
Yasalara aykırı davranışları olur, çevreye zarar verebilirler.
Ancak, duyarsız kişilik yapısı olan herkes, bir biçimde şiddete
başvuracak ya da saldırgan davranacak demek değildir.
Büyük suçlar işleyen herkes topluma karşı olmadığı gibi, topluma karşı
kişilik özellikleri olan herkes de suç işleyecek demek değildir.
Bu kişilik bozukluğunun belirtilerinin en yoğun yaşandığı yıllar 25’le 45
yaşları arasıdır. Kırk beş yaşından sonra belirtilerde bir ölçüde düzelme
olur. Bu gibi insanlarla etkileşimlerinizde yapmanız ve yapmamanız
gerekenler şunlardır: Bu insanları düzeltmeye çalışmayın, başaramazsınız.
Aranıza sınır koymaya çalışın, çünkü kendinizi korumanız gerekir.
Çünkü, yaşadığınız bütün içten duygularınızı size karşı kullanmaya
kalkışabilirler. Güçsüz olduğunuz yanlarınızı onlara göstermeyin.
Herhangi kişisel bir bilginizi ya da tasarılarınızı onlarla
paylaşmayın.
Söylediklerine pek inanmayın. İnandırıcı bir biçimde yalan söylüyor
olabilirler.
Dünyaya ve kendilerine bakış açılarının istendik sonuçlar vermediğine
ilişkin çıkarımlar yapmalarına, dolayısıyla bakış açılarını, tutum ve
davranışlarını değiştirmelerinin daha iyi olacağını görmelerine yardımcı
olmaya çalışırlar…