Suiçmez, Sozcu.com.tr’ye yaptığı değerlendirmesinde “Gübre zaten yıl başından bu yana yüzde 150 zamlanmıştı. Doğalgaz fiyatlarındaki artışla birlikte bu zam yüzde 200’ün üzerine çıktı. Mevcut durumda zaten pahalılıktan dolayı yeterince gübre alamayan çiftçi, şimdi toprağa daha da az gübre atmak zorunda kalacak. Bu da hem verimi hem rekolteyi olumsuz etkileyerek gıda arzını düşürüp, fiyatları yükseltecek” dedi.
Benzer değerlendirmeyi yapan TÜSİAD Gıda ve Tarım Çalışma Grubu Üyesi ve Yeni Çiftçi Platformu Kurucusu Emrah İnce de “Gübre, çiftçi ekonomisi içerisinde yüzde 15-20’lik bir pay alıyor. Bu durumun nihai ürün fiyatlarını da yüzde 15’in üzerinde enflasyon kadar artırıcı bir etki yapacağını öngörüyorum” dedi.
“Ancak bu oran, beklediğimiz üretim ve verim şartları dahilinde geçerli” diyen İnce, “Eğer üretim yalnızca gübre fiyatlarından dolayı düşmez de buna çiftçinin üretimden uzaklaşması, ekim alanlarının daralması gibi başka faktörler de eklenirse bu durum da gıda fiyatlarını ayrıca yukarı taşıyan bir etki yapacaktır” diye konuştu.
‘6 AY BEKLEMEK DAHA DOĞRU’
Gübre sektörünün ham maddede yüzde 90 oranında dışa bağımlı olduğu belirtiliyor. Kimyevi gübre üretiminin ana ham maddeleri arasında ise doğalgaz bulunuyor.
Sozcu.com.tr’ye konuşan bir başka isim, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Genel Sekreteri İlknur Menlik ise, gübre fiyatlarındaki son artışların raflardaki gıda fiyatlarına ne oranda yansıyacağının görülmesi için en az 6 ay beklemek gerektiğine işaret etti.
Menlik, “Gıda tedarik zinciri en az 6 ay, bir senelik bir tedarik yönetim anlayışıyla çalışıyor. Yani 6 ay içinde raflara konulacak ürünlerin fiyatları geriye dönük bir yıllık maliyet sistemine göre oluşturuluyor” dedi.
‘ACİL ÇÖZÜM İÇİN SOMUT İNDİRİMLER YAPILMALI’
ZMO Başkanı Suiçmez, gübrede yaşanan son zamlardan sonra çiftçinin tarlasına gübre atabilmesi ve üretim rekoltesi ile verimini koruyabilmesi için acil çözüm olarak girdilerde somut indirimler beklediklerini kaydetti.
Ancak Suiçmez, gübredeki artışların doğalgaz zamlarından sonra daha görünür olduğuna dikkat çekerek, yurt içinde yüksek kur ve ithalata bağımlılık gibi nedenlerle tüm girdilerde yıllardır durdurulamayan artışların da gözden kaçırılmaması gerektiğinin altını çiziyor.
Son bir yılda yem fiyatlarının TÜİK’e göre yüzde 30 arttığını, sahadaki gerçek fiyat artışlarının yüzde 60-70’lere çıktığı bilgisin veren Suiçmez, tohum ve tarımsal ilaçta da benzer artışların olduğuna vurgu yaptı. Suiçmez, gübrenin yılın ilk 9 ayında yüzde 150 zamlanmasına rağmen TÜİK’in gübredeki yıllık artışları yüzde 62 olarak açıkladığını da sözlerine ekledi.
‘PAHALILIĞIN BİTMESİ MALİYETİN DÜŞMESİNE BAĞLI’
Suiçmez, “Yüksek döviz kuruna bağlı olarak girdiler sürekli zamlanıyor. Çiftçinin maliyeti arttıkça vatandaşın ucuza tüketmesi beklenemez. Kısır döngünün bitirilmesi üretim maliyetlerinin düşürülmesinden geçer ancak öyle bir politika da yok. Aksine kuru zıplatıcı kararlar alınıyor. En son politika faizinin düşürülmesinde olduğu gibi… Bu yüzden biz ne enflasyonda ne de gıda enflasyonunda düşüş bekliyoruz” diye konuştu.
her şeye haftalık zam geliyor, kime sorsan tarım ülkesiyiz 30 milyon dönüm ekilebilir arazimiz var ama ekmiyoruz her şeyi dışarıdan ithal ediyoruz, ne tuhaf değil mi
fakirlik senin benim sorunum, ak elitlerin değil, oyunu satmamayı öğrenip, matıklı seçimler yapmaya başladığında, bunlar düzelecek.
Beğen (0) Beğenmedim! (0)Derviş dervişin arkasına sırayla geçermiş