Şimdiye kadar bir çok kez anayasa da değişiklik yapıldığını söyleyen Faruk Çelik, yapılacak olan anayasa değişikliğinin ilk defa olmayacağını söylerken yeni olan bir şey olmadığını söyledi.
Uzun süre boyunca mecliste yer aldığını söyleyen Bakan Faruk Çelik, her zaman ‘’bu meclis böyle bir anayasa yapamaz olağanüstü dönemlerde anayasa yapılır’’ cümlesini duyduğunu belirterek normal zamanlarda anayasa yapılamaz bakış açısıyla her zaman karşılaşıldığını söyledi.
Ayrıca cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine neden olanların cumhurbaşkanıyla ilgili olan anayasa değişikliğine karşı çıkmasını değerlendirerek "Dün de karşı çıkıyorlardı. Bugün de oluşan bu ortamdaki çözüme karşı çıkıyorlar. Bunların her şeye karşı tavırlarını artık bütün kamuoyu hepimiz biliyoruz. Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı ve halkın seçtiği Başbakan ikileminden Türkiye’ye çıkaracak yeni bir sürece yeni bir sistemle Türkiye referandum sonrasında tanışmış olacak. Çok abartılıyor. Bizim cephede olaya daha soğukkanlı ve sağduyulu bir yaklaşım var. 367 oy bile çıksa meclisten biz bunu halk onaylamadığı takdirde böyle bir değişiklikten yana olmadığımızı söylüyoruz. Millete güvenmeyip kime güveneceğiz? Yani iki ay içerisinde diyelim ki oylamaya gitti, vatandaşımız kabul etti veya etmedi. 367’yi geçse bile aynı oylamayı yapacağımızı aylar öncesinde söylemiş bulunuyoruz. Demokrasilerde sırtınızı halka dayadığınız an birçok meselenin kendinden çözüldüğünü göreceğiz."
Bakan çelik konuşmasının devamını sistemin daha hızlı işlemesinin önemli olduğuna değinerek "Eğer 80 milyona gömlek dar geliyorsa, elbise dar geliyorsa yeni açılımlar yapmak durumundasınız. Bunu başka tartışmalara çekmek ucuzluktur. Ucuzca bir yaklaşımdır. Türkiye bunu hak etmiyor. Muhalefete de mahcup olacakları yakın gelecekte referandum kabul edildiği uygulamaya geçtiği zaman çok daha seri hareket edebilen bir ülke konumunda yönetimde daha seri hareket eden bir yönetim anlayışı sergilenmeye başlarsa o zaman daha mahcup olacaklarını bugün yapmasınlar. Burada son derece halka dayalı sorun çözmeye dayalı bir yaklaşım var. Toptan reddedici bir yaklaşımı Türkiye’nin hak etmediğini düşünüyorum. En doğru kararı halkımız verecek, hepimiz de ona saygılı olacağız" şeklinde sürdürdü.
