"İDAM CEZASI KALKMASAYDI ARANIZDA OLMAYABİLİRDİM"
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, katıldığı bir televizyon programında FETÖ’nün siyasi ayağına ilişkin yaptığı açıklamalar nedeniyle 6 AK Partili isim tarafından suç duyurusunda bulunulmasının ardından hakkında başlatılan soruşturma kapsamında Anadolu Adliyesi’nde yaklaşık 1 saat ifade verdi.
İfadesinin ardından gazetecilere teşekkür eden Başbuğ, "Corona virüsü nedeniyle aylarca içerdeydim. Bugün ilk defa sokağa çıktım" dedi. Avukatlarının paylaştığı yazılı açıklamada, "Haksız şekilde 'şüpheli' sıfatıyla ifadeye çağrıldım" diyen Başbuğ, "TSK'ya karşı komplolarla mücadele görevimdir. İdam cezası kalkmasaydı aranızda olmayabilirdim" şeklinde konuştu.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, 28 Ocak’ta katıldığı bir televizyon programında FETÖ'nün siyasi ayağına ilişkin yaptığı açıklamalardan dolayı, 6 AK Partili isim Başbuğ hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu.
“Hakaret” suçundan soruşturma kapsamında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na İlker Başbuğ'un ifadesinin alınması için talimat yazısı göndermesinin ardından, saat 15.50'de Kartal'daki Anadolu Adliyesi'ne gelen Başbuğ “şüpheli” sıfatıyla ifade verdi.
Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla ifade veren İlker Başbuğ, yaklaşık 1 saat süren ifade işleminin ardından adliyeden ayrıldı.
AÇIKLAMANIN TAM METNİ
* 28 Ağustos 2008’de, Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Genelkurmay Başkanı olarak göreve başladım. O gün yapılan Genelkurmay Başkanlığı Devir ve Teslim Töreni’nde yaptığım konuşmada şunu söylemiştim:”Giderek güçlenen bazı cemaatler, ekonomiyi yönlendirmeye, sosyal ve politik yaşamı biçimlendirmeye ve dine bağlı bir yaşam tarzı olarak sosyal kimliklerini ortaya koymaya çalışmaktadırlar.
* Bu konuşmadan kısa bir süre sonra, Enver Altaylı F. Gülen’e yazdığı mektupta şunu söylüyordu: “Yeni Gnkur. Bşk'nın zat-ı alinize ve yapılan hizmetlere bakışı son derece menfidir.”
* 30 Ağustos 2010 tarihinde emekli oldum. 6 Ocak 2012 tarihinde tutuklandım. 5 Ağustos 2013’te FETÖ mahkemesi tarafından müebbet hapis cezasına çarptırıldım. Eğer o gün, Türkiye’de idam cezası kalkmamış olsaydı, bugün aranızda, hayatta olmayabilirdim. Yargıtay’ın kararı ve yeniden yargılanma neticesinde iddia edilen “Ergenekon Davası” tarihin çöplüğüne atıldı.
* 26 ay Silivri’de cezaevinde tutuldum, hürriyetim elimden alındı. Genelkurmay Başkanlığı görevim süresince, cezaevinde bulunduğum ve cezaevinden çıktığım günden bugüne kadar, TSK’ya karşı yürütülen komplolar ile mücadele ettim. Bu mücadeleyi bir görev ve sorumluluk olarak kabul ediyorum.
* Bu mücadele “Ergenekon’dan Çıkış” isimli kitabımda detaylı olarak anlatılmaktadır. Verilen bu mücadeleyi bazıları hayal bile edemez. Bugün haksız ve anlamsız bir hakaret iddiası ile “şüpheli” sıfatıyla ifade vermeye çağrıldım. Bu anı tarihe bir not olarak düşmek istiyorum.
* Elli yıl bilfiil TSK’da görev yapan ve Türk Ordusu’nun en üst makamına gelen, geçmişten bugüne kadar yaptıkları ve davranışları herkes tarafından net olan birisi olarak, TBMM’nin manevi şahsiyetini hedef alan bir konuşma veya davranışımız söz konusu olamaz.
* 26 Haziran 2009 günü TBMM’ye getirilen yasa değişikliklerinden birisi Anayasa’ya aykırıdır. Bu yasa değişikliği Anayasa Mahkemesi tarafından 21 Ocak 2010 da iptal edilmiştir. Burada üzerinde durulan noktalar; Anayasa’ya aykırı bu yasa değişikliğinin kimler tarafından hazırlandığının ve bu yasa değişikliklerinden kimlerin faydalandığının, neden-sonuç ilişkileri çerçevesinde değerlendirilmesi ve sorgulanmasıdır.
* Takdir, Yüce Türk Milletinindir.
NE OLMUŞTU?
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 28 Ocak’ta katıldığı programda, “25 Haziran'ı 26 Haziran'a bağlayan gece yarısı bir yasa değişikliği, torba yasalar kapsamında meclisin gündemine getiriliyor. Bu yasa teklifi ile iki şey yasalaştı. Birincisi, Askeri şahıslar askeri mahallerde işlediği suçlarla dahi özel yetkili mahkemelerde yargılanacak. Bu kanun teklifini kim hazırladı? Araştırsınlar diyorum” şeklinde konuşmuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise AK Parti milletvekillerine seslenip “Parlamento'nun hukukunu korumak üzere hepiniz dava açmalısınız” demişti. AK Parti milletvekilleri Mustafa Elitaş, Bekir Bozdağ ve Ahmet Aydın ile eski milletvekilleri Yahya Doğan, Mehmet Ceylan ve Ahmet Müfit Doğan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu.
Kaynak: Sözcü