Gazi Üniversitesi 2. sınıf öğrencisi Şule Çet (23), geçtiğimiz yıl mayıs ayında Ankara’nın en lüks plazalardan birinin 20. katından düşerek hayatını kaybetti. Şule Çet, masraflarına destek olarak katil Çağatay Aksu'nun (34) yanında asistan olarak çalışmıştı. Çağatay Aksu ise Çet’i arayarak, “Yeni ortağımızla konuşuruz, yeniden işe dönersin, ofiste buluşup, konuşuruz” diyerek 28 Mayıs tarihine randevu verdi. Çağatay Aksu ile Şule Çet, o gün Çankaya’daki bir plazanın 20. katındaki ofiste buluştu. Aksu'nun ofisine giden Çet, saat 01:48 gibi ev arkadaşını aradı ve; "Ben şimdi içeri giriyorum, beni ara ve acilen eve gelmemi söyle dedi. Saat 02:00 sularında ev arkadaşına; "Buradan çıkamıyorum. Adam bana takmış, bırakmıyor. Keşke gelmeseydim" diye mesaj attı. Sabah saat 04.00 sıralarında ise Çet, 20. kattan düşerek öldü.
Çet’in ölümünün ardından Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlatırken, polis ise hem olay yerindeki delileri hem de plazadaki güvenlik kamera görüntülerini incelemeye aldı. Görüntülerden, Çet’in Çağatay Aksu ile yanlarında bulunan 2 erkek B.Y. ve T.K. ile birlikte saat 23.54’te plazaya girdikleri, gece saat 01.30 sıralarında B.Y. ile T.K.’nin plazadan ayrıldığı, Çağatay Aksu. ile Çet’in ise orada kaldığı belirlendi.
Doğum gününde ölmüştü
Çet’in 29 Mayıs tarihinde doğum günü olduğu ve 24 yaşına girişini arkadaşlarıyla planladıkları “doğum günü partisi” ile kutlamaya hazırlandığı öğrenildi. Doğum gününde ölüme giden Çet’in, üniversite eğitimine başladığı sene annesini kanserden kaybettiği, bu nedenle eğitimine bir yıl ara verdiği bildirildi. Tekrar eğitimine başlayan Çet’in bu sefer de kalp krizi geçiren babasının tedavisi için bir yıl daha üniversiteye gidemediği belirlendi. Babasının tedavisinin ardından Şule Çet, tekrar İstanbul’dan Ankara’ya gelerek üniversite eğitimine başlamıştı.
Deliller karartıldı
Şule Çet'in ölümüyle ilgili intihar mı, cinayet mi soruları konuşuldu. İntihar süsü verilmeye çalışılan cinayetin ikinci duruşmasında, sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand'ın delilleri ortadan kaldırdığını söyleyen Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım; "Olay günü çekilen videolarda perdelerin inik olduğu gözüküyor, sabah polisler tarafından çekilen fotoğraflarda ise perdelerin açık olduğu gözüküyor. Demek ki olaydan sonra perdelerin nasıl durduğunu hatırlayamadıkları için öyle ayarlamışlar. İfadelerinde hava almak için camların açık olduğunu söylemelerine rağmen çekilmiş görüntülerde perdeler kapalı. Demek ki mahrem bir şeyler yaşandı ki perdeleri kapatma ihtiyacı hissettiler. Sabah da nasıl ayarlaması gerektiğini bilemeyip perdeleri açtılar" diyerek sanıkların yalan beyanlarını ortaya koydu. Görülen bu duruşmada yine katil Çağatay Aksu'nun, Şule Çet'in babasına söylediği "Kızına sahip çıksaydın" sözleri de hem mahkeme salonunda, hem de kamuoyunda büyük tepki toplamıştı.
Beklenen haber geldi
Bugün ise Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın son duruşmasına yoğun katılım gerçekleşti. Duruşmayı bazı milletvekilleri ile sanık yakınlarının da arasında bulunduğu çok sayıda kişi izledi.
Sanıkların son sözlerinin de alınmasının ardından Mahkeme Başkanı Mehmet Ali Karaseyfioğlu hükmü açıkladı. Buna göre Çağatay Aksu “kasten öldürme” suçundan müebbet hapse çarptırıldı. Aksu, “nitelikli cinsel saldırı” suçundan 10 yıl, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan da 2 yıl 6 ay olmak üzere ayrıca toplam 12 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Sanık Berk Akand ise Aksu’nun eylemlerine yardım ettiği gerekçesiyle “kasten öldürme” suçundan 12 yıl 6 ay, “cinsel saldırı” suçundan 5 yıl, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan da 1 yıl 3 ay olmak üzere toplam 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Son beyanı sorulan baba Çet, sanıklardan şikayetçi olduğunu belirtti. Sosyal medyada ve basında aleyhlerinde propaganda yapıldığını ve ardından haklarında tutuklama kararı verildiğini savunan Aksu, maktule cinsel saldırıda bulunmadığını söyledi.
Haber: Dilek Alabulut