banner388
banner390

‘Kendine saygı duyulmasını istiyorsan başkasına saygı göster!

Sana yapılmasını istemediğin şeyleri başkalarına yapma!’ Konfüçyus bu sözleri milattan önce 500’lü yıllarda söylemiştir.

O zaman olduğu gibi bugün de geçerliliğini koruyan tüm zamanların özlü sözleri arasında yerini almıştır.

Belki de günlük yaşamımızda pek çok kez kullandığımız veya beklediğimiz ‘saygı’ ne demektir? Google’da ‘saygı’ diye aradığınızda aşağıdakine benzer açıklamalarla karşılaşabilirsiniz…

Saygı, ilişki içinde olan birey veya kurumların (örneğin dinlerin veya ulusların), birbirlerinin ilgi ve tutumlarının farkında oldukları, yapıcı bir davranış tarzını benimsedikleri olumlu bir duygudur.

Saygı, ilişkide olunan, iletişim kurulan varlık veya oluşumun hak, değer, inanç ve her türlü özelliğini göz önünde tutmak ve bunlara önyargısız yaklaşmayı içerir. Her ne kadar tersi gibi gözükse de ‘saygı’ kavramı haklar kavramının varlığından önce gelir ve haklar kavramına dayanmaz.

Aslında ‘saygı’ terimi kişiler arası ilişkilerle sınırlı değildir; hayvanlar, gruplar, müesseseler ve örneğin ülkeler arasında kullanabilen bir terimdir.

Her ne kadar saygı zaman zaman kibarlık veya görgü ile eş anlamlı kullanılsa da bunlar birer davranışken saygı bir tutumdur.

Davranışlarda görülen kültürler arası farklılıklar ve aynı davranışın farklı kültürlerde farklı anlamlar taşıması sonucu zaman zaman kişiler tamamen kendilerine dair unsurlardan veya dışa dönük çeşitli davranışlarından dolayı, saygısızlık kastı olmasa da saygısız olarak tanımlanabilirler.

‘Saygı’nın, terim olarak en çok kullanıldığı yer kişiler arası ilişkilerdir. En çok da göz ardı edilen kişiler arası ilişkilerdir.

Egosal tutumlar, yargılar, beklentiler içinde saygı ve sevgiden söz etmek olası değildir.

Sevgiden diyorum çünkü sevgi ve saygı eşdeğerdedir.

‘Kendine saygı duyulmasını istiyorsan başkasına saygı göster!’

Örneğin sevgi dolu ailede yetişen bir çocuk, daha ufacıkken birey olmayı sevgi ve saygı dolu bir iletişimle öğrenir.

Tam tersini düşünelim. Sürekli sevgisiz, itiş-kakış bir yaşamın içindeki aileye doğan çocuk, saygıyı nasıl öğrenip yaşamına geçirebilir?

Bugün topluma baktığımızda doğuştan hakkımız olan sevgi ve saygıyı göremiyorsak ütopya olmayan bir değeri bile yaşama geçirememek her insanın sorumluluğu değil midir?

Bu dünyada sadece insanlar değil hayvanlar ve bitiler de yaşam sürmektedir. Üstelik bunların biz insanlar için çok büyük faydaları vardır. Onlar da tıpkı bizim gibi bir cana sahiptir. Bunun bilincinde olup hayvanları ve bitkileri de koruyup onlara saygı göstermemiz gerekir.

Saygımız, bir anlamda bizim kişiliğimizin de göstergesidir.  

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.