Keşkeleri olmayan insan var mıdır? Düşünüyorum… Kim bilebilir? Hepimizin hayatında ne pişmanlıklar ne yaşanmışlıklar vardır, içinde mutlaka keşkeleri olan…
Çoğu zaman, hepimizin hayatında şunu yapmasaydık, şöyle söylemeseydik, onu kırmasaydık, ya da oraya gitmeseydik vb. gibi pişmanlıklar ve serzenişler olabilmektedir.
Hep duyarız büyüklerimizden, yaşanmışlıklarını, nasihat olarak, kulağımıza küpe olsun diye. Bazen yaptıklarını, bazen de çok isteyip de yapamadıklarını.
Keşke diyerek dile getirdiğimiz pişmanlıklarımızla hayatı kendimize zindan etmemek için, bir şey yaparken veya bir işe kalkışırken iyi düşünmeli, zamanı en verimli şekilde değerlendirmeli, eldeki imkânları olabildiğince iyi kullanmalıyız. “Keşke bir gün keşke demeyi unutmuş olsam...”
Birçoğumuz hayal ettiğimiz, dilediğimiz hayatı yaşamayı içtenlikle isteriz. Ama bazen hayat şartları veya imkansızlıklar hayal ettiklerimizi yaşamamıza izin vermez. Bir açıdan baktığımızda bu gerçek, aslında değiştiremeyeceğimiz alanlar içerisine girer.
İşte ben bunlara kelimenin tam anlamı ile “Sümen altı ettiğimiz yaşamlar” adını veriyorum.
“Hep bunu düşünmüşümdür...”, “Keşke yapsaydım...”, “Keşke o şansı kullansaydım...”
Keşkeler ile yaşansaydı, hepimizin başı göğe ererdi.
Yaşam aslında bazen bize sunulan sonsuz bir açık büfe gibidir.
O açık büfede yenilebilecek çok şey vardır, hepimiz elimize kaşığımızı alıp açık büfeden neyi ne kadar yiyebileceğimize bakabiliriz.
Ancak herkesin kaşığı farklıdır; her kaşık yaşama bakışımız, bir başka deyişle vizyonumuzdur.
Neden bakış açımızı genişletemiyoruz?
Yaşamımızda bir alışkanlık alanımız var. Sürekli yaptığımız davranışlar veya düşünce yapımız ile bir nebze belirli ölçüde karakterimiz var.
Keşkeler ile yaşamamak için, kaybetme korkusuna değil kazanma arzusuna odaklanmak için, özgüvenimizi hep tazelemek zorundayız. Yaşamda ayakta kalmanın anahtarı da budur; yani özgüvendir.
Kazanmak için yaşamalıyız, ya kaybedersem diyerek değil.
Yaşam sahasında maça, kaybedersem diye değil, kazanacağım diye çıkmak zorundayız.
Aksi takdirde yaşam bizi delice esen rüzgarı ile savurup atar.
Savrulup atılan bir yaprak olmamak için, yaşam rüzgarında oradan oraya atılmak yerine yelken açıp yeni limanlara gidebilmek, yeni dünyayı keşfedebilmek için...
‘Keşke’leri unutalım ve yaşamımızı sümen altından çıkarıp yaşayalım...