Mehmet YAZICI
Sol düşünce…
Dünyaya…
Milletlerin kendi aralarında süren bir savaş olarak değil…
Ezen ve ezilenlerin arasında süregelen bir savaş olarak bakar…
Dünyanın her yerinde emekçileri ezen bir düzen var!
Emekçiler her yerde ezilir…
Boğaz tokluğuna çalışır…
Hele bizdekiler ay sonunu zor çıkarır…
Oysa üreten ve yaratan ki onlardır!
O halde hayatın her alanında onların,
Çalışanların, işçilerin, memurların,
Alın teri ve emeği vardır…
***
Bunun için,
Her ne kadar kalmadıysa da
Sosyalist ülkelerde,
Yönetim biçiminin adı “Proletarya diktatörlüğüdür”
Proletarya…
Yani çalışanlar, emekçiler, işçi sınıfı…
Sosyalist yönetimlerde, sermaye birikimi yoktur…
Çünkü sermaye birikimi kapitalizmin ürünüdür…
Sosyalist sistemde hiç kimsenin yarınlarla ilgili bir endişesi olmaz…
Bütün ihtiyaçlar devlet tarafından karşılanır…
O halde niye sermaye biriktirilsin?
Var olan üretim, halk arasında eşit şekilde paylaşılır…
Eğitim ve sağlık hizmetleri gibi…
Birçok temel hizmet parasızdır…
Sosyalizm bu nedenle halkın iktidarıdır…
Devlet de birilerinin babasının çiftliği değil, halk için vardır…
***
Bunun dışındaki yönetimlerde Devlet,
“Egemen sınıfların baskı ve sömürü aracıdır…”
Devlet, zenginlerin yani burjuvazinin çıkarlarını korur…
Dar gelirli vatandaştan topladığı gelirleri
Yollar, köprüler, ihaleler vesaireler yoluyla burjuvaziye aktarır…
Dert etmeyin, bu sadece bizde değil;
Dünyanın her yerinde sistem böyle çalışır…
***
Buradan bakıldığında,
Türkiye’deki egemenlerden birinin,
“Milletin a… koyacağız” demesi de boşuna değil…
Adam haklıdır! Çünkü devlet onların! Senin değil!
Sana sadece bu devlet için ölmek,
Vergi vermek ve sömürülmek reva görülmüştür…
***
Halkın iktidarda olmadığı yönetimlerde…
Sermaye egemendir…
Ancak sermaye de kendi arasında sürekli bir rekabet halindedir…
İktidar savaşları da sermayenin kendi arasında sürer gider…
Mesela Amerika’da “Güvercinler ve Şahinler” arasında devam eden sermaye savaşları sırasında,
11 Eylül’de,
İkiz kuleler yerle bir edilmiştir…
***
Halk iktidarlarında “kamu ekonomisi” uygulanır, piyasayı devlet belirler...
(Seçimlere kadar açık kalacak tanzim satış mağazaları buna bir örnektir)
Sömürü düzeninde ise buna “serbest piyasa” adı verilir…
Liberal ekonominin gereğidir bu…
Yani, kör tuttuğunu topal yakaladığını düzer!
***
Siz ne kadar seçimlerle iktidarı değiştirmeye çalışırsanız çalışın…
Ezilen hep siz olursunuz, egemenler değil…
Örneğin,
Ekonomik krizlerden zenginler etkilenmez…
Tam aksine,
Onlar krizleri fırsata çevirmesini bilirler…
Krizlerin faturasını “kerizler” öder…
***
Bunları neden anlatıyorum…
Valla ben de bilmiyorum!
Ama bizim için “şu partili, bu partili” diyenlere belki bir yanıt olur diye…
Türkiye’de tek bir parti var!
O da muhalefet gibi görünen tüm partilerle birlikte şu an iktidar!
Gerisi hikaye!
***
Benim partimi merak eden varsa,
Henüz kurulmadı ama…
Eğer yukarıda anlattığım düşüncede bir parti varsa…
Halkın, emekçinin, ezilenin yanında…
Eğer kurulursa, ben o partidenim işte!
***
Haa…
Ayrıca…
Bir hatırlatma daha;
Seçim sonucunu da…
“Oyları verenler değil,
Oyları sayanlar belirler…”
***
guzel br yazı