Samsun haber - Samsun Çevre Mühendisleri Odası Şube Başkanı Özcan Çoluk, “Doğalgazın kirletici emisyonları açısından olarak kömür ve sıvı yakıtlara göre daha iyi olduğuna vurgu yaparak, ısınmada ve sanayide kömür kullanımı yerine doğalgaz kullanımı yaygınlaştırılmalı ve bunun için gerekli teşviklerde sağlanmalıdır. Ülkemizde son zamanlarda oldukça fazla kömürlü termik santral yatırımı olduğunu görüyoruz. Benzer bir durum ilimiz içinde geçerli daha önceleri bir mobil santral süreci yaşamıştık. Şimdilerde Gerze ve Termede duran bir süreç, Merzifon’da ise devam eden bir süreç var. Emisyonları ve diğer atıklarının yanı sıra, yer seçimleri açısından da büyük problemler görüyoruz. Çok verimli tarım arazilerine sahip bir alandayız bu verimli ovalarda bu tür bir tesisin toprak hava su sistemleri üzerinde olumsuz etkileri olacağı açıktır. Ülkemizde enerji elde edilmesin ve sanayi olmasın demiyoruz. Bu yatırımlar yapılırken planlanırken çevreci bir politikanın uygulanmasını doğal kaynağın korunmasını istiyoruz. Yaşam için temel olan hava su ve topraktır her türlü faaliyeti planlarken bu kaynakların korunmasına dikkat edilmelidir. 2011 yılında odamızın bu konuyla ilgili yaptığı bir modelleme çalışması mevcuttur. Bu çalışmada herhangi bir Sızıntı ya da kaza durumunda nükleer parçacıkların izleyeceği yol ve etkisi hesaplanmıştır. 300 km'lik bir çevrede yüksek risk olduğu çalışma sonunda ortaya çıkmıştır. Kaza olmasını elbette hiçbirimiz istemeyiz ancak bunu bir risk olarak değerlendirmemek doğru yaklaşım değildir çünkü Japonya gibi yüksek teknolojiye sahip bir ülkede bile deprem ve tusunami sonrası nükleer sızıntı meydana geldi. Ayrıca nükleer santrallerin atık sorunu büyük problemdir atık nerde depolanacaktır nasıl atık yönetimi yapılacaktır soruları önemlidir. Bu santrallerin riskli ve pahalı yatırımlar olarak da karşımıza çıkmaktadır” diye konuştu.
“Çok mantıklı bulmuyoruz”
Ekosistemin bir bütün olduğu ve birinin bozulmasının bile diğerlerini etkilediğini söyleyen Çoluk, “Özellikle kömürlü Termik santrallerinin hava kalitesinin bozulmasındaki yükü ve payı oldukça fazladır. Bu verimli arazi alanlarında bu tür kirletmesi muhtemel yatırımların olmasını doğru bulmuyoruz. Havanın kalitesini bozarsanız yağışlarla bu kirleticilerin toprağa ulaşması toprağın yapısının bozulmasına neden olur. Toprak içinden yer altı suyuna ve diğer sucul ortamlara ulaşması suyun yapısını bozacaktır. Ekosistemi bir bütün olarak ele almamız gerekiyor. Bütünün içinde herhangi bir yer bozulursa diğer doğal sistemlerde bundan az ya da çok bir şekilde etkileniyor” şeklinde ifade etti.
“Çok yüksek değerlerde olduğunu görüyoruz”
2017 hava kirliliği raporundan bahseden Çoluk, “Odamız mesleki sorumluluğunu ve kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirerek ciddi bir emek ve özveriyle 2017 hava kirliliği raporunu yayınladı. Sorunun tespiti ve çözümün planlanmasında faydası olmasını temenni ediyoruz. Ülkemizde hava kirliği ne yazık ki bazı bölgelerimizde artış göstermekte bölgemizde ve ilimizde iki durum söz konusu SO2 (kükürtdioksit) değerleri açısından geçen 2 seneye göre iyileşme görülmekte özellikle sanayi bölgesinden ve ısınmadan kaynaklı bu kirleticinin değerlerindeki azalma halkımızın sağlığı açsından oldukça olumlu bir durum ancak soluduğumuz zaman direk solunum sistemimize etki eden yani halk sağlığımızı direk etkileyen bir başka kirlilik parametresi partikül madde (PM 10)’nin ise çok yüksek değerlerde olduğunu görüyoruz. Bu parametrenin günde ortalama değerinin sınır değerleri yılda 35 defayı aşmaması gerekiyor ama bizde 200’leri buluyor. Sorunların tespitini yaparken çözüm noktasında kent planlanmasında ve kentsel dönüşüm uygulamalarında hava kirliliğinin dikkate alınması, doğalgaz kullanımın yaygınlaştırılması, orman ve yeşil alanların çoğaltılması, toplu taşımanın kullanılmasına özendirilmesi vb. konulara dikkat edilmesi önemlidir” diye ifade etti.
Müberra TAŞÇI
Merhaba arkadaşlar dünya havayı kirletsin enerjiyide onlardan alalım böyle dahamı iyi
Nükleer Santral yapmayalım diyemeyiz. Çünkü Ermenistan'da bile var.
Nükleer santral yapılırken en yenilikçi yöntemler tercih edilmelidir. Bu pahalı ama sürdürülebilir olacaktır. Klasik yöntemle yapılmamalı. Almanya bu konuda bir dönüşüm hazırlığında.
İkincisi rüzgar santrallerini yagınlaştırmalı. Güneş enerjisi de.
Evlerin çatılarına güneş ve rüzgar sistemleri kurulmalı. Hatta yağmur suyu depolama sistemleri.
O zaman çok büyük kazanımlarımız olacaktır.
Nükleer enerji kötü ve tehlikeli ama tüm dünya devletleri kullanırken sadece biz çevreyi düşünmemiz manası yok dışa bağımlı olmaktansa çevreye zarar vermeyen bir santral kurulması ülkemizin yararına olur
bence değil nükleer, hiç bi santral kurmamalıyız, doğayı tahrip etmemeliyiz, adem babamızın santralı mı vardı, amerikada yaşayan hamişler gibi tamamen doğal bi ortamda yaşamak en iyisi diyeceğim de.........
Demekki barajlar yetmiyor nukleere ihtiyaç var.En ileri ülkelerde bu teknoloji kullanılırken biz neden bu enerjiyi kullanmayalım. Hiçbirimiz teknolojiden ve yaşam kalitesinden ödün vermezken.
Santrallere ihtiyacımız var.Demekki nükleer enerjiye ihtiyacımız var.Gelecekte bu konuda sıkıntı yaşanabilir düşüncesiyle böyle bir projeye başvurulmuş.Türkiye olarak gelişmemiz ve büyümemiz için gerekli...
Sinop kimsenin babasının çiftliği değil, aynı şekilde Samsun da öyle birileri artık bu anlamsız teknolojiye dur desin Ne bileyim illa kurulması gerekiyorsa bunun, illa Karadeniz bölgesi şartsa Rize ye kurulsun o zaman. Termik yapılacak yer göster Sinop /Samsun uygundur. Nükleer yapılacak yer göster Sinop/Samsun Balık Üretim Tesisi yapılacak yer göster Sinop /Samsun uygunmudur? Uygundur Nahhh uygundur birde halka soralım demiyorlar. Termik santral kurmak isteyenler bir kamyon sopa yedi Gerze de. Sinop tan İstanbul a yol olur yol. Bu Sinop Samsun halkını kimse salak yerine koymasın yeter artık. Nükleer başlasın hele bir herkes halkın gücünü görecek bazılarının cebi dolsun diye biz kötü hava solumak zorunda değiliz. Çernobil patladı bir ozanımız gitti akıllanmadılar ders almadılar.
Enerji güç demektir ve bizim güçlü bir ülke olmamizi hicbir ulke sitemez bu gercegi unutmayin bu işin doğayla falan alakası yok arkadaşlar dünyayı yönetmek isteyen güçlerin içimizdeki yalpakcıları vasıtası ile engel olmaya çalışmasıdır...