Samsun Haber – Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden bir grup öğrenci, Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaşı sonrası ve terör örgütü IŞİD’in Suriye ve Irak topraklarında gerçekleştirdiği işgaller sonucunda Türkiye’ye mülteci olarak geldikten sonra Samsun’a yerleşen Suriyeli ve Iraklı göçmenler ile Samsunlu vatandaşlar arasındaki ilişkiyi ve Samsunlu vatandaşların şehirlerinde bulunan göçmenlere bakış açılarını inceleyen bir araştırma yaptı. 2016 yılında yapılan araştırma sonucunda Samsunlu vatandaşların Suriyeli ve Iraklı göçmenlere bakış açıları ile ilgili önemli detaylara ulaşıldı.
“Vatandaşlık Verilirse İstihdam Alanları Daralacak Endişesi Var”
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyoloji öğrencilerinin yaptığı araştırmayı dayanarak Samsun’daki göçmenler konusunda gözlemlerini paylaşan Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Niyazi Usta, Samsunlu vatandaşların göçmenlerle ilgili taşıdıkları endişenin temelini ekonomik kaygılarının oluşturduğunu söyledi. Usta, ayrıca araştırma sonucunda Samsunluların göçmenlere vatandaşlık verilmesine sıcak bakmadıkları anlaşıldığını belirtti. Usta, “Samsunlular göçmenlere vatandaşlık verilmesini istemiyor. Samsunlular göçmenler din kardeşleri olarak görüyorlar ama bu vatandaşlık verilmesi konusunda düşüncelerini değiştirmiyor. Samsunlular, göçmenlere vatandaşlık verilirse iş gücü sayısında artış olacağını fakat istihdam alanlarının daralacağından endişe ediyor. Bunun nedeni de göçmenlerin vatandaşlık ile kalıcı olarak kalmasıyla beraber iş gücü girişi hizmet sektöründe olacak. Çünkü göçmenlerin ekonomiye katkı yapacak bir durumları görünmüyor. Türkiye’ye gelirken işlerini ve paralarını yanlarında getirmediler. Yani, sadece Türkiye’deki mevcut istihdam alanlarından yararlanacaklar. Samsunlular da göçmenlerin üretime yönelik bir katkılarının olacağının düşünmüyor. Bu nedenle göçmenlere vatandaşlık verilmesine karşı çıkarken ilk olarak ekonomik nedenler ön plana çıkıyor” dedi.
“Kültürel Açıdan Ayrışma Yemek Kültüründe Görülüyor”
Araştırmada Samsun’a gelen göçmenlerin demografik yapılarının incelendiğinden aileleriyle beraber geldikleri sonucuna ulaşıldı. Bu durumu değerlendiren Usta, “Aileleriyle gelmeleri, kalıcı olarak geldikleri anlamına geliyor. Kalıcı olarak görülmeleri de Samsun halkını ekonomik açıdan endişelendiren bir başka konu” diye konuştu. Samsunluların göçmenler konusunda taşıdıkları bir diğer endişe ise eğitim konusunda. Usta, “Göçmenlerin dil problemleri nedenleri ile özel bir statüde üniversitede okumaları, Samsunlu öğrencilerin ‘kontenjan’ sıkıntısı yaşayacakları şekilde endişelere neden oluyor diyebiliriz” şeklinde konuştu.
Samsunluların göçmenlere hakkında kültürel bakımdan bir endişe yaşamadıklarından bahseden Usta, “Samsunlular, kültürel konularda göçmenlerle pek ayrıştıklarını düşünmüyorlar. Sadece yemek kültürü açısından bazı farklılıkları olduğunu düşünüyorlar. Bir de Samsun halkı, göçmenlerin dilencilik yapmasından hem görüntü anlamında hem de vicdani anlamda oldukça rahatsız oluyor” dedi.
“Göçmenlerin Topluma Entegrasyonu Söz Konusu”
Suriyeli ve Iraklı göçmenlerin topluma entegrasyonunun söz konusu olmadığını söyleyen Usta, “Entegrasyon(bütünleşme) olabilmesi için vatandaşlık olabilmesi lazım. Vatandaşlık olmadan nasıl entegrasyon olabilsin. Şunu karıştırmayalım; entegrasyon ile asimilasyon sosyolojide aynı şeyler değildir. Entegrasyon, farklılık olmasına rağmen bütüne uyum sağlama anlamına gelirken; asimilasyon, bütünün farklı olanı kendine benzetmesi anlamına geliyor. Böyle bir problem var ortada. Toplumda göçmenlerle ilgili sıkıntıların yaşanmaması için vatandaşlık belki gerekli. Göçmenler vatandaş olduktan sonra insanların kabullenmesi daha kolay olabilir ama burada insanlar vatandaşlık verilmesi fikrini kabullenmiyor. Hatta bir ara göçmenlerin vatandaşlığa alınması konuşuluyordu. Bu söylemlerinde sorunda etkisi olacak. Burada biraz güvenlik güçlerinin göçmenlere dikkat etmesi gerekecek. Bir de hükümetin ileriye dönük Suriyeliler bekası konusunda bir plan hazırlaması bir şeyler söylemesi lazım. Bir zaman vermesi lazım, bir şeyler söylemesi lazım ki, insanlar durum kabullenmeye başlasınlar” dedi.
Yasir BABA – Sinem DENİZ
Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir göçmen politikası olmaz. Kendi halkını bu kadar hiçe sayarak yaşam kalitesini bu kadar düşürerek sonra da bunu marifetmiş gibi anlatarak yapılıyor bizdeki göçmen politikaları.