Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde başlayan 2019 yılı Bütçe görüşmelerinde söz alan İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, "Sanayi üretiminde kullanılan ithal girdi azalınca, üretimde düşme oldu. Yine yüksek kur dış kredilerde finansman sıkıntısı doğurdu. Dış kredilerin maliyeti arttı ve çevrilmesi zorlaştı. Reel sektörde birçok firma borçlarında yeniden yapılandırma istedi ve bazıları da konkordatoya gitti. Hep büyüyen Türkiye'den bahsediyorsunuz. Bu tablo bile büyüyen bir Türkiye'nin olmadığını, istediğimiz rakamlara bir türlü erişemediğimizi gösteriyor. Ekonomideki bu kötü gidişatı sonlandırmak için ülke olarak ciddi bir planlamaya ihtiyacımız var. Bu kötü gidişat, ülkenin en işe yarar kurumlarının tek tek kapatılmasından kaynaklandı" dedi.
"Devlet Planlama Teşkilatını neden kapattınız?"
2011 yılında çıkan kanun hükmünde kararname ile lağvedilerek görevi o dönemki Kalkınma Bakanlığı'na devredilen Devlet Planlama Teşkilatı'nı hatırlatan Yaşar, "30 Eylül 1960 yılında kurulan ve yönlendirici planlarla ülkenin istikametini belirleyen, sizin en başarılı ilk döneminizde uzmanlarına neredeyse ekonominin tamamını emanet ettiğiniz Devlet Planlama Teşkilatı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'a bakınız, teşkilat görevleri nasıl belirtilmişti. Ülkenin kaynak ve imkânlarını belirleyerek uygulanacak iktisadi ve sosyal politikanın, hedeflerin oluşturulmasında ve uygulamasında hükûmete yardımcı olacaktı. Yani netice itibarıyla, bu planların hazırlanması Devlet Planlama Teşkilatının görev ve sorumluluk alanındaydı, Türkiye'nin her beş yılını planlıyordu, biz de Parlamentoda bu planlamalar üzerinde düzeltmeler yapıyorduk. Peki, ne oldu? 2011 yılında siz geldiniz, Devlet Planlama Teşkilatını kapattınız. Sonuç itibarıyla, yüzyıllık planlarını yapan ülkelere baktığınız zaman, bizim daha beş yılımızı bile planlayamayışımız ekonomide çok ciddi problemlere sebep oldu."
Vergi ödemenin enayilik olduğu kanaatini oluşturmaya başladı!
Yaşar, vergi sistemine değinerek, "Vergiyi çalışanların üzerinden alıp üreticilerin, iş adamlarının üzerine bir türlü getiremediniz. Topladığınız vergilerin yüzde 60-65'ini hâlâ çalışanların üzerinden sağlıyorsunuz. Vergi barışı adı altında sürekli çıkardığınız aflar, biri bitmeden diğeri başlayan vergi afları artık vergi ödemenin enayilik olduğu kanaatini oluşturmaya başladı. Dolayısıyla, bu vergi afları çıkarılırken bunlara daha fazla dikkat edilmesinin ben tekrar altını çiziyorum." ifadelerini kullandı.
Gelir adaletsizliği
Gelir dağılımındaki adaletsizliğine de değinen Yaşar, "Gelir dağılımındaki adaletsizlik de bunun bir örneği. Yani, hepimizin gördüğü gibi, bugün Türkiye'de ülke gelirinin yüzde 51-52'lik dilimi nüfusun yüzde 1'ine, gerisi nüfusun yüzde 99'una dağıtılıyor; gerisini siz düşünün. Yani özeti şu: Yüzde 10'u ekonominin yüzde 90'ına hitap ediyor, yüzde 90'ı da yüzde 10'una hitap ediyor. Bu gelir adaletsizliğinin bir an önce düzeltilmesi lazım." diye konuştu.
Fesih Kararnamesi!
İYİ Partili Yaşar, son günlerde özellikle inşaat sektöründe yaşanan sorunları ifade ederek devam eden inşaat sektörünün büyük merakla beklediği fesih kararnamesine ilişkin olarak, "Bir diğer husus da özellikle önümüzdeki torba yasada çıkarmaya çalıştığımız fesih kararnamesi. İnşaat sektörü, sizin de bildiğiniz gibi, lokomotif sektörlerden biri. Burada sadece tasfiye kararnamesiyle ortaya koyduğunuz "Yapamıyorsanız tasfiye edin." mantığıyla bu işi çözmeniz mümkün değil. Dolayısıyla, bunun yanı sıra fiyat farkı kararnamesinin de buna bir şekilde eklenmesi lazım. Yoksa inşaat sektörünü ayakta tutmanın imkânı yok. Bu lokomotif sektör de sıkıntıya girerse ülkede önemli oranda sıkıntılar yaşarız." dedi.
iyipartili değilim ama adam doğru diyor
Aynen öğle enayinin biride benim maalesef mafya gibi çıkıyorlar artik
zaten ülkede nerden buldun kanunu yok, örtülü sermaye var, devletin kendisi istiyor bunları.
Inşaat firmaları batiyor vergi borçları ve inceleme den dolayı ceza insanlar firmalarla isyapmaya korkulorum
Brüt maaşım 4000 TL elime geçen para 2260 TL. Ve bu kesintinin 555 TL' si gelir vergisi. 1 yılda benim emeğimin üzerinden aldığı vergiye bakın. Ben emekçiyim. Tüccar değilim, kuyumcu, tefeci değilim. Bu parayı emeğimin karşılığında kazanıyorum. Gidin her gün 15-20 hastayı muayene eden bir doktorun muayenehanesine bakın bakalım 1 yılda benim kadar vergi veriyor mu? Bir müteahhit , tüccar ne vergi veriyor? Çok merak ediyorum bir çeyrek altının alış-satışı arasında 25-30 lira fark alan kuyumcu ne kadar vergi veriyor. Yazıklar olsun. Çalışmayı bırakıp pazarda limon mu satsak acaba? Belki daha az vergi veririz!...
En büyük hırsız devletin ta kendisi. Namusuyla cezasını, vergini, borcunu vs. ödeyene aptal muamelesi yapıyorlar resmen.