Samsun Haber – Türkiye’de akaryakıt kaçakçılığının 4 yöntemle gerçekleştirildiğinin altını çizen PÜİS Samsun Şube Başkanı Zafer Güler, “Bu konuda Maliye Bakanlığı’na gereken uyarıları yaptık. Denetimlerin artırılması gerekiyor. Yaptığımız incelemelere göre Türkiye’de satılan akaryakıtın yaklaşık yüzde 18’i ile 22’si kaçak. Bu oranın sadece yüzde 1’lik bölümü eksik ürün satışı kaynaklıdır. Maliye, sayaç kontrolüne verdiği önem kadar hazineye büyük yük oluşturan kaçak akaryakıt konusunun da üzerine gitmelidir. Akaryakıtta en büyük kaçak maliyetinin altında satışlardan kaynaklanıyor. Bu yöntemi kullananlar, özellikle yazılımlar aracılığıyla yazar kasaların beynini her gece sıfırlıyor. Hiç satış yapılmamış gibi alınan Z raporları sayesinde de vergi oluşmuyor” dedi.
Türkiye’de LPG konusunda da önemli miktarda kaçakçılık yapıldığını ifade eden Güler, “Otogazda litre başına ortalama 1,77 olan ÖTV, tüplü ve dökme gazda 1,21 lira. ÖTV farkı kaynaklı milyarlarca liralık haksız kazanç oluşuyor. Bu konuda EPDK’nın LPG Dairesi de mercek altına aldı. Bizde Maliye’ye başvuruda bulunduk. Türkiye’de akaryakıt bayilerinin ürün fiyatlarında herhangi bir etkisi yok. Ürün fiyatları ve istasyonların kar marjları EPDK tarafından belirlenir. Buna rağmen bazı istasyonları rafineri çıkış fiyatının bile altında ürün satabiliyor. Maliye bunu da denetlemelidir” diye konuştu.
DEPOLARA SAYAÇ TAKILMALI
Bazı firmaların tek bir irsaliye ile birden fazla istasyona satış yaparak her diğer istasyonlardan yüzde 18 kazandığını ifade eden Güler, marker uygulamasının soruna çözüm olmamaktadır. Yani düşük fiyata satılan akaryakıt markerli olabilir. Özellikle fatura kesmeme kaynaklı kaybın önlenmesi için tüketicilere bir çeşit vergi iadesi uygulaması yapılmasın öneriyorum. Vergisini ödemeyen firmalar listesinde hep akaryakıt firmaları var. Çünkü firma ortadan kaybolmuş. Ana dağıtıcıların antrepo ve depolarına da sayaç takılmalıdır” şeklinde konuştu.
Gökhan İÇKİLLİ