Engellilerin problemlerinin çözümüne katkı sunmaya çalışan tüm kişi ve kurumlara teşekkür eden TSD Samsun Şube Başkanı Hayriye Hakyemezoğlu, “2016 yılı 10-16 Mayıs Engelliler Haftası çeşitli etkinliklerle kutlanıyor ya da protesto ediliyor. Engelliler, yaşadıkları özel sorunları ülkemizdeki genel sorunlardan da daha ciddi etkilenmekteler. Birkaç sorunumuza değinmek gerekirse, öncelikli sorunumuz erişimdir. 5378 sayılı Kanun ile 2005 yılında 7 yıl içinde fiziksel erişim sorunlarının çözülmesi kanunca düzenlendi. 7 yıllık süre dolduğunda erişim sorununun çözülmediği görüldü ve adeta sorumlu kamu yetkililerinin cezalandırılması yerine engelliler cezalandırıldı. Erişim hala en temel problemler arasında. Ayrıca erişim mevzusunun sadece fiziksel erişim olarak algılanması, bilgi ve hizmete erişim hususunda çalışma yapılmaması bir diğer sorun olarak ortalıkta durmaktadır” dedi.
Diğer sorunlarının sosyal yardım ve destekler olduğunu belirten Hakyemezoğlu, “Engellilerin eğitim ve özellikle istihdam hakkından eşit bir şekilde yararlanamadığı açık bir gerçektir. Dolayısıyla, engellilerin bağımsız yaşamlarını idame ettirebilmeleri oldukça zordur. Bireyin iş bulmasını sağlayamayan devletlerin, işsiz bireye insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürecek imkanı sağlaması anayasal görevidir. Ancak 2022 sayılı Kanun kapsamında alınan engelli aylığı çok düşük olmakla birlikte, engelli birey dışında akrabalarının gelirine bakılması anayasa ve temel insan haklarına aykırı bir düzenlemedir. 2013 yılında kanunda yapılan değişiklikle birey yok sayılmış ve engelli aileleri ile birlikte yoksulluğa ve açlığa mahkum edilmiştir. Engellilerin tüm taleplerine rağmen sosyal yardımda birey esasına geçilememiştir. Bir diğer sorunumuz ise dayanışmadır. Engellilerin sorunlarının çözümünde dayanışma temel çözüm yöntemi olarak kullanılmaktadır. Halkımızın dayanışma duygularıyla yaptığı yardımları çok önemli buluyor ve halkımıza teşekkür ediyoruz. Ancak devlet ile vatandaş arasındaki ilişkide de yardımlaşma perspektifi ile hareket edilmektedir. Bu durum kabul edilemez. Çünkü devlet ve vatandaş arasındaki ilişki hak-ödev olarak tanımlanır. Ayrıca yardımlaşma ile zorunlu ihtiyaçlarda ki sorunlar çözülememektedir. Çözülmesi de mümkün değildir. Bu yaklaşım nedeniyle engelliler başta olmak üzere dezavantajlı gruplar mağdur olmaktadır. Zorunlu ihtiyaçların karşılanmasında yani gıda, barınma, sağlık gibi yardımlaşma yerine devletimizin anayasal ödevi olarak çözüm üretilmesi gerekir. Ayrımcılık ve eşitlik konusunda da sorunumuz vardır. Bu da engellilerin eşit hak ve insan onuruna yaraşır bir yaşam talebinden başka bir talepleri yoktur. Sağlanan veya sağlanması gereken tüm destekler eşitliği sağlamaya yöneliktir. Örneğin engellilerin üniversiteli oranı yüzde 3‘tür ve işsizlik oranı yüzde 70’in üzerindedir. Bu iki istatistiki veri dahi eşitsizliği açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu eşitliğin sağlanamaması nedeniyle engelliler ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar. Bu itibarla engelli sorunu insan hakları sorunudur ve engellilerin temel insan hakları ihlal edilmektedir. Bu ihlallerin hızlı bir şekilde son bulmasını diliyoruz. Engelliği doğuran bazı nedenler önlenebilir olmasına rağmen, bu hususta da önemli bir gelişme sağlanamamıştır. Trafik kazaları, iş kazaları ve savaş, terör ve şiddet yeni engelliler ve engeller üretmeye hızla devam etmektedir. Yaşanan sorunlar, burada ifade edilenin yüzlerce kat fazlasıdır. Başta Başbakanımız olmak üzere, bakanlar ve tüm yöneticilerden sorunlarımıza duyarlı olmalarını ve çözüm üretmelerini acil olarak bekliyoruz” diye konuştu.
10 Mayıs 2016 Salı 15:27
Son Güncelleme: 10.06.2016 12:28