Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’ndeki değişikliğe göre, 10 yıldan az hapis cezası alıp, sadece bir ayını iyi halli geçirenler açık cezaevine gönderilebilecek. Değişiklik hakkında konuşan Samsun Valiliği İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Avukat Korhan Çömezoğlu, bunun üstü kapalı bir af olduğunu belirterek, suçluların artık ıslah edilemeyeceğini, bu durumun ise kaos yaratabileceğini ifade etti.
ISLAH OLMAYACAK
Ceza yargılaması ve ceza hukuklarında 2 tip sistemin olduğunu ifade eden Çömezoğlu, “Birincisi ceza çektirme metodu, ikincisi ise suçun karşılığında suçu işleyen kişinin işlemiş olduğu suçtan dolayı pişmanlık duyup, topluma rehabilite edilmesi, ıslah edilmesidir” dedi. Türkiye’nin kabul ettiği sistemin ıslah metodu olduğunu belirten Çömezoğlu, değişen yönetmelikte 10 yılın altında ceza alan kişilerin açık cezaevlerine gönderileceğini kaydederek, “Kişi, işlemiş olduğu suçun karşılığında herhangi bir ıslaha tabi tutulmayacak” şeklinde konuştu.
GÜNDÜZ DIŞARIDA, AKŞAM CEZAEVİNDE
Açık cezaevlerinin ne anlama geldiği hakkında da bilgi veren Çömezoğlu, “Kapalı ceza infaz kurumları, tamamen toplumdan soyutlanmış ve vatandaşların cezalarını çektikleri yerdir. Açık cezaevleri ise sadece gece yatmak için kullanılan tabiri caizse otelden farksız kamu kurumlarıdır. Kişi günün tamamını dışarıda geçirir, akşam sadece yatmadan yatmaya cezaevine gider. Örneğin; uyuşturucu suçları, yaralama, hırsızlık, ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet gibi suçluların kapalı cezaevlerinde yatma olasılığı olmayacak. Bundan dolayı bu sistem üstü kapalı bir aftır. Bu uygulamada sadece cinsel saldırı ve terör suçları ayıklanıyor. Yani toplumda cinsel saldırı suçu ve terör suçu işlemediysen cezaevine girmeyeceksin” ifadelerini kullandı.
KİŞİ SUÇ İŞLEMEYE DEVAM EDECEK
15 Temmuz’dan sonra Denetimli Serbestlik Yasası’nda bazı değişiklikler yapıldığını hatırlatan Çömezoğlu, değişiklik kapsamında 4 yılın altında ceza alan kişilerin denetimli serbestliğe tabi tutulduğunu ve 90 bine yakın kişinin cezaevlerinden tahliye edildiğini söyledi. Çömezoğlu, “O dönem 197 bin civarında insan cezaevindeydi, tahliyelerden sonra an itibariyle 197 bin 297 tutuklu ve hükümlü şu an cezaevlerinde. Aynı suçlular, fazlasıyla cezaevlerine geri dönmüş. Yani insanlar işledikleri suçtan pişmanlık duymamış aksine suç işlemeye devam etmiştir. Peki, bundan sonra ne olacak? Basit hırsızlık veya yaralama suçunu ele alalım; bir insan başka bir insana saldırıyor, ya da malını elinden aldı. Yargı karşına çıktığında cezaevi yolu gözükmüyor. Suçlular bu kez ‘bunun bir geri dönüşü yok, suç işlemenin bir karşılığı yok’ diye düşünecek ve suç işlemeye devam edecek. Bu insanlar ıslah olmayacak, bu insanları topluma kazandırmamız mümkün olmayacak” dedi.
DURU OLAN SU BULANACAK
“Suçla mücadele eden kolluk kuvvetlerinin yapmış oldukları mesleklerinin bir anlamı olmayacak. Kolluk kuvvetleri şahsı, uzun uğraşlar sonucu yakalayacak, kolundan tutup adliyeye getirecek ve ardından o kişinin dışarı çıktığını görecek” diyen Çömezoğlu, toplumda rehabilite olmayan suçluların topluma da kazandırılamayacağı, duru olan suyun bulanmaya başlayacağını söyledi. Çömezoğlu, “Bunun sonu inşallah olmaz ama toplumda bir kaos olması içten bile değil. Aile içi şiddeti ele alalım, kocanın karısına uyguladığı saldırı suçlarında kişi ceza almayacak. Karşısında bir ceza uygulaması görmeyen koca, kadına saldırmadan alıkoyacak olan nedir? Uyuşturucu kullanma veya satma suçundan cezaevine alınan kişi tekrar dışarı çıkacak. Çıktığında bunu tekrar yapmaması için karşında bir engel yok. Polis tarafından yakalanacak, adliyeye getirilecek ve tekrar aynı suçu işlemeye devam edecek” şeklinde konuştu.
SADECE 2 SUÇ YOK
Başka önlemlerin alınması gerektiğini aktaran Çömezoğlu, toplumda cinsel saldırı ve terör suçları gibi 2 suçun olmadığını dile getirerek, “Lütfen bunları görmezden gelmeyelim” dedi. Denetimli serbestliğin kapsamı genişletildikten sonra birçok sıkıntının yaşandığını kaydeden Çömezoğlu, “Toplumsal hafızamız yok olmadı, Rahşan Affı’nda da aynı durum oldu, aftan yararlananlar kısa süre sonra cezaevlerine geri döndü. Devletin, suç işlemenin caydırıcılığını göstermesi gerekirken, kişi işlediği suçun bir cezasının olmadığını anlayacak, bundan daha kötü bir durum olamaz. Başka önlemler almalıyız. Yerelde Samsun’dan ise açık cezaevlerine nakiller başlayacak. Samsun’dan en yakın Sinop ve Ordu illerindeki açık cezaevlerine nakil olacak. Cezaevlerini boşaltmak çözüm değil, olamaz. Bu bağlamda yasa koyucuların ve bakanlıkların daha dikkatli hareket etmesi, farklı çözüm metotları üzerinde çalışması gerekiyor” sözlerini kaydetti.
Kaynak: Haber Gazetesi / Zeynep Irmak Öcal
sayın çömezoğlu bu kadar ön yargılı olmayın abrttığınız kadar değil, niye cezayı savunuyosunuzda yetersiz olan cezaevlerinin iyileştirilmesini savunmauyosunuz, 28 kişilik koğuşta 45 kişi kalıyor, nöbetleşe uyku uyunuluyor, açık cezaevine ayak uyduramayan zaten kapalıya yollanmıyormu, düşmez kalkmaz bi Allah dır cezaevine bir gün düşerseniz düşenlerinin halini o zaman anlarsınız.
Çok güzel söylemiş sanıyorsunuz kendinizi ancak saydiginiz bu suçlardan binlerce kere pişman olmuş mahkum varki kuru nin yanında yaşı yakmak ne derece doğru siz birgün orada olmayacağınizin garantisini verebilirmisiniz 40 kişilik koğuşta 101 kişinin kaldığı bir koğuşta nefes almak ne demektir bu pişman olan insanlar için soylermisiniz birde söylemeden edemiycem denetimli serbestlik 4 yil.oldu 97 bin kişi çıktı diyerek te insanları kandırmayınız lutfe n denetimli serbestlik halen iki yil yıl ceza alanlara uygulanır avukatsınız bir de