‘At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır’ sözünü iyi analiz eder, icraatlarını ona göre yaparsa, toplumda iyi iz bırakır.
Aslında, herkes kendine yakışanı yapar.
Kendine yakışanı yapanları, yaptıklarıyla analiz edip, değerlendirmek bunu yapabilmek için de, ‘Dürüst’ olmak şart.
Şimdi genel olarak halkımızın büyük çoğunluğu için ‘Siyaset ve dürüstlük’ kavramlarını aynı cümle içinde kullanmak pek mantıklı gelmeyecektir. Çünkü kanaat o ki siyasetçi yalan söyler, verdiği sözü tutmaz dün dündür bugün bugün mantığı ile düşünür.
Hatta menfaatler neyi gösteriyorsa onu yapar, dün dost oldukları bugün düşman dün düşman oldukları bugün dostu olur şeklindedir.
Hemen her siyasetçi için kendine ve çevresine menfaat sağlamak konusunda şaibeler ve suç isnatları yapılır.
Birçoğu doğru olabilir hatta yargıya intikal etmiş binlerce dosya – dava vardır. Bunlarla beraber halk arasında bir dedikodu ve şehir efsanesi kıvamında siyasetçilerin götürme hikâyeleri dolaşır durur.
Basında – özgür, tarafsız, yansız, basında - hemen her gün siyasetçilerin verdikleri ve tutmadıkları sözlerle ilgili, menfaat ve çıkarcılıkları ile ilgili haberler dolaşır durur.
Hani siyasetçinin temel özelliklerini, say desek birine dürüst değildir, yandaşlarına çıkar sağlar gibi özellikleri hemencecik sayıverecektir.
Kötü olan kanıksanmışlık; İnsanı insan yapan temel özelliklerin kaybedilmiş olmasının kanıksanmasıdır.
İnsanı insan yapan bazı temel özellikler vardır. Hani her dinde, her felsefede olmazsa olmaz şart kabul edilen temel özellikler.
İşte bunlar insanı insan yapan özelliklerdir.
Dürüstlükte bunlardan biridir.
Sular akıp yolunu bulacaktır.
Her şeyin bir zamanı var. Siyasette yanlış yaparak bir yere kadar ilerlenir. Zaman gelir, değişim sizi alır götürür.
Geriye eğer bırakmışsanız hoş bir sedanız kalır.
Yol mu? Yol arkadaşlığı mı? Bence yol arkadaşlığı…
Çünkü hangi yola, hangi şartlarda kimin ile çıkacağımızın çok daha önemli olduğunu düşünüyorum.
Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler, fırıldak olurlar.
Aslında siyaset bir gruba dahil olmak değildir.
Siyasi ahlâk gereği, siyasi tartışmalar yıkıcı değil, yapıcı olmalı. Tartışmacılar anlayışlı olmalı. Tartışmada kavga ve şiddet asla olmamalıdır. Tartışmanın amacı, doğru bilginin ortaya çıkmasını sağlamak olmalıdır. Siyasetçiler ahlâklı olmalı, yani doğru, dürüst, çalışkan, adaletli ve güvenilir olmalıdır.
Halkı en iyi şekilde idare etmeli, halkın huzur ve refahı için elinden geleni yapmalıdırlar.
