Toplumsal problemler had safhada.
Aile kurumu bitmiş gibi.
İnsan olmanın ilk şartı. İnsan kendini başkasının, dahası kurdun kuşun, börtü böceğin, kırık dalın yerine koyabiliyorsa insandır.
Müslüman dünyaya geliş amacını unutmamalıdır.
Varoluşsal sorunlarının üstesinden gelerek varlığının, bir amaç üzere olduğunu ve bu amaca hizmet etmek, inanmış olduğu ile amel etmek sorumluluğu olduğunun bilincine varmalıdır.
Türkiye genelinde yaşayan Seksen beş milyon nüfusun yüzde doksan dokuzundan fazlası müslümandır. Kendilerine bir soru tevcih edildiği zaman: “Ben de müslümanım” diye cevap veren insanlarımızın büyük çoğunluğu, maalesef İslam dinini müslümanca yaşamaktan uzaktır.
Dağdaki çoban, tarladaki çiftçi, resmî veya gayr-i resmî yerlerde çalışan amir ve memur, her çeşit işçi ve işveren, asker ve sivil, devletin en tepe noktasında görevliler ile her kademedeki bürokrat; ilahi emirler, haramlar ve yasaklar karşısında müsavidir.
İslam dininde hiç kimseye karşı bir ayrıcalık, bir tefrik kesinlikle söz konusu değildir.
Yaratanımız katında muteber ve sağlam bir imana sahip olabilmek için, bu hususta doğru bir bilgiye sahip olmak lazımdır.
Sağlıklı, huzurlu, maddeten ve manen rahat bir ortam içinde yaşamanın şaşmaz ve değişmez reçetesi, katıksız bir şekilde Müslümanca yaşamaktan geçer.
İnsan olduğunu, müslüman olduğunu düşünen, derin derin tefekküre dalan her insan ve her iman sahibi birey için inancını sağlamlaştırmak elzemdir.
Bunun için de ilim öğrenmeye, bilgi ve kültür hazinesini her gün biraz daha artırmaya gayret etmek, bu hususta ciddi şekilde çaba sarf etmek gerekir.
Ne mutlu bunları rahat bir ortamda yerine getirebilen bahtiyar zümreye.
Ve ne kadar yazık ki, şu imtihan dünyasını hay-huyla ve gaflet içinde geçiren zavallılara!
İnandığı gibi yaşamayan bir insanın, yaşadığı gibi inanacağı kuşku götürmez bir gerçek olsa gerek. Kültürel yozlaşmalar, dini vecibeleri de önüne katarak bir sel gibi yıkıp döküyor insanlığımızı.
Toplumsal problemler had safhada.
Aile kurumu bitmiş gibi. Çocuklar ki çocuk olmadan birer yetişkin olmuşlar.
Evladının istikbalini bir nebze olsun düşünmeyen, varsa yoksa maddiyat peşinde koşan babalar. Anneler ki beton yığınları ve bir kaç hoş objeye satmışlar huzur dolu yuvalarının sıcaklıklarını.
GERÇEK anlamda Müslüman olmak, “Müslümanım” demek o kadar kolay değil.
Müslüman olmaya, dini öğrenmeden önce, insan olmayı öğrenmekle başlanabilir.
Önce erdemli bir insan olmamız gerekir.
Dolayısıyla Müslüman olmanın ilk şartı insan olmaktır.
İnsan yaradılışına ve onuruna uygun bir hayat yaşamaktır.
Bu yüzden Allah’ın yüceliğine ve engin rahmetine layık olabilmemiz gerekir.
Zira, doğduğumuzda sağ kulağımıza ezan, sol kulağımıza kamet getirilmişti zaten. İş tek bir sala’ya kaldı. Yerin üstünde iken kıymetini bilelim.
Yerin altı var diye inanıyorsak, kendimize çeki düzen verelim.
BÜYÜKLERİMİZ DERKİ, ÖMRÜNÜ BOŞ YERE HARÇAMIŞ BİR KİŞİ OTURUP AĞLASIN PERİŞANDIR İŞİ....HERKESE ALLAH YARDIM ETSİN ÖLDÜKTEN SONRA ĞİDEÇEĞİMİZ İKİ YER VAR CENNET CEHENNEM TORPİL KİMSEYE YOK HERKES YAPTIGININ KARŞILIGINI BULACAK...