Çok değil 2 sene öncesi...
Samsunspor neredeyse abone olduğu 1. lig de adeta can çekişiyor...
Bir taraftan parasızlık...
Alabildiğine sahipsizlik...
Kabus gibi günler...
Şehrin tek markası Samsunspor'dan kaçan kaçana...
İcralar hacizle gırla gidiyor...
Futbolcular para alamadıkları için kulübü terk ediyor...
Böyle bir atmosferde imdadımıza Samsun'a yeni atanan Valimiz Osman Kaymak yetişiyor...
Hiç bir sorumluluğu olmamasına rağmen Samsunspor konusuyla yakından ilgileniyor...
Başkanları topluyor ve 'Arkadaşlar bu işe herkes el atacak bu takımı kurtaracağız' diye başlıyor işe...
Hemen bir kampanya başlatılıyor Samsunspor için...
Hani hafızalarımıza kazınan kağıt toplayıcısının 555 TL. verdiği kampanya var ya...
Hepimizin içinin cız ettiği ama bir o kadar da onurlandırdığı o kişiden bahsediyorum...
Hangimiz unutabiliriz Kibar amcamızı...
Unutmadık, unutmayacağız...
Ne günlerdi o günler...
Vali bey bir taraftan, medya diğer taraftan derken koca şehir de 5 milyon TL ancak toplandı...
'Buna da şükür' dedik...
Ligde kalabilmek adına umutlarımız yeşermişti en azından...
O dönem kaç haber, kaç yazı yazdım hatırlamıyorum bile...
Ama her yazdığım yazı sonrası taraftarları ayakta tutmayı başardığımızı biliyordum...
Vali Bey önderliğinde bir avuç insan yüreğinin sesini takıma yansıtmıştı kısaca...
Samsunspor son maça kadar dirense bile yine de ligde kalmayı o sezon başaramadı...
Emekler boşa gitmedi aslında...
Evet düştük ama...
Sayın Valimiz Osman Kaymak bizlere bir ve beraber olduğumuzda neler yapabileceğimizi hatırlatmıştı...
O günleri unutmak ne mümkün...
Statta 'Osman Baba' pankartları Samsun tarihinde ilk kez bir vali için açılıyordu...
Bize 'balık hafızalı millet' derler ya...
Şöyle 2 sene öncesini kısaca hatırlatarak asıl yazmak istediğim konuya gelelim istedim...
Hayat ne garip değil mi?
Tarihinde ilk kez 2. Lige düşen Samsunspor'u vefakar ve cefakar taraftarları asla yalnız bırakmadığı gibi her platformda umutlarını dipdiri tutarak büyük aşklarını kalplerine gömmeye devam etmişlerdi...
Hey gidi günler hey...
Hayat devam ederken Yıldırım hızıyla biri çıkıp 'İşte geldim beyler. Buradayız ve Samsunspor'u layık olduğu yere hep birlikte çıkaracağız.' diyerek taşın altına elini değil, gövdesini koydu...
Yıldırım-Uyanık ikilisi ilk yıl için başarılı olamamış ve sıkıntılar yaşansa da 'bu yıl bir kaza yılı', deyip yola devam etme kararı alındı...
Bu yıl güçlü bir takım kurulurken, herkes açık ara şampiyonluktan emindi..
Ancak ilk 10 hafta için evdeki hesap çarşıya yine uymadı...
Liderin 6 puan gerisindeki takımımız da kötü futbol ve isteksizlik Yıldırım ve Uyanık'ı karşı karşıya getirirken ayrılık sinyalleri de twitter'dan verilen mesajlarla anlaşılmaya başlanmıştı bile...
Ve beklenen oldu...
Başkan Uyanık görevlerinden ayrılma kararı alırken, Yıldırım ise kendisine teşekkür edip taraftara şeref sözü vererek' bu takım şampiyon olacak' dedi...
Yıldırım'ın bu sözleri yüreklere su serpmişti doğrusu...
Sonra Ertuğrul Sağlam gibi teknik direktörü takımın başına getirdi...
Hayaldi gerçek oldu sanki...
Sayın Yıldırım bu şehre ve Samsunspor'a olan inancının ne kadar büyük olduğunu bir kez daha göstermiş oldu bizlere...
Süper ligden onca teklif almasına rağmen gelen teklifleri elinin tersiyle geri çeviren Sağlam'ın bu şehre olan vefası asla unutulmayacak ve unutturmayız da...
Bütün bu fedakarlıklar ortada iken bir bürokratın 'deli cesareti' ile başlayan serüvende 5 milyon lira toplayabilen Samsunspor Sayın Valimize 'Osman Baba' derken...
Kulübün tüm borçlarını üstlenip sırtına alan ve şu ana kadar 135 milyon TL. harcayan Yüksel Yıldırım'a ne demeli sizce?
2 tane Gençlik ve Bakanı geçti bu şehirden...
Ne yazık ki onların bakan olduğu dönem de takımımız küme düştü...
Bunu bakanlarımızı suçlamak için değil bir gerçeği ortaya koymak için söylüyorum...
Yaşadığımız gerçek bu...
Sayın Yıldırım'la hiç tanışmadım...
Samsunspor için yaptıklarından dolayı kendisine bir taraftar olarak minnettarım doğrusu...
Ekonominin iyi olmadığı bir dönem de inançla, yılmadan bu fedakarlığı yapabiliyorsa avuçlarımın ayası patlayıncaya kadar alkışlıyorum kendisini...
Bir başkan ne bekler taraftarlarından...
Hep destek tam destek...
Zaman zaman ipin ucunu kaçırıp bunu bile yapamıyoruz...
Eğer bu şehir adına yüreğini ortaya koyanları her seferinde harcayacaksak vay bizim halimize...
İş insanları nazlı olur...
Cebindeki parayı verip, helal kazancını çoluğunun çocuğunun rızkısını bir sevda uğruna harcamak kolay iş değildir...
Yürek ister, cesaret ister...
Şimdi hep birlikte Valimize nasıl 'Osman Baba' dediysek Sayın Yıldırım'a 'Cesur yürek' diyebilmeliyiz...
Bu işler akıllı adamların değil, yürekli adamların işidir...
Yaşadığımız Mel Gibson'dan 'Brave heart' filmi değil, gerçeğin ta kendisidir...
Anlayana, anlayabilene elbette...
VALİ'YE 'BABA' DEDİK YILDIRIM'A NE DİYECEĞİZ?
Valimiz osman babadan cesur yürekli yıldırım beyden şükran minnet duygularımı iletiyorum.her şehire bbizimki gibi VALİ yüreği kocaman başkan nasip etsin.SAYGILARIMLA.
Yanındayız Başkan sen bu Samsunsporun kabul olmuş duasısın devam yola sonuna kadar!!!!
Sayın Ünal Yavuz, Kalemine, Yüreğine sağlık. Herşeyi açık açık yazmışsın ancak bu yazdıklarınıza inanmayan hatta sinirlenenler olduğunu düşünüyorum. Özellikle Spor Bakanları konusunda binbir güçlükle çıkmış olduğumuz Süper Ligde o sene kalmış olsaydık gelirleriyle borçlarını ödeyecek ve bugün ki durumlara düşmemiş olacaktık. Sahipsiz bırakılan kulüp, Siyasilerin oy havuzu oldu yıllarca üzerinden oy devirip rant elde ettiler. Bunların altında yatan gerçek sebep daha başka bilenler biliyor. Başaramadılar, Allah razı olsun Yıldırım ve Uyanık'ın kulübü sahiplenmesi biz Samsunlular ve Samsunspor sevdalıları için bulunmaz bir velinimettir. Onlar bizim "Kahramanlarımız" ismine ne derseniz deyin. İyi ki varlar. Not:Takımın gerçek kimliğini Çorumspor maçında izleyeceğiz Ertuğrul hocanın etkisi o zaman belli olacak İnşAllah..
HEP BİRLİKTE SAYIN YILDIRIM A KARŞILIKSIZ DESTEK OLMAMIZ ELZEMDİR.
Yazarın ve tüm yorumcuların yorumuna katılıyorum
Bu yazılanlara %100 katılıyorum. Cesur Yürek Yüksel Yıldırımı bende ayakta alkisliyorum.İyi ki Yüksek Yildirim gibi bir Hemşerimiz var diyorum.