Sabahın körü…
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü…
Polis karakolunda imzadayım…
Önce parmak izi, sonra imza…
Bu imzayı daha uzunca bir süre atacağım…
Polis arkadaşlar kutladı önce…
Biraz ironik bir biçimde…
Öyle ya gazetecinin ne işi var karakolda…
“Günün kutlu olsun gazeteci arkadaş!”
“Eyvallah!”
***
Karakoldaki imzadan sonra,
Bir de psikologla zorunlu görüşmem var!
Denetimli serbestlikte tanıyan tanımayan herkes
Çalışan Gazeteciler Günümüzü kutluyor…
Sağ olsunlar…
***
Psikologum genç bir bayan…
O sordu ben yanıtladım…
Neden mi buradayım?
Adam vurmadım,
Yazdım!
..!!??
Benim işim bu;
Yine yazacağım!
Böyle olunca da,
Hakimler,savcılar,
“Suçu meslek haline getirmiş” diyorlar!
Ee! Birileri istemiyor diye bu saatten sonra
35 yıllık mesleğimi bırakıp,
İnşaat ustası mı olayım?
***
2018 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi yayınladı...
Sınır Tanımayan Gazetecilerin raporuna göre…
Türkiye profesyonel gazeteciler için dünyanın en büyük hapishanesi…
Raporda, Türkiye iki sıra daha gerileyerek 180 ülke arasında 157'nci olabildi…
Türkiye 2010'da 138, 2002'de ise 99. sıradaydı.
Düşüş devam ediyor…
Anasının örekesine kadar yolu var!
Bakalım nereye kadar?
***
Türkiye basın özgürlüğü konusunda…
Dünyada 157. sırada
Ama daha beter ülkeler de var…
Bizden sonra Kuzey Kore,
Ve Burundi gibi ülkeler geliyor…
Bu ayıp da bize yeter!
***
“Basın özgürlüğü” deyip geçmeyin…
Bu özgürlük gazetecinin kafasına estiğini yazması anlamına gelmiyor…
“Basın özgürlüğü” demek
“Halkın haber alma hakkı” demek…
Bu Anayasal bir hak…
Bu hakkı korumak sadece basının değil, asıl sizin göreviniz…
Siz,
“Bizim haber alma hakkımızı engelleyemezsinin” diyebilmelisiniz…
***
Biliyorum…
Benimkisi ham hayal!
***