Mehmet YAZICI
Daha birkaç gün önce…
Hala söndüremediğimiz orman yangınları içimizi yakmıştı ya hani…
O ruh haliyle karşılaştım o şiirle…
“Diyelim ki biz öldük!” diyordu şair…
“Diyelim ki biz öldük, siz kaldınız.
Diyelim ki kurudu ormanlar, nehirler,
yuvalarında kuşlar.
Diyelim ki ateş olup küller üfürdünüz memlekete.
Baktınız, kalmamış yakacak tek bir ağaç,
sönmeyen ocak, akacak tek damla gözyaşı.
Sonra?
Geçip ortasına ölümün düğününü mü kuracaksınız?
Diyelim ki kurdunuz,
külden ağaçlar, uçmayan kuşlar, ağıtlar,
bu ziftli yaslar sarmışken toprağı mutlu mu olacaksınız?
Bize nasip bunca kalp ağrısından size tatlı huzurlar kalır mı dersiniz?
Yazık!
Davaya, ibadet diye diye toprağına ihanet edensiniz.
Lakin unutmaz toprak, göreceksiniz…”
…
Diye devam ediyordu şiir…
***
Uzun süre uğraştım…
İnternette, yazarını bulmaya çalıştım…
Sadece ben değil,
Şiiri beğenip paylaşan onlarca kişi de bulamamıştı bu meçhul şairi…
Bu kadar güzel dizeleri bir araya getirmeyi başaran,
Hangi şair ortadan kaybolmak ister ki?
***
Yazarı belli olmayan şiirler,
Anonim diye geçer…
Zaman zaman da “Le Adre” imzasıyla yayınlanır…
Ben de öyle yaptım…
Yazı da şiir de çok beğenildi…
Mutlu oldum tabi…
***
Biraz önce telefonum çaldı…
Arayan O’ydu; O meçhul şair…
Hem şaşırdım, hem sevindim…
Üzerimden büyük bir yük kalktı sanki…
Şu an bir emeklinin, yolda düşürdüğü ev kirasını bulup sahibine teslim etmiş gibiyim…
***
“Diyelim ki biz öldük!” diyen şairimiz…
Bütün Türkiye’de elden ele, dilden dile dolaşan bu dizelerin yazarı,
Üstelik Samsunlu…
Hemşerimiz,
Derya Cesur…
***
Öncelikle adını bulamayıp, bu güzel şiiri “La Edri”,
Yani “Anonim” anonsuyla duyurduğum için affını diledim…
Ardından da bu dizeleriyle duygularımıza tercüman olduğu için çok teşekkür ettim…
***
Naif bir şair Derya Cesur…
Nereden mi bildim?
“Şiirin Nazım Hikmet’e yakıştırılması onurumu okşasa da etik çerçevede kalınması taraftarıyım” diyor…
“Herhangi bir sayfada karşılaşma ihtimaliniz nedeniyle bir tür intihalci olduğumu düşünmenizden canım sıkılır” diye devam ediyor…
***
“İlginç olmayan ama yine de düzeltme gerektiren durumlar” başlığıyla şunları
yazmış bize Derya Cesur,
Aynen aktarıyorum ve sözü noktalıyorum;
***
“DİYELİM Kİ BİZ ÖLDÜK” diye başlayan satırlar üzerine...
Nazım Hikmet eserlerinin yer verildiği bir sosyal medya hesabı başta olmak üzere takibini yapamayacağım kadar fazla sosyal medya hesabında fütursuzca paylaşımı yapılan bu şiir geçtiğimiz sene Hatay bölgesindeki orman yangınını terör örgütünün üstlenmesi sonrasında içimde yükselen isyanı dışa vurmak için tarafımca kaleme alınmış ve ilk yayın, mensubu olduğum Demlik Edebiyat sosyal medya sayfasında 11.10.2020 tarihinde yapılmıştır.
Bu sene hali hazırda devam eden yangınlarımız sırasında aynı platformda yeniden yayınlanmasının ardından yaklaşık 600 kere paylaşılmıştır.
Bu dolaşım sırasında kasten ya da eksik bilgilenme nedeniyle farklı isimlere mal edilmiştir.
Dileyenler aşağıda verilen bağlantı linkinden şiirin ilk yayın gönderisine ve dolayısıyla doğum tarihine ulaşabilir.
Dijital dünyada önüne geçemeyecek olduğum bu yanlışın basılı yayın organlarında tekrarlanma olasılığı nedeniyle bu açıklamayı yapmaya mecbur hissediyorum.
Şiirin Nazım Hikmet e yakıştırılması onurumu okşasa da etik çerçevede kalınması taraftarıyım.
Tanıdığım insanların ve blog okurlarımın şiirin farklı bir isimle yayınlandığı mecralarda yanılgıya düşmemesi ve büyük bir titizlikle özgünlüğünü korumaya çalıştığımız Demlik Edebiyat sitesini kopyacılıkla itham etmemesi için bu açıklamayı yapmak zorunda hissettiğimin altını çizmek isterim.
Tüm bu rahatsız edici tutumlar arasında şiirimizi dolaşımda fark edip köşesinde yayınlamaya layık bulan, bununla birlikte şiiri kaleme alan kişiye ilişkin sağlam bir kaynak bulamadığından "anonim" olarak yer veren, kendisine ulaşıp durumu izah ettiğimde gereğini yapma inceliğini gösteren Samsun Haber Genel Yayın Yönetmeni ve köşe yazarı Sayın Mehmet Yazıcı'ya teşekkürlerimi sunarım.
***
https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=955679198258708&id=538558839970748