Herkes Samsunsporlu…
Mikrofonu gören atıp tutuyor…
Gördükçe de gözlerim yaşarıyor!
Oysa Samsunsporlu olabilmek için
önce bu takım için can veren şehitlere sahip çıkmak gerekmez mi?
Çıktılar mı? Yok!
O halde atıp tutmanın ne anlamı var!
Bu sahte Samsunspor aşkını külahıma anlatsınlar!
Çocuk mu kandırıyorlar?
***
Hatırlayalım ne oldu?
Yıl 1989…
Takvimler 20 Ocak’ı gösteriyordu…
Bu kentin markası, medari iftiharı, Samsunsporu…
Malatya’ya, deplasmana maça gidiyordu…
O elim kaza meydana geldi…
Kazada Samsunspor Teknik Direktörü Nuri Asan,
Futbolcular Muzaffer Badalıoğlu ve Mete Adanır ile otobüs şoförü Asım Özkan olay yerinde,
Futbolcu Zoran Tomiç ise Sırbistan'da altı ay komada kaldıktan sonra öldü…
Emin Kar felç geçirdi, tekerlekli sandalyeye mahkum oldu…
Futbolcular ağır yara aldı…
Aradan tam 30 yıl geçti…
Ee! O günden bugüne birkaç mezarlık ziyareti dışında ne yaptık?
***
Hani bu Samsun’un ileri gelenleri…
30 yıldır kimsenin aklına bir şey gelmedi mi?
Kimse kılını kıpırdattı mı?
***
Kaza İspanya’da, Moskova’da, Mardin’de, Çemişgezek’te meydana gelmedi…
Bu şehrin topraklarında, Havza’da oldu bu kaza…
Yani Samsun’da…
Diyelim ki Havza Belediye Başkanı Allah’lık!
Ki, öyle zaten! Onu kendi haline bıraktık!
Sahi, bu kazanın meydana geldiği yerde,
Bu kenti temsil etmek için yola çıkan ve yaşamını yitiren insanların anısına bir mezar taşı dikmek kimsenin aklına gelmedi mi?
***
Ama bunu yapmayanlar,
Trilyonlar harcayarak sahilde golf sahası yapmasını bildi!
Samsunlular bayram ediyor şimdi!
Sabah akşam gidip orada golf oynuyor!
Yılmaz’a dua ediyorlar!
***
Eyy bu kentin evlatları…
Bunlara inanmayın…
Bunlar çakma Samsunsporlular!
Bunlar içimizdeki İrlandalılar!
Hiç birinin samimi olduğuna inanmıyorum…
Beni inandıramazlar!
***
Ben, gördüğüme inanırım…
Ne zaman o anıt oraya dikilir…
O zaman bunlara inanırım…
Yoksa yapılanlar,
Sizin gözünüzü boyamaktan,
Oy avcılığı yapmaktan başka bir şey değil!
***