Yeşim GÜRSOY
Evriliyor muyuz, savruluyor muyuz?
Bilinmeyen bir meçhule, bilmiyorum.
Dünyaca can derdindeyiz…
Üçüncü dünya savaşına sebep ne olacak?
“Küresel güçler mi?”,
“Dinler mi?”,
“Yaşam kaynakları mı?” derken
Gram ağırlığı olmayan, görünmeyen bir virüsle perişan olmuş durumdayız.
Milyon dolarlık yatırım yapılan savunma sanayileri çökmüş,
“Ben ne dersem o olur” diyen ekonomik iradeler bitmiş.
Dünyayı sömürgeleştirmeye çalışan güçler eşitlenerek dünya sömürge altına alınmış vaziyette…
Kan yok, yağmalama, yıkma, tecavüz, işkence yok bu savaşta.
Şehirler yerli yerinde, en ufak bir zayiat yok görüntüde.
Ama savaş var, hem de birinci, ikinci dünya savaşlarından büyük.
Üçüncü Dünya savaşı…
Küresel bir kıyım..
On milyarca insana, milyon dolarlık savaş mühimmatına, teknolojiye rağmen savunmasızız.
Biz çocukken Emel Sayın’ın bir şarkısı vardı.
-Onda bunda şundadır
Şunda bunda ondadır
Mavi boncuk kimdeyse
Benim gönlüm ondadır.
“Oooo” yapar, kimi seçeceksek onu bulmak için işaret ede ede söylerdik.
Kim de kalırsa parmak “çık dışarı”…
Düşman aynı bu şekilde ıslık çalarak dolaşıyor sokakta, seçti mi bitti!
Her an yanımızda
Hem dolaşıyor hem de hiç susmadan söyleniyor, duyuyor musunuz?
“Her gün 15.000 insan açlıktan ölüyor dünyanızda.
Kaç tane de fazla yemekten ölen var bilmiyorum.
O konuda da sınırları aştınız.
Size akıl verildi aklınıza nizam verildi öğretildi, ‘bunlar yenmez’ dendi
Siz ne yaptınız, saldırdınız olur olmaz demeden.
Canlı olan her şey size emanet edildi ‘sahip çıkın’ diye…
Öyle denmemiş gibi
Her şeyi yok etme yarışındasınız sanki.
En fantastik öldürme bizimki der gibi hayvanda ayrı, insanda ayrı zalimce hem de.
Ne elinize, ne belinize, ne dilinize, ne dininize sahipsiniz.
Ayar da tutmuyorsunuz artık
Böylece yaratıldığınız modelin son kullanma tarihini de öne almış oldunuz.
Emrinize sunulmuş en küçük bir varlığı bile yaratamadığınız gibi
Her şeyi Yaradan büyük gücü unuttunuz…
SUSUNN..!
Sakın ‘unutmadık’ demeyin bana…
Hani asıl ibadet…
Hani asıl emirlere itaat…
Neyi yapabildiniz de, yok etme hakkına sahip oldunuz..
‘Ahlak’ dendi yok, ‘merhamet’ dendi yok, ‘hak-hukuk’ dendi yok…
Okuyun diye kitaplar, örnek alın diye insanlar geldi geçti zamanlarınızdan.
Hepinize ayrı akıl verildi sürü oldunuz, ayrı göz verildi toplu kör oldunuz, kulak verildi sağır oldunuz.
Hepiniz ayrı bir "BEN" oldunuz.
Ee öyle mi? Şimdi konuşmayın kardeşim. Uğraşamam geç kalmış yalvarışlarınızla.
Vaktinde düşünecektiniz.
Çok örnek var geçmiş zamanlarınızda
Görünmeyen şeylerle o işler olmaz deyip Bana hareket çekersiniz öyle mi?
Görebildiniz mi şimdi beni de, çektiğim hareketi de.
El-kol yetmez şekli tarife.!
İşte böyle;
Birer birer değil biner biner düşersiniz önüme..!!
***