Avcı mesajında şu ifadelere yer verdi:
Kutlu olsun 19 Mayıs
Sahaf gezmeyi çok severim, adeta geçmişte yolculuk yapmış gibi olurum. En son 2018’de düğün hazırlıklarım için İstanbul’a gittiğimde Beyazıt Sahaflar Çarşısı’na gittim. Hem üniversite günlerimi yad ediyor hem de kendime yeni okunacak eserler seçiyordum.
Derken incecik, minicik bir kitap ilişki gözüme: “Mustafa Kemal Paşa Samsun’da”. Tereddütsüz aldım, sonuçta Samsun’da büyüyen biri olarak Kurtuluş mücadelemizin başladığı günün üzerinden bir asrı geride bırakmaya şurada ne kalmıştı ki? Tüm Türkiye o günün hazırlıklarını yaparken ben de kendimce eksik kalan bilgilerimi tamamlama niyetindeydim belki de.
İstanbul’da bulunan Sel Yayıncılık, Atatürk Kütüphanesi serisi yayımlamış, her ayın onunda ve yirmisinde çıkarılan serilerden benim payıma 19 Mayıs 1955 yılında yayımlanan, gazete Yunus Nadi tarafından yazılan bu kitap düşmüştü.
Neydi 19 Mayıs? Bu kitap bana tüm o kalın ve gösterişli kitaplar arasından nasıl olup da kendini seçtirmişti?
Birinci Dünya Savaşı’nda yenik sayılan Osmanlı Devleti’nin başkenti olan İstanbul 1918’de işgal edilmiş, bu esnada Suriye cephesinde komutan olan Mustafa Kemal, İstanbul’a çağrılmıştır. Bildiğimiz üzere “Geldikleri gibi giderler!” söylemiyle, bir yıl sonra başlatacağı toplumsal hareketin sinyalini vermiş olacaktı. İstanbul’dayken bu hareketinin planlarını yapmak üzere vatanseverlerle, dostlarıyla görüşmeler yaparak hareketinin omurgasını oluşturmaktaydı.
Yazar devamını şöyle anlatır: Mustafa Kemal Paşa öncelikle Ali Fethi Bey’i tevkif edildiği bölükten çağırtıp ziyaret ederek Anadolu’ya geçeceğini ve detaylarını kendisiyle görüştüğünü, sonraki birkaç ziyaretini de bu sebeple yaptığını söyler. Hatta yazar, Fethi Bey’in kendisine ertesi gün Samsun’a çıkmak üzere yola çıkacağını, şark mıntıkası orduları müfettişi olarak, memur kimliğiyle gideceğini belirtmiştir.
Babıali sonradan kendisinin bir ordu müfettişi olarak değil de bir “millet adamı” olarak harekete başladığını, çeşitli vilayetlerde kongreler, Damat Ferit’in ıskatı, Meclisi Mebusan’ın intihap ve içtimaının temini ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin intihabı ve içtimaı oluşturmaktaydı. Bu kitap, Sivas Kongresi sonrasında Heyet-i Temsiliye’nin üç ay Sivas’ta kalmasıyla son bulmaktadır.
Bugünkü konjonktürel yapıda dahi olası görünmeyen böyle bir hareket ile Kurtuluş Savaşı başlatılacak ve kazanılacak, bir millet tek yürek ve tek bilek olarak milli hareketini başlatacak, yeni devletinin temellerini atacaktır.
19 Mayıs 2019’da Atatürk’ün Samsun’a ilk adımını o iskeledeydik. Temsili Panderme (Bandırma) Vapuru bizleri denizden selamlıyor, kurtuluş mücadelemizin başlangıcının 100. yılını coşkuyla kutluyorduk.
Samsunumuzu hiç böyle görmemiştim: Herkes üzerinde Atamızın resmi veya Türk Bayrağı’nın bulunduğu kıyafetler giymiş, ellerinde bayraklar, coşkuyla, günlerce gezdi. Her yerde ellerinde hangi ilden, hangi okuldan, dernekten veya kuruluştan geldiklerini gösteren pankartlarla beraberindekilerden kopmamaya çalışıyor, fener alayı o 19 Mayıs’ta, Atatürk'ün doğum tarihim dediği bu tarihi kutlarken yeri göğü inletiyordu.
Biz de ev sahibi baro olarak çevre illerden gelen birçok meslektaşımızla birlikte üzerimizde cübbelerimiz, 56lardan yürüyüşümüze başlayıp Atamızın anıtına çelengimizi bırakmıştık. Balkonlardan, kaldırımlardan bizleri izleyen halk, bayram coşkumuza ‘’Hak, Hukuk, Adalet’’ sloganlarıyla eşlik etmişti. Çok büyük bir gururdu.
Bu 19 Mayıs’ı da pandeminin gölgesinde kutlayacağız maalesef. Umarım bir an önce sağlıklı günler geri gelir de omuz omuza coşkuyla kutlarız milli bayramlarımızı. Kutlu olsun 19 Mayıs!