Babasıyla 11 yaşına kadar yaşadığını söyleyen Özge Mumcu, babasının evinde kendine ait bir oda bulunduğunu bu odada vakit geçirip kitaplar okuduğunu söyledi.
Kütüphanelerinde 45 bin kitap bulunduğunu belirten Özge Mumcu, “1990’lara gelince babamın da tanıdığı Bahriye Üçok ve Çetin Emeç gibi bazı isimler öldürülmeye başlanmıştı. 24 Ocak 1993’e gelince ben sadece patlama sesini duydum. Evdeydim, o günden sonra hayatımız çok değişti. 1993 yılıyla başlayan süreç ciddi bir bilgi birikiminin yok olduğu dönemdir” diye konuştu.
Mumcu, babasından kalan mirası yaşatıp gazetecilik mesleğini sonraki nesillere aktarmak için kurulan Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nda verdikleri eğitimle 120’den fazla gazeteci yetiştirdiklerini söyledi.
Babasının toplumun tüm kesimleri tarafından sevilip, saygı duyulduğunu aktaran Mumcu, bunun doğruları haberleştirmesi, insani tarafı ve yönlendirici yazılar yazmamasından kaynaklandığını belirtti. Özge Mumcu, ilk defa Uğur Mumcu eserlerini okuyacaklara “Sakıncalı Piyade” kitabını tavsiye ederken, gençlere dirençli ve umutlu olun çağrısında bulundu. Söyleşinin ardından Özge Mumcu, babasının kitaplarını imzaladı.