Sime-Sen Sivil Memurlar Sendikası Genel Başkanı Kenan Haluk Baytemir koordinesinde yapılan basın açıklaması ve bordro yakma eylemine Karadeniz Bölge Şube Başkanı Şenol Ağırman, Başkan Vekili Fatma Ayral, Başkan Yardımcısı Hakan Demir ve Samsun merkezli üyeler katıldı. Gerçekleştirilen eylemde yoksullaşan kamu görevlilerinin sorunların dile getirildi.
Son dönemde yaşanan ekonomik gelişmeler hemen her kesimde olduğu gibi kamu çalışanları ile emeklileri de ekonomik anlamda çok ciddi sıkıntıya sokmuş durumda.
Bordro yakma eylemine ilişkin basın açıklaması yapan Kenan Sime-Sen Genel Başkanı Haluk Baytemur şu ifadelere yer verdi:
“2022 yılı itibarı ile uygulamaya giren toplu sözleşme enflasyon ile birlikte beklentileri karşılamaktan uzaklaşmış, hükmünü yitirmiş, kamu çalışanları bir kez daha büyük bir hayal kırıklığına uğratılmıştır. Gelinen nokta itibarı ile Kamu çalışanlarının maaşları hemen her şey karşısında çok ciddi bir alım gücü kaybına uğramıştır.
Dolar ve altını geçtik kamu çalışanlarının maaşlarını temel gıda maddeleri ile karşılaştırdığımızda bile ciddi kayıplar söz konusudur. Bitkisel yağdan, çaya, etten, süte, ekmekten, suya hemen her kalemde 2 katı 3 katı fiyat artışları olmuş ancak kamu çalışanlarının maaşları aynı oranda artmayarak alım gücü ciddi oranlarda düşmüştür.
Bu büyük hayal kırıklığını yaşatan sözleşmeye imza atan yetkili ama etkisiz konfederasyonlar Nisan ayı için açıkladığı 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 14 bin 534 lira, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı ise 5 bin 263 liradır. ‘Merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler’ hesabı sözleşme masasında yüzde 5’lere imza atan yetkili ama etkisiz konfederasyonlar her ay açlık-yoksulluk araştırması adı altında yayınladığı bildirimlerde kamu çalışanlarını mahkum ettiği açlık sınırını da gözler önüne sermektedir.
Halbuki kamu çalışanlarının bugün ki ekonomik çöküntülerinin mimarı kendileridir, etkisiz konfederasyonlar tarafından imzalanan toplu sözleşmelerle bugün kamu çalışanlarının büyük çoğunluğu açlık sınırının biraz üstünde, yoksulluk sınırının ise çok çok altında bir maaş almaktadırlar, sebep oldukları bu sonuçtan zerre kadar utanma duymadıkları gibi kamu çalışanları ile dalga geçer gibi bu açlık-yoksulluk açıklamaları yapmaktadırlar.
Buradan bütün kamu çalışanlarına bir kez daha seslenmek istiyoruz, uzunca bir zaman yetki vermek suretiyle denediğiniz, her seferinde sonucun değişmediğini bizzat yaşayarak iliklerinize kadar hissettiğiniz sendika tercihlerinizi değiştirmenin zamanı geldi de geçiyor bile, geçmişte yüzde 3’ü kabul edilemez, yüzde 3,5’u ise yeterli gören, bu yıl büyük yaygara koparmak suretiyle başarı olarak lanse ettikleri toplu sözleşmede ise sıfır zam çeken bu etkisiz konfederasyonlardan hep birlikte hesap sormamız gerekiyor.
13 gün önce maaşlarını alan kamu çalışanları, daha henüz 13 gün geçmesine rağmen, bugün eksi bakiyeden para çekmeye, kredi kartlarını kullanarak bir sonraki aybaşını getirmeye çalışmaktadırlar.
Kamu çalışanları, şayet bu gidişi değiştirmek için harekete geçmez ise sonuç değişmeyecek, toplu sözleşme masası resim verme, birbirinin sırtını sıvazlama, kamu çalışanları üzerinden şahsi bir takım hesaplar yapılarak milletvekilliği pazarlık masası olarak kalmaya devam edecektir.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, kamu çalışanları çaresiz değildir, Sivil memurlar Sendikası olarak kamu çalışanlarının sorunlarının farkındayız;
3600 ek gösterge çalışmalarına verilen gizemden rahatsızız, demokratik bir toplumda tüm tarafların dinlenmesi gerektiğini hatırlatıyoruz, 3600 ek gösterge çalışmalarında öncelikli olarak yardımcı hizmetler sınıfında çalışan ve hiç ek gösterge alamayanlar olmak üzere herkesi memnun edecek bir yol bulunmalıdır.
Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan ve bir meslek icra eden aşçı, berber, kaloriferci gibi 52 farklı mesleği icra eden kamu çalışanlarının mutlaka Teknik Hizmetler veya Genel İdari Hizmetler Sınıfına geçirilmesi sağlanmalıdır.
Sözleşmeli memur istihdam edilmesine son verilerek, hali hazırda ki sözleşmeli istihdam edilen personelin kadroya geçirilmesi sağlanmalıdır.
Sosyal tesislerde uygulanan ve personelin kurum aidiyet hissinin kaybolmasına sebep olan, sosyal tesislerde ki sivil memur yasaklarının kaldırılarak sivil memurlarda büyük baskı oluşturan yok sayılma yanlışlığının ortadan kaldırılmalıdır.
Emeklilikte yaşanan hak kayıplarının önlenmesi maksadıyla ek ödemelerin kesintisiz verilmelidir.
Kılık kıyafet yönetmeliği iptal edilmelidir. Devam ettiği süre içerisinde kılık kıyafet yardımı tutarlarının tekrardan ve günümüz şartlarına uygun bir şekilde belirlenerek tüm kamu çalışanlarına verilmelidir.
Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Kuvvet Komutanlıkları ile Emniyet Genel Müdürlüğünde çalışan Sivil Devlet Memurlarına Savunma ve Güvenlik Hizmet Kolu verilmesi sağlanmalıdır.
Emniyet Genel Müdürlüğünde çalışan Teknisyen Yardımcılarının görev tanım formları 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa uygun bir şekilde hazırlanarak yayınlanmalıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde çalışan teknisyen ve teknikerlerin maaşları eğitim durumları göz önüne alınarak düzenlemelidir.
Tüm sınıfların dahil olduğu devlet memurlarının özel hizmet tazminatları ve ek göstergeleri yeniden ve hakkaniyet ölçüsünde acilen düzenlenmelidir.
Asgari Geçim İndirimi muafiyeti düzenlenmesi sonrasında engelli personelin yaşamış olduğu mali kayıplar yapılacak yeni bir düzenleme ile giderilmelidir.
Kurum içi yapılan Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında bir nevi adam kayırma aracı olarak kullanılan ve hak edene değil adamı olana kazandıran mülakat sistemi ortadan kaldırılmalıdır.”