Düşünüyorum Öyleyse Varım
Yüce Rabbimizin diğer varlıklardan farklı olarak insanlara bahşettiği en güzel özelliklerin başında sevgi, saygı, şefkat ve merhamet gibi duyguların olması. Bu sayede mutlu olabilir insan. Kazananlar hep saygı ve hürmet sayesinde kazanmış, kaybedenler de saygısızlık ve kibirleri yüzünden kaybetmişlerdir. Yeryüzünde herkes birbirini sevmek zorunda değildir fakat saygı duymak zorundadır. İnsan, hürmete lâyık bir varlık olarak yaratılmıştır. Saygılı insan, dinlemeyi bilir. Emeğe değer verir. Diğerlerinin duygularının, düşüncelerinin, doğrularının ve mantığının, kendisininkinden farklı olabileceğinin bilincindedir. İnsanlar toplumda tutunmak için birbirini anlaması, kabullenmesi ve diğer insanların varlığını kabul edip sevebilmesi bir toplumun bir arada kalma çabası ancak saygı ile oluşur. Kendi özgürlüklerinin sınırını diğerlerinin özgürlüklerini düşünerek belirlemelidir. Kendi bakış açısını farklı düşünene dikte etmeye, kabul ettirmeye mecbur bırakmaya çalışmamalıdır. Saygı ve sevgi büyüklerle küçükler arasındaki uçurumu yok eden bir köprüdür. Kimseyi küçük görmemeli insan; herkese saygılı davranmalıdır. Toplumun en küçük birimi olan aile de huzurlu bir yaşam birbirine saygılı davranan bireylerle mümkün olduğu gibi yaşadığımız çevrede ki insanlarla kurduğumuz ilişkiler de saygı çerçevesinde olduğu sürece uzun süre birlikte barış, huzur ve güven içerisinde yaşayabiliriz. Saygılı insan yargılamaz o yüzden. küçümsemez; ne kişilerin kendisini, ne de duygu ve düşüncelerini. zorbalık yapmaz. Saygının olduğu yerde barış, güven, hayata pozitif bakabilmek, anlayabilmek ve kavrayabilmek de oluşur. Atalarım, “Her geceyi Kadir bil, her geçeni hızır bil” demişlerdir. Saygı, ancak özgürlüğün bulunduğu yerde vardır, sevgi ise özgürlüğün çocuğudur, hiçbir zaman zorbalığın çocuğu olmamıştır. İnsana saygı ve sevgi dinimizin emri ve dünya etik değerlerinin temel taşıdır. Küçüklere sevgi, büyüklere saygı dinimizce ibadet sayılmaz mı? İyilik yapan iyilik bulur, seven sevgi görür, saygılı olan saygıyla karşılanır. Efendilik için son sınav; kendisine hiçbir çıkar sağlamayacak insanlara karşı da saygıda kusur etmemektir. Saygı ve sevgi ortadan kalktığında onun yerine ihtilâf, çekişme, huzursuzluk, kin ve düşmanlık alır. Kalbinin derinliklerinden vurgun yemek istemez insan.