Rize'de 15 Temmuz, 2 ve 9 Ağustos tarihlerinde 4 ayrı sel meydana geldi. Yaşanan sellerde Rize AFAD İl Müdürlüğüne 400 başvuru yapıldı. yapılan başvuruların 300'ü incelendiğinde 95’den 55'i için istinat duvarı yapılması kararı verildi. 16 ev hakkında yıkım kararı verilirken 95 ev tahliye edildi. Evlerden tahliye edilen ailelerin bir kısmı yakınlarının yanına taşınırken diğerleri öğretmenevi ve otellere yerleştirildi.
Sellerde 10’a yakın iş makinesi ve araç sel sularına kapıldı, 10 iş yerini su bastı. Zarar tespit çalışmalarının yüzde 70'i tamamlanırken Tarım İl Müdürlüğü ise zarar gören tarım alanları için çalışmalarını yürütüyor.
Rize Valisi Erdoğan Bektaş konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Rakamlar çıkıyor, bir anda olmuyor. Bir köprü yıkıldı mesela bakıyorsunuz yenisi nasıl yapılacak, bir menfez veya bir duvar. Bir sürü menfez var. Özellikle Pazar ilçesinde çok ciddi yol kenarında duvarlar varda tahribatlar var. Duvar olmayıp duvar yapılacak yerler var. Göçen yollarımız var. Bunlar biraz zaman alıyor. Çok kapsamlı bir afet olduğu söylenebilir. O anlamda bizim alt yapıya, yollara köprülere menfezlere verilen zarar gündemimizde. Afetin etki alanı mutlaka doğa ile uğraştığımızda, doğa ile oynadığımızda meydana geliyor. Alt kotlardan başlayarak yukarı kotlara doğru alt yapımızı, yol alt yapımızı, dere takibat alt yapımızı geliştiriyoruz. Alt yapımızı geliştirdiğimiz yerlerde afetin etkili olmadığını görüyoruz. Ancak özellikle çay tarımı, yol amacı ile yapılan kazılar, bina amacı ile yapılan kazılar kuralına ve tekniğine uygun yapılmadığından gerçekten ön görmediğimiz anormal sonuçlarla karşılaşabiliyoruz. Bu çerçevede arazi ile oynamayı düşünün herkesin bir teknik yarım alması gerektiğini ifade etmek isterim" dedi.
Vali Bektaş gerekli çalışmaların başlatıldığını söyleyerek “Yüzyıllardır bu memlekete yağmur yağıyor. Bu yağmur sularını yamaçlar alıp derelere dereler denizlere ulaştırıyor. Bu eskiden bu kadar afetlere vesile olmuyordu çünkü eskiden araziyle, suların akış düzeni ile çok fazla oynamamışlar. Biraz imkanlarımız çoğalınca, makine kiralamaya gücümüz yetince, canımız istediği yerlere yollar yapmaya çalışıyoruz, inşaatlar yapmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken arazinin alışkanlıklarına, doğasına dikkat etmiyoruz. Ama dikkat etmemiz gerekiyor, su yolları ile oynamamamız gerekiyor. Yoksa bakıyorsunuz ufak derecikler kocaman bir dere olarak karşımıza çıkabiliyor. Aslında herkes olan biten bu afetlerden ders çıkartıyor. Daha iyi bir yolda yürüdüğümüzü ifade edebilirim” diye konuştu.