Mehmet YAZICI
Samsun hızla eriyor!
Siyaseti ele geçirilmiş!
Sivil toplum kuruluşları susturulmuş!
Bütün birimler işgal altında!
Yalan mı?
Öyle olmasa,
2023 yılında bitmesi beklenen
Samsun-Ankara “Hızlı tren projesi”
30 yıl sonraya, 2053 yılına ertelendiğinde kıyamet kopmaz mıydı?
Samsunlular sokağa dökülmez miydi?
“Bizimle dalga mı geçiyorsunuz” diyerek siyasetçilerin yakasına yapışılmaz mıydı?
Kimsenin çıtı çıktı mı?
Çıkmadı!
Bir tek “Sevdamız Samsun Platformu” tepki verdi!
Onlar da olmasa belki haberimiz bile olmayacaktı!
Sayı saymasını da bilmiyorlar!
Yalancının mumu yatsıyı bile bulmuyor!
“Hızlı tren seferleri önümüzdeki yıl başlayacak”,
“Samsun-Ankara arası 2 saate inecek!”
Biz, seferlerin başlamasını beklerken
şimdi “30 yıl sonra ancak başlar” diyorlar!
Şaka gibi! 30 yıl sonra diyor, 30 yıl!
Bunlar sayı saymasını da bilmiyor!
***
Ama haklılar!
Gariban Samsunlular!
Vur ağızlarına ekmeklerini al!
Yahu, koyun olsa meler!
***
Samsunlu bir arkadaş yazmış, tepki göstermiş;
Demiş ki;
“Bu proje ilk söylendiğinde Ankara-Samsundu,
Daha sonra Ankara-Trabzon-Erzincan’a kaydırdılar.
Yazık gerçekten. Ankara ile Samsun’u hızlı tren ile bağlayalı en az 10 sene olmuş olması lazımdı.
2023’te bunları konuşmak için bile çok geç…
Kaldı ki, 30 sene ötelemişler.”
AMİSOS HAZİNELERİ ÇALINDI MI?
Sadece hızlı tren olayında değil…
Her konuda Samsun’un önü kesiliyor…
Hala Samsun’un bir kütüphanesi yok!
Yahu! Bu kentin müzesi bile yıllardır kapalı…
Ne zaman açılacağını da kimse bilmiyor!
Dahası, bizden başka kimsenin umurunda da değil…
Paha biçilemeyen Amisos Hazinelerini gören oldu mu?
Atı nalıyla, deveyi havuduyla yiyenler,
Kim bilir, belki de onları da götürdüler…
KUTSAL EMANETLER DE KAYIP!
Benim merak ettiğim şu;
Bu kentin mülki amiri…
Sayın Vali Dr. Zülküf Dağlı, acaba,
Bizim nerede olduğunu bilemediğimiz bu hazineyi gördü mü?
Eğer görmediyse mutlaka görsün derim…
Baksın bakalım Amisos Hazineleri yerinde mi?
“Gördüm, hepsi yerli yerinde” derse eğer,
Biz şahitliğini kabul ederiz…
En azından yüreğimize su serper!
***
Neden “hazine yerinde mi” diye soruyorum?
Çünkü biz, padişah fermanıyla bize teslim edilen kutsal emanetleri bile kaybetmiş bir kentiz!
Sultan Abdülaziz tarafından Samsun’a hediye edilen hazreti peygamberin sanduka örtüsü nerede?
Padişah fermanıyla teslim aldığımız Kabe örtüsüne ne oldu?
Bilen var mı?
Yok! Kimse bilmiyor…
Elimizde sadece Samsun’a teslim edilirken onlarla birlikte verilen padişah fermanı var!
Üstelik bu tür emanetler, fermansız bir yerden bir yere verilemiyor!
TEKNOFESTE NE OLDU?
Her neyse…
Bugünlerde heyecanını yaşıyoruz;
Hepimiz ‘Teknofest’i bekliyoruz!
Önce “Samsun Teknofest” diye boy boy afişlere çıktık!
İlanlar, reklamlar…
Sonra ne oldu!
Rüzgar oldu rüzgar!
“Teknofest”i Trabzon’a alamayınca Samsun’a da yar etmediler…
“Samsun Teknofest”i
“Karadeniz Teknofest”e çevirdiler!
“Kuzeyden esen rüzgar” diyorlar…
“Hızlı Tren” gibi Teknofest de rüzgar oldu!
Olsun, bize rüzgarı da yeter!
***
Teknofest’in Samsun’a kazandırılması için verdiği mücadeleyi yakından biliyorum…
Samsun Üniversitesi Rektörü Mahmut Aydın’dan söz ediyorum…
Ama kendisinden izin almadığım için hikayesini burada paylaşmıyorum…
Belki bir gün kendisi anlatır! Bilmiyorum!
***
Sözün özü;
Kentinizin değerlerine, tarihine,
Geçmişine, geleceğine sahip çıkın…
Yoksa yamalı poturunuzu da alacaklar!
Uzun lafın kısası, “uyanın” diyorum…
Başka bir şey demiyorum!
***