Mehmet YAZICI
Herkes zor durumda…
Esnaf, işçi, memur, çiftçi…
Bakkal, manav, lokantacı, kahveci…
En çok da gençlere üzülüyorum… İş yok güç yok!
Bu yüzden Samsun’da yüzlerce genç uyuşturucu batağında…
Ama galiba bu duruma pek aldıran da yok!
***
İşsizliği önlemek, istihdam yaratmak için yeni işyeri açmak lazım…
Ama tam tersine, mevcut olanlar bile onar-yüzer kapanıyor…
Üretim yok! Tarımı da bitirdik…
Oysa kendi kendine yetebilen 7 dünya ülkesinden biriydik…
Geldiğimiz duruma bakın!
***
Milyarlarca dolarlık tarım ve gıda ürünü için gümrük duvarlarını indirdik…
Türkiye, kendi çiftçisini desteklemek yerine dünyanın dört bir yanındaki çiftçileri ve üreticileri destekliyor…
Ne garip!
Bu nasıl bir yerlilik, bu nasıl bir millilik?
***
Türkiye,
FAO’nun son verilerine göre 23.7 milyon hektarla Avrupa’da en büyük tarım arazisine sahip ülkeydi…
Gün geçtikçe tarım arazilerini de imara açarak bu zenginliği yok ediyor…
BİM’de, A-101’de satılan nohut bile Meksika’dan geliyor…
Soğan Hollanda’dan…
Domates Rusya’dan…
Ayçiçeği Bulgaristan’dan…
Milli yemeğimiz “Kuru Fasulye” ABD ve Kanada’dan…
Buğday ambarı olarak bilinirdi Anadolu…
Hani ne oldu?
Şimdi buğday Kırgızistan’dan geliyor…
Bezelye ABD ve Rusya’dan…
Elma Şili’den…
Patates Hollanda’dan…
Allah sizi bildiği gibi yapsın! Ne diyeyim?
***
Bu ülkede vatan haini aramaya gerek yok?
Kim ki vatanı için, ulusal çıkarları için çaba harcamıyor…
Hatta tam aksini yapıyorsa…
Bu hainliği orada aramak lazım!
***
Kısacası tarımda ithalat cennetiyiz…
126 ülkeden 133 çeşit bakliyat meyve ve sebze ithal eder hale geldik.
Tarımsal ürünlerin ithalatına 2020 yılının ilk 9 ayında 11 milyar 740 milyon dolar ödedik.
Hepsinden önemlisi çiftçimizi toprakla küstürdük…
Sadece çiftçiyi toprağa değil,
Öğrenciyi okula, işçiyi fabrikaya, gençleri hayata küstürdük…
Bu gün gençlerin çoğu yurt dışında yaşamayı hayal ediyor…
Kapılar açılsa bir tek genç kalmaz yurtta… Yaa!
Hadi biz yaşımızı filan aldık da…
Bizden geçti belki… Ama hepimiz bu gençlere karşı sorumluyuz…
***
Gelelim Samsun’a...
Aysunzade Tekstil, Canik 55 ve SAMPA…
Bakın şimdi:
Samsun'da yüzlerce kişiye iş olanağı sağlayan ve istihdamı arttırmayı hedefleyen bu firmalar resmen engelleniyor iyi mi?
İnanılır gibi değil!
Bu yatırımcı firmalar sizden para filan istemiyor beyler!
Gölge etmeyin yeter!
***
SAMPA,
Samsun’un en büyüğü, Türkiye’de ilk 500 firma arasına giriyor…
Ortakları da Samsunlu… Samsun’da 13 ayrı tesiste otomotiv sektöründe üretim yapıyorlar…
2 Bin 500 civarında çalışanı var…
Yerli rakibi de yok; Çünkü ürettiklerinin yüzde 97’sini yurt dışına satıyorlar…
Dedikleri de şu, “Bize Samsunda yer gösterin. Çalışan sayımızı 16 Bin 500’e çıkaralım”
Hepsi bu!
Üstelik bu verilen söz, bizim siyasilerin “Tersane Palavrası” gibi de değil…
Biliyorsunuz, her seçim öncesi “Tersanede işe alacağız” diye on binlerce gençten nüfus cüzdanı toplamışlardı…
Kaç seçim geçti, hani verdiğiniz sözleri?
***
Bu firmalar projelerini sunmuşlar;
Projenin içinde kuracakları bu fabrikalarda çalışacak personele teknik eğitimin de verileceği Endüstri Meslek Lisesinin kurulması bile var…
Tersane alanı yıllarca bomboş duruyor…
Yani, “Yer” dersen o da var!
Ee! Sorun ne o zaman?
***
Son bir örnek: Aysunzade Tekstil…
Tek başına bir kadın…
Samsun Gazeteciler Cemiyeti ve Samsun Haber.com’un işbirliğiyle
Geçen sene 10 Ocak’ta…
“Milli Mücadelenin 100. Yılı” nedeniyle düzenlediğimiz gecede,
Bu yürekli girişimciyi ödüllendirdik…
KOSGEB'den aldığı kredi desteğiyle işe başlamıştı…
Şimdi, Bafra'dan dünya pazarlarına iş yapar hale geldi…
Milli ekonomiye önemli katkılar sağlıyor…
Ama Bafra Belediyesi,
Aysun Macit’in fabrikasının yolunu bile yaptırmaktan aciz!
Sokak lambaları yanmıyor…
400’e yakın emekçinin çalıştığı fabrikaya doğalgaz bağlanmıyor…
Hayırdır beyler?
Bu ülke düşman tarafından işgal edildi de bizim mi haberimiz yok?
***