Samsun haber - Acillerde olan yoğunluğu azaltmak amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan genelgeyle yürürlüğe girecek olan "Mesai Kaydırma veya Vardiya Branş Polikliniği" uygulamasıyla birlikte kamu hastanelerine poliklinikler yapılacak. Bu polikliniklerin 23:00 saatine kadar açık olacağı ve acillerdeki ‘acil olmayan’ hastaları kapsayacağı bildirildi. Samsun Tabip Odası Başkanı Dr. Murat Erkan, bu uygulama hakkında açıklamalarda bulundu.
Bu uygulamanın Samsun’da da uygulanabileceğini belirten Erkan, “Duyduğum kadarıyla Samsun da bu pilot uygulama içerisinde var. Şimdi acil servislerdeki hasta yoğunluğunun olma sebebine dönük yeni bir yaklaşım değil de o yoğunluğu kabul ederek o yoğunluğa dönük bir yaklaşım sunma, bir yeni poliklinik açma, yeni kişileri orada görevlendirme gibi bir yaklaşım sunuyor. Bu mantıklı değil, sizin normalde şöyle bakmanız gerekiyor; acillere başvuruların Türkiye’de son yıllardaki sayısına bakıyorsunuz, 100 milyonu geçmiş. 100 milyonun üzerinde acil servis hasta başvurusu var ama bunların %10’u acil kriterlerine uyan kapsamda” diye konuştu.
“Polikliniklerdeki sıralar yüzünden acil tercih ediliyor”
İnsanların neden acillere bu kadar başvurduklarından da bahseden Erkan, “Hastanelerdeki polikliniklerde poliklinik sayılarının artırılmasına rağmen, yine de o yoğunluktan dolayı sıra alamıyorlar. Randevu alamadığı zaman acil servislere gidiyorlar, bu birincisi. İkincisi normal polikliniklere gittiği zaman ayrı bir ücrete ve maliyete neden oluyor, ücret vermek zorunda kalıyor. Özel hastanelerde ise normal devletin uyguladığı fiyatın iki katını, %200 kadar katkı payını en az vermek durumunda kalıyorlar. O yüzden özel hastanelerin acil servislerinden giriş yaparak ücretsiz hizmet almayı, bu acil servislerin ücretsiz kısmından faydalanmak suretiyle arzu ediyorlar, istek duyuyorlar ama çoğu zaman da yeşil alan kırmızı alan olayından dolayı olmuyor” dedi.
“Bu bir özgürlük değildir, yanlıştır”
Sağlıkta dönüşümün sağlıktaki talebe olan provakeyi arttırdığını söyleyen Erkan, “Bu talep, sağlıklı bir talep değil. normalde olması gereken şuydu; sağlıkta dönüşümle beraber getirilen aile hekimliği sistemi bir türlü işlevsel hale getirilmedi. Benim iddiam, aile hekimliği sistemi işlevsel hale getirilmek istenmiyor. Bunu şu yüzden söylüyorum; eğer aile hekimliği sistemi işlevsel hale getirilmek istense, her 100 hastanın 85’i, aile hekimliğinde tedavi edilebilir hizmet alabilecekken, şimdi bakınca aile hekimlerine büyük oranda hastalar uğramadan doğrudan hastanelere gidiyorlar. Hastanelerdeki ve polikliniklerdeki yoğunluğun sebebi budur. Polikliniklerdeki yoğunluk nedeniyle kişilerin acil servislere ve hastanelere giriş yapıp hizmet almak taleplerinin sebepleri de budur. Bu bir özgürlük değildir, yanlıştır. Normalde sistemin tamamiyle by-pass etmektir, işlevsel anlamda yanlıştır. Böyle bir çözümü bulmak mümkün değildir, çözümsüzlüğe gider, çıkmaz yoldur bu.Sayıları arttırdık ama yine yoğun. Demek ki 3000-4000 kişiye bir aile hekimliği sistemi işletilmiş olsa, hastalar oradan kalkıp da hastanelere gidip de bu yoğunluğa, acillerdeki yoğunluğa sebep olmazlar” şeklinde konuştu.
“Bunlar susturma çözümleridir”
Acillerde bulunan yoğunluğun büyük bir kısmının acil olmayan hastalarla dolu olduğundan da söz eden Erkan, “Acillerdeki yoğunluğun yüzde 80-90’ı acil niteliğine uymayan, acilden hizmet almaması gereken hastalardır. Acil, acil olmaktan çıktı, orada çalışanların iş yoğunluğu arttı. Hastanelerin hizmet niteliği, içeriği bozuldu. O yüzden doğru bulmuyorum. Bunlar geçici çözümlerdir, susturma çözümleridir. Sağlıkta devrim diyorlar ama nasıl bir devrimse ama bu şekilde olmaz, bu yanlış bir uygulama. İlk duyduğumuz andan beri aynı şeyi düşünüyoruz” dedi.
Haber: Dilek Alabulut