Samsun Haber | Samsun Son Dakika Haberleri | Samsunspor

Samsunlu Hızlı Gezgin: İbrahim Durhat

Özel Haber

Hızlı Gezgin olarak sosyal medyada ünlenen Samsunlu İbrahim Durhat, Samsunhaber.COM dergisine özel açıklamalarda bulundu.

Samsun haber - 2,5 yıl içinde 27 ülkeyi gezmeyi başaran 27 yaşındaki makine mühendisi İbrahim Durhat ile bu macera dolu seyahatleri hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

-Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 


Samsun’da doğdum büyüdüm, aynı zamanda eğitimimi de burada tamamladım. 19 Mayıs Üniversitesi Makine Mühendisliğinden mezun oldum. Bu meslekle ilgili herhangi bir planım yok, pilotluğa başvurmayı ve Türk Hava Yolları pilotu olmayı düşünüyorum. Son iki buçuk yıldır da sırt çantasıyla seyahat ediyorum. Önce bir Avrupa seyahati yaptım, onun dışında kimi zaman otobüstür, uçaktır, trendir; kimi zaman da otostopla seyahat ettim. Sadece otostopla değil, hangisi bana daha makul geliyorsa, vaktim oldukça seyahat etmeye çalışıyorum, bazen kendi imkanlarım dahilinde, bazen de bazı gönüllü organizasyonlarla yardım için seyahat ediyorum.


-Peki otostopa nasıl başladınız, nasıl bir kararla başladınız?


Otostopa çok önceden başladım, hatta ben liseyi burada okudum. O zamanlar okuldan kaçtığımda ya da bir boşluk oldu mu; çıkıyorduk mesela, merkeze gitmemiz gerekiyor, bazen dolmuş gelmiyordu, bazen bekliyorduk vesaire, orada arkadaşlarla otostop çekiyorduk. Mesela Taflan tarafındayken oradan Samsun’a gelmemiz lazım olduğunda dolmuşu bekleyeceğimize başlıyorduk otostopa, yani hangisi denk gelirse o şekilde. Otostop olayını kafamda çok büyütmüyorum açıkçası. Tabii kimi zaman 8 saat beklediğim de oluyor.


-Gittiğiniz “en güzel” diyebileceğiniz yer neresi oldu, neden?


Çok var. Sadece yer olarak değil, anı olarak da çok güzel şeyler var. Doğal güzellik olarak, insan güzelliği olarak, bazen sıralıyorum ama çok karar veremiyor insan. Ama mesela doğal güzellikte Norveç’i tek geçerim, Türkiye’yi bunlara dahil etmiyorum tabii. Dün Vezirköprü’ye gittim, Şahinkaya’daydım, dedim burası Norveç. Bazı kesimlere, bazı manzaralara baktığımda Türkiye ayrı bir yerde benim için, diğer gittiğim 27 ülkenin dışında. Bugüne kadar 27 ülke gezdim, Türkiye’yi saymazsak. Onun dışında insani güzelliklerden bahsedersem; Fas’ta, Etiyopya’da yani genel olarak Afrika insanını daha sıcakkanlı ve samimi buluyorum. İngilizce ya da dil konuşmak çok önemli ama bazen konuşmanın da önemi kalmıyor açıkçası. Daha çok duygularla anlaşıyoruz.


-Peki başınıza gelen “en eğlenceli” ve “en kötü olaylar nelerdir?


En eğlenceli olaylardan biri mesela Hindistan’da bir Holy Festivali var, geçen sene Mart ayında oradaydım. Orada Türk müziği açıp milletle eğlenmek çok güzeldi, eğlenceliydi. Onun dışında kötü olarak da 8 saat otostopta beklemek kötüydü. Hatta Norveç’ten örnek vereyim, 4 saat bir yerde bekledim, benim de biraz hatam vardı. Beklediğim yerde bir yağmur başladı ve oraya da “Yağmur şehri” diyorlar, Bergen. 4 saat beklerken yağmurun altında tamamen sırılsıklam oldum ve arkadaşıma döndüm; “ Kendimi çok kötü hissediyorum” dedim, titriyordum, çok üşümüştüm.


-Peki bu seyahatlerinizde çok zorlandığınız bir şehir oldu mu?


Portekiz’de 8 saat bekledim, 3 kişiydik. Aslında ilk günler güzel gitmişti otostop, örneğin; Faro şehrinden Lizbon’a, oradan Porto’ya gittik. Güzel gitti ama Porto’dan dönüş yolunda biraz sıkıntı çektik. Otobanda otostop çekmek yasak, otobanın gerisinde beklemek zorundasın, almadılar, araba geçmiyordu, geçen durmuyordu. En önemlisi sabır bu konuda, başka hiçbir şey değil. Sabır ve zaman, bu ikisi olduktan sonra otostopta bir problem olacağını düşünmüyorum. Orada durup beklemen lazım, tamam ama sadece elini kaldırma meselesi değil bu. Elini kaldıracaksın, o anda bir sabrın olacak, tabii şans da burada bir faktör ama sen orada şoföre komik bir hareket bile yapabilirsin. Ben Antalya’da otostop çekerken bir okul sırası buldum, sırayı yolun yarısına kadar çektim neredeyse, oturdum, öyle durdum, arabanın biri durdu. “Sen ne yapıyorsun, çok komik geldiği için durdum” dedi mesela. Kendin orayı eğlenceli hale getirmelisin.


-Bu gezilerin maddi kaynağını nerelerden sağlıyorsunuz?


Bazen yurt dışındaki Türk Kültür ve Kitap Fuarlarında çalışıyorum, ya da diyelim ki babam bana harçlık veriyor, ben o harçlıkları hep seyahate yönelik biriktirip, harcıyorum. Üstüme başıma kıyafet alayım diye düşünmem hiç, son 1 yıldır da genel olarak Asya ve Afrika’dan giyiniyorum, çok bir masrafım olmuyor açıkçası.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.