Macaristan Başkanı Viktor Orban ile ortak basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konsoloslukta kaybolan gazeteci hakkında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan basın toplantısında, "Bu olayın ülkemizde, özellikle de İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda cereyan etmiş olması bizim için çok çok önemli. Türkiye Cumhuriyeti olarak bu süreci takip etmek bizim hem siyasi hem insani görevimizdir. Bunu bazı çekinceler içerisinde kalarak kendi haline bırakamayız. Bunun uluslararası camiadaki akışı nedir bunları az çok biliyoruz. Örneğin bu kişi bir gazeteci. Nişanlısı ile beraber gelmiş olduğu başkonsoloslukta nikah ile ilgili işlemlerini yapacakken nişanlısı içeri alınmıyor. Orada nikah ile işlemlerini yapacakken eşi içeri alınmıyor, kendisi içeri giriyor. Dışarı çıkıp çıkmamasını, bunun dışarı çıkıp çıkmadığını kimin ispat etmesi lazım. Kameralarınız hepsi var, bunu ispat etmeniz lazım. Nişanlısı dışarıda bekleyen bir gazeteci, ki sıradan biri değil, Washington Post köşe yazarı, dışarı çıktığı zaman herhalde nişanlısıyla tekrar buluşup gitmesi gereken yere gitmez mi, gider” sözcüklerini kullandı.
Ayın başından bu yana bilgi ve bulguların ortada olmadığını dile getiren Erdoğan, “Tabii bize müracaat edildiği andan itibaren, şuanda gerek Emniyet teşkilatımız, gerek istihbarat teşkilatımız bununla ilgili seferber olmuş durumda. İlk andan itibaren Adalet Bakanlığına verdiğimiz talimatla İstanbul Başsavcılığımız hemen teyakkuza geçmiş ve bununla ilgili işin hem hukuki, hem adli, hem de idari çalışmalar devam ederken hedefimiz neticeye ulaşabilmek. Yazılı ve görsel basında çok çok farklı haberler çıkıyor. Bunlar bizi düşündüren konular. Sorumluluk makamında olan insanlar olarak da buradan bir an önce neticeyi almak durumundayız. Başkonsolosluk yetkilileri 'Buradan çıktı' diyerek kendilerini kurtaramaz. Çıktıysa, bunu görüntülerle de olsa ispat etmek zorundasınız. İspat edeceksiniz. Kalkıp da Türk makamına 'nerede' diye soranlar önce 'Bu nasıl oldu' diye bunu sormaları lazım" ifadelerini kullandı.