Samsun Haber | Samsun Son Dakika Haberleri | Samsunspor

Erdoğan'dan dünyaya önemli mesajlar

POLİTİKA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulundu.

Erdoğan konuşmasına katılımcıları selamlayarak başladı ve 76. Genel Kurul'un hayırlara vesile olmasını diledi. Koronavirüs pandemisinin olumsuz etkilerinden bahseden Erdoğan "Son asrın en büyük sağlık krizi olarak nitelenen Kovid-19 salgınında, aralarında dostlarımızın, yakınlarımızın, sevdiklerimizin de olduğu 4,6 milyon insanı kaybettik." ifadelerini kullandı.



KORONAVİRÜS VE YERLİ AŞI 


Erdoğan koronavirüs salgınıyla ilgili  "Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği, 10 milyonlarca insanın virüsün pençesinde kıvrandığı bir dönemde, aşı milliyetçiliğinin farklı yöntemlerle halen sürdürülüyor olması, insanlık adına yüz kızartıcıdır. Kovid-19 salgını gibi küresel bir felaketin üstesinden, ancak uluslararası iş birliği ve dayanışmayla gelinebileceği açıktır. Tüm ülkeler bu salgından kurtulmadan, herhangi bir ülkenin tek başına güvenle hayatını sürdürmesi mümkün değildir. Genel Kurul'da ortaya konacak iradenin, bu hakikatin anlaşılması bakımından bir dönüm noktası olmasını temenni ediyoruz. Salgın döneminde küresel iş birliğinin önemi yanında tıp biliminin ulaştığı yüksek seviyeyi de görme imkanı bulduk. Dünya Sağlık Örgütü tarafından onaylanan ilk aşının Almanya'da yaşayan Türk kökenli iki bilim insanı tarafından geliştirilmesinden gurur duyduk." ifadelerini kullandı.

Yerli aşı Turkovac ile ilgili ise "Yerli aşımız TURKOVAC'ı yakın zamanda milletimizle birlikte tüm insanlığın istifadesine sunacağımızı ifade etmek istiyorum." dedi.


AFGANİSTAN VE TALİBAN 

"Sahadaki gerçekleri ve sosyal dokuyu dikkate almayan dayatmacı yöntemlerle meselelere çözüm üretilemeyeceği, en son Afganistan'da, hem de çok acı bir şekilde görülmüştür. Afganistan halkı, 40 seneden fazladır süren istikrarsızlık ve çatışmaların sonuçlarıyla baş başa bırakılmıştır. Siyasi süreçten bağımsız olarak Afganistan'ın uluslararası camianın yardımına ve dayanışmasına ihtiyacı bulunuyor. Ülkede bir an önce barış, istikrar ve güvenliğin tesis edilerek, Afgan halkının huzura kavuşmasını temenni ediyoruz. Türkiye olarak, bu zor günlerinde Afgan halkına karşı kardeşlik görevimizi yerine getirmeyi sürdüreceğiz."
 

SURİYE

"Suriye'de tüm dünyanın gözü önünde 100 binlerce kişinin ölümüne neden olan insani dram 10'uncu yılını geride bıraktı. DEAŞ ile göğüs göğüse çarpışan tek NATO müttefikiyiz. Şehitler verme pahasına yürüttüğümüz çabalar sonucunda 462 bin Suriyelinin gönüllü olarak geri dönüşünü sağladık. Milyonlarca insanın canını kurtardık. 10 yıl daha bu acıların sürmesine izin veremeyiz. Bölgedeki terör örgütleri arasında ayrım yapılmasının taşeron olarak kullanılması kabul edilemez. Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve milli güvenliğini tehdit eden terör örgütleriyle mücadelemiz sürecektir. Suriyelilerin dışında ülkemizde sayıları 1 milyonu bulan göçmenler vardır. Suriye krizinde insanlık onurunu kurtaran bir ülke olarak yeni göç dalgalarını ne karşılamaya imkanımız ne de tahammülümüz vardır."
 

KUDÜS 


"Milli Birlik Hükümetinin, kamu hizmetlerinin sağlanması, tüm kurumların birleştirilmesi ve seçimlerin zamanlıca düzenlenmesi çabalarına destek vermeye devam edeceğiz. Uluslararası topluma Libya'nın tüm bölgelerini temsil eden meşru hükümetin yanında durulması çağrımı tekrarlıyorum. Bölgemizde istikrarsızlığı körükleyen, barış ve güvenliği tehdit eden en önemli sorunlardan biri de İsrail-Filistin ihtilafıdır. Filistin halkına yönelik zulüm sürdükçe, Orta Doğu'nun kalıcı barış ve istikrara kavuşması mümkün değildir. Bunun için işgal, ilhak ve yasa dışı yerleşim politikalarına mutlaka ve derhal son verilmelidir. Kudüs'ün 1947 tarihli Birleşmiş Milletler kararına dayanan uluslararası statüsüne, Harem-i Şerif'in mahremiyetine ve Filistin halkının haklarına yönelik ihlallere karşı durmayı sürdüreceğiz. Barış süreci ve iki devletli çözüm vizyonu, daha fazla gecikmeksizin yeniden canlandırılmalıdır."
 

İKLİM KRİZİ

Erdoğan, "Dünya iklim değişkliği nedeniyle milyonlarca insanın göç etmesine hazırlıklı değildir. İklim değişikliğiyle ilgili sorumluluğu olan ülkeler taşın altına eline koymalıdır.  Şayet etkin önlemler alınmaz ve sera gazı emisyonları artmayı sürdürürse yüz yılımızın sonunda deniz seviyelerinin 1 metreden fazla yükselmesi bekleniyor. Bu durum beraberinde yeni ve devasa kitlelerden oluşan göç dalgalarını da getirecektir.
Saydığım tüm bu sorunlar sadece sıcaklıktaki 1,1 santigratlık artışla ortaya çıkmıştır. Tüm bu gelişmeler üzerine dünya devletleri olarak ilim değişikliğiyle mücadele için 2015 yılında bir araya gelerek Paris İklim Anlaşması konusunda mutabık kaldık. Koronavirüs salgının önüne aşılarla geçmek belki mümkün olabilecek ama iklim konusunda böyle bir laboratuvar çözümü söz konusu değildir. Bunun için her fırsatta dile getirdiğimiz dünya 5'ten büyüktür ifademizi iklim konusunda da tekrarlıyorum. Doğamıza kim en çok zararı verdiyse iklim değişikliğiyle mücadeleye en büyü katkıyı da onlar yapmalıdır. Kimsenin 'Ben güçlüyüm, faturayı ödemem' deme hakkı yoktur çünkü iklim değişikliği insana oldukça adil davranıyor. Paris İklim Anlaşması'na ilk imza atan ülkelerden biriyiz. Paris anlaşmasını atılacak adımlar karşısında önümüzdeki ay Meclis'in onayına sunacağız. " dedi.

KAYNAK: NTV

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.