Türk Tabipleri Birliği (TTB) Okul Sağlığı Çalışma Grubu tarafından okulların durumuyla ilgili açıklama yapıldı. Açıklamada şöyle denildi:
BİNLERCE ÖĞRENCİ EĞİTİME ARA VERDİ
* Okul öncesinden lise son sınıfa kadar olan okulların (K12 okulları) açılmasının üzerinden üç hafta geçti. Bu süreçte bazı okullar tümden olmak üzere yüzlerce şube karantinaya alınmış, on binlerce öğrenci yüz yüze eğitime ara vermiş durumdadır.
* Okullarda çıkan vaka haberleri nedeniyle birçok aile kaygılanmakta, çocuklarını okula göndermekten çekinmektedir. Bütün bunlar pandemide eğitim sürecinin iyi yönetilmediğini, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının süreci planlama ve yürütmede yetersiz kaldığını göstermektedir.
* Havaların soğumasıyla maskesiz sosyal buluşmalarının kapalı alanlara girmesi (düğün, nişan, restoranda yemek vs.), büyük şehirlere geri dönüşün olması, tüm kısıtlamaların kalkmış olması, olan kısıtlamaların da uygulamasının denetlenmemesi, HES kodunun pratikte AVM dışında hiçbir yerde sorulmuyor olması gibi nedenler ile vaka sayılarının giderek artması beklenmektedir.
“OKULLARDA VAKA SAYILARININ ARTMASINA NEDEN OLABİLİR”
* COVID-19 enfeksiyonunda mevsimsel olarak sonbahar ve kış aylarının yaz aylarından daha kötü geçmesi beklenen bir sonuçtur. En önemli sorun, ülkemizde 12 yaş üzeri isteyen herkese aşı tanımlanmış olmasına rağmen, toplumda tam aşılıların oranının toplumsal bağışıklığı sağlamaktan ve virüsün toplumda yayılımını yavaşlatmaktan henüz çok uzak olmasıdır.
* Okulların açık olduğu geçtiğimiz üç haftada, önerilen önlemlerin uygulanmasında aksaklıklar yaşandığı gözlenmektedir. Bu, önümüzdeki günlerde okullarda vaka sayılarının artmasına neden olabilir. Türk Tabipleri Birliği (TTB), uluslararası otoritelerin rehberlerini, bilimsel çalışmaları ve ülkemiz şartlarını değerlendirerek okulların güvenli olması için yapılması gereken en basit ve masrafsız önlemleri pandemi başından beri çok kez açıklamıştır. (7 Mayıs, 31 Mayıs, 19 Temmuz, 13 Ağustos, 1 Eylül, 12 Eylül 2021 açıklamaları)
* TTB Okul Çalışma Grubu olarak, bu koşullarda dahi K12 okullarının açık tutulması gerektiğini söylüyoruz, okulların açık olmasını destekliyoruz. Ancak, aynı zamanda okulları daha güvenli kılmak için yapılması gerekenleri de hatırlatıyor ve yetkilileri uyarıyoruz.
20 ÖNERİDE BULUNULDU
* Bunlar ihmal edilirse bir süre sonra okul salgınları ile karşılaşılabilir, bu da salgın çıkan okulların kapanmasına, çocuk ve gençlerin bu durumun olumsuz sonuçlarından etkilenmelerine neden olabilir:
* Sınıf mevcutları 30'un altına indirilmelidir. (Bu konuda Millî Eğitim Bakanlığı illere ve okullara yetki verdiğini açıklamış, ancak somut bir ilerleme kaydedilememiştir)
18 yaş altı vakaların toplam sayısı, yoğun bakımda yatan 18 yaş altı çocuk verileri yaş gruplarına göre ayrılmış olarak (0-5, 6-11 ve 12-17 yaş grupları) kamuoyu ile paylaşılmalıdır. 12-17 yaş grubu için aşılama sayıları ve oranları da ayrıca açıklanmalıdır. Bu veriler, geçmişe dönük olarak da aylara göre açıklanarak kamuoyunun bilgilendirilmesi sağlanmalı.
* Aşağıdaki COVID-19 hastalık belirtilerinden en az birini taşıyan öğretmen ve öğrencilerin ateş, titreme, öksürük, nefes darlığı, tat veya koku kaybı, boğaz ağrısı, burun akıntısı, tıkanıklığı, okula devam etmemesi sağlanmalı ve bu şikayetlerle sağlık kurumuna başvuran okul çağı çocukları ve gençler test yapılmadan okula geri gönderilmemelidir.
* Hızlı testler belirtisi olmayan kişilerde tarama amaçlı kullanılmalıdır. Eczanelerde, okullarda ve insanların kolay ulaşabileceği merkezlerde hızlı testler bedava dağıtılarak velilerin testlere ulaşması kolaylaştırılmalıdır.
* Alandan gelen bilgiler belirtisi olan çocuk ve gençlerin bile testlere ulaşmakta zorlandığını düşündürmektedir. Belirtisi olan herkese PCR testi yapılmalıdır. Bu nedenle hastanelerde, AVM'ler parklar, şehir meydanları, ana caddeler gibi insanların sık gittiği yerlerde PCR testlerinin muayene sırası beklemeden yapılabileceği test istasyonları kurulmalıdır.
* Okullardaki kantin ve yemekhaneler kullanılmamalı, öğrencilerin evden getirdikleri (ya da yemek şirketinin getirdiği veya kantincinin paketlediği ve sınıfa getirdiği) kumanyayı diğer sınıflarla karışmadan kendi sınıflarında, kapı ve pencereyi açarak ve kendi sıralarında oturarak sessiz bir şekilde yemelidir. (Belediyelerce okul bahçelerinde üstü kapalı sundurma alanları yapılabilir ve buralarda çocuklara kumanya dağıtılabilir)
* Farklı sınıftan öğrencilerin ortak derslere girmesi ve sınıfların birbirine karışması engellenmelidir. Öğrenciler sınıflar arası hareket etmemeli, bunun yerine tümü aşılanmış olan öğretmenler sınıflar arası gezmelidir.
* Giriş çıkışlarda yığılma olmaması için bütün sınıfların aynı anda okula tek kapıdan alınması gibi hatalı uygulamalardan vazgeçilmeli, okulun kapıları farklı sınıfların giriş çıkışına ayrılmalı ve kademelerin 10 ar dakika ara ile başlatılması gibi kalabalığı azaltıcı önlemler alınmalıdır.
* Okul servislerinde yarım kapasite uygulamasına geçilmeli, toplu taşımada yığılmanın önlenmesi için ek seferler konulmalı, isteyen öğrencilerin geçici olarak kendilerine yakın okullara nakli sağlanmalıdır.
* Tek vaka ile karantina uygulaması, sadece sınıfta maske kuralı sık ihlal edilen okullarda (dört yaş altı çocukların gittiği kreşler gibi) yapılmalıdır. Maske kuralı sık ihlal edilmiyorsa (dört yaş ve üzerinde) ilk vaka çıkışından itibaren 10 gün içinde ikinci vaka çıktığında sınıf karantinaya alınmalıdır.
* Karantina süresi 10 gün ile sınırlanmalı, karantina uygulanan sınıflarda beşinci gün yapılan PCR testi negatif olan öğretmen ve öğrencilerin erken yüz yüze eğitime dönmesine izin verilmelidir.
* Yakın temaslı öğrencilerin her gün hızlı test yaparak okula devam edebilmesi sağlanmalı, okul günü kaybı en aza indirilmelidir.
* Vakaların ve kapanan sınıf sayısının fazla olduğu il ve bölgelerde okullarda hızlı testler ile tarama yapılmalıdır.
* Bütün okul ve okulla ilgili işlerde çalışanların tamamının (öğretmen, temizlik görevlisi, idari personel, servis şoförü, servis ablası, güvenlik görevlisi, kantin çalışanı, yemek şirketi çalışanı vb) aşılaması tamamlanmalıdır.
* Bütün veliler ve 12 yaş üzeri gençler aşılanmalı, 12-18 yaş grubunun hızla aşılanması için okul aşılaması programları oluşturulmalıdır.
* Okul sonrası spor çalışmaları için açık alanlar tercih edilmeli, kapalı alanlarda yapılacak çalışmalar için bir grupta 12'den fazla öğrenci olmamalıdır. Soyunma odaları iyi havalandırılmalı, bir seferde içeriye girebilecek öğrenci sayısı odanın alanına göre belirlenmelidir. COVID-19 pozitif öğrenci saptanması durumunda maskesiz kapalı alanda yapılan aktivitelere katılan çocukların hepsinin yakın temaslı olduğu unutulmamalı, bu öğrencilerin bildirimi spor merkezi tarafından eksiksiz yapılmalıdır.
* Pansiyonlarda hasta öğrenci çıktığında nasıl yönetileceği ile ilgili günlük pratikte karşılaşılan sorunlara yönelik rehberde daha net öneriler olmalıdır. Pansiyonlu okullarda aşısız öğrenci kalmamalıdır.
* Belediyelerden okulların temizliği ve öğrencilerin beslenmesi konularında destek alınmalıdır.
* Öğretmenlerin COVID-19 ile ilgili hem bilgilerini hem de baş etme becerilerini artıran çalışmalar yapılmalıdır.
* Öğretmenlerin sayıca yetersiz olması ve dağılımlarındaki sorunlar nedeniyle boş geçen dersler ciddi bir orana ulaşmaktadır. Boş ders saatlerinde ortaokul ve liselerde öğrencilerin serbest ve denetimsiz kalması gündeme gelmektedir. Mevcut öğretmen kadrosu ile bu duruma yetişilmesi mümkün değildir. Öğretmen sayısının arttırılması için yeterli sayıda yeni öğretmen atamasının bir an önce yapılması gerekmektedir.
* Temizlik personeli olmadığı için tuvaletleri düzenli temizlenmeyen okullar bulunmaktadır. Her ne kadar bu durum COVID-19'un yayılımına sebep olmasa da Norovirüs gibi ishalli hastalık salgınlarının önlenmesi ve genel okul sağlığı için tuvalet temizliği büyük önem taşımaktadır.
* Bu öneriler, üniversiteleri kapsamamaktadır. Üniversitelerin ayrıca ele alınması gerekmektedir.
Kaynak: Sözcü