Bafra'da Başlayan Hukuk Mücadelesinde AYM'den Şok Karar!
Bafra'da Başlayan Hukuk Mücadelesinde AYM'den Şok Karar!
Bafra'da bir çocuğun cinsel istismarı iddiasıyla açılan davaya bakan Bafra Ağır Ceza Mahkemesi, cinsel istismarla ilgili bir maddenin Anayasa'ya aykırı olduğunu düşünüp AYM'ye başvurdu. Ancak Anayasa Mahkemesi, Ceza Kanunu'ndaki ‘15 yaşını tamamlamamış çocuklara yönelik her türlü cinsel davranışı’ istismar sayıp 8-15 yıl arası hapis öngören maddeyi iptal etti.
AYM'nin iptal ettiği Türk Ceza Kanunu'nun 103. maddesi şöyle:
1- Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, Anlaşılır.
2- Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
AYM, başvuruyu inceleme sonucunda 103. maddesinin birinci fıkrasındaki “15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına” ilişkin hükmü, 6'ya karşı 7 üyenin oyu ile iptal etti.
AYM, böylelikle çocuğa cinsel istismarda bulunan kişiye 8 yıldan 15 yıla, yapılan istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde ise cezanın 3 yıldan 8 yıla kadar olmasını öngören yasa maddesini iptal etmiş oldu. Karar gerekçesinde, AYM'nin daha önce de çocuğa tecavüz eden kişiye en az 16 yıl hapis cezası verilmesine ilişkin hükmü iptal ettiği anımsatılarak, “Söz konusu suçlarda mahkemelere olaya özgü takdir marjı tanımaması ve onarıcı hukuk kurumları öngörmemesi, fiilin farklı yaş kategorilerindeki mağdurlara karşı işlendiği veya failin küçük olduğu ya da fiilden sonra mağdurun yaşının ikmali ile fiili birlikteliğin resmi evliliğe dönüşmesi gibi her bir somut olayın özellikleri dikkate alınarak ceza tayin edilmesi. İtiraz konusu kural da aynı şekilde bazı durumlarda somut olayın özellikleriyle bağdaşmayacak ve suçla yaptırım arasında bulunması gereken adil dengeyi ortadan kaldıracak ölçüde ağır cezaların verilmesi sonucunu ortaya çıkarabilecek bir niteliğe sahiptir. Bu nedenle kural ölçüsüz bir yaptırım öngördüğünden hukuk devleti ilkesine aykırıdır” ifadelerine yer verildi.