Samsun Haber – Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, 16 Nisan’da yapılacak olan referandum ile ilgili Termeli vatandaşlarla bir araya geldi.
Kız çocukları okullaşma oranı yüzde 97
Kız çocuklarının okullaşma oranları hakkında bilgi veren Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, “2002 yılında iktidar olduğumuzda kız çocukların okullaşma oranı ne kadardı, hatırlıyor musunuz? Yüzde 87’ydi. Şu anda kaç? Hani diyorlar ya kadınların haklardan eşit faydalanması konusunda ‘siz geri duruyorsunuz, kız çocukların okula gitmesi konusunda yeterince destek olmuyorsunuz’ bunu diyorlar. Kız çocuklarının okullaşma oranı şimdi yüzde 97’de. Yani neymiş, bizim dönemimizde çok daha farklı noktalara yetişti” dedi.
Muhalefet neye ‘hayır’ dediğini bilmiyor
Muhalefet partilerin neye hayır diyeceklerini bile bilmediğini ifade eden Bakan Kılıç, “Muhalefet ‘biz geleceğe yürürken kadınlarımızla alakalı olarak en üst noktada düşünüyoruz’ diyor. Peki bir şey soracağım, ana muhalefet partisinin genel başkanı şu 18 yaşla alakalı örneği verirken ne dedi? Şimdi dün baktım, işi çevirmeye başlamış. ‘18 yaşındakiler askerliği yapmamış, ne yapacaklar’ dedi. Hanımefendiler, sizlerin askerlik zorunluluğu var mı? Demek ki, zihinde direkt yarısını attı, toplumun yarısını kenara koydu. Bu bilinçaltındaki bir şey. Şimdi dün diyor ki, ben askerliğini yapmamış erkekleri kastettim. Daha önce de ne demişti? Bu sistemde cumhurbaşkanıyla başbakan farklı partilerden olursa kıyamet o zaman kopar. Neye hayır dediğini de bilmiyor” diye konuştu.
15 Temmuz darbe gecesi biz sokaklarda, Kılıçdaroğlu Bakırköy Belediye Başkanı’nın evindeydi
15 Temmuz darbe girişiminde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Bakırköy Belediye Başkanı’nın evinde olduğunu belirten Bakan Kılıç, “Kılıçdaroğlu çıkmış diyor ki, ‘15 Temmuz gecesi kontrollü bir darbe girişimi’ Yazıklar olsun yazıklar olsun. Sizler buradaydınız, Termedeydiniz, ben Samsundaydım, Ankara’da, İstanbul’da, ülkemizin dört bir yanındaki şehirlerde erkekler, kadınlar, tüm millet sokaktaydı. O tankları aletlerle, tişörtlerle, gömleklerle egzozlarını tıkayıp onları çalıştırtmama durumuna getirenler. Bunlar mı kontrollüydü? Ankara’da TBMM’yi bombalayan F-16’lar mı kontrollüydü? Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne helikopterlerle bomba yağdıranlar, ateş yağdıranlar mı kontrollüydü? Başbakanlığa ateş edenler mi kontrollüydü? Cumhurbaşkanımızı öldürmeye gidenler mi kontrollüydü? Sayayım mı daha? Başbakanımızın İstanbul’dan Ankara’ya geçerken kara yolunda ona ateş açanlar mı kontrollüydü, bunlar mı kontrollüydü? Kendisi kontrollü ortamdaydı onu biliyoruz da, Bakırköy Belediye Başkanının evindeydi, biz sokaktaydık. Onun için kusura bakmasın, bu milletten bir özür borcu var, bu milletten özür dilemek zorunda. Böyle şey olur mu ya? Siyaset yapacaksan siyaset yap, hayır’la alakalı bir şeyler anlatacaksan anlat, ama bu milletin aklıyla, şerefiyle, haysiyetiyle uğraşma. Çıkaydın 15 Temmuz gecesi meydana sen de, göreydik o zaman boyunu, gidip de bir evin içerisinde oturmasaydın. CHP’nin milletvekilleri Ankara’da meclise gitti, doğrudur. O zaman ben şu soruyu soruyorum. Bu kontrollü darbe girişiminde, onun iddiasına göre, o milletvekillerinin üstüne bomba düşseydi, orada ölselerdi mecliste, yine kontrollü mü olacaktı bu? Ben kendi partisinden de bir ses çıkmasını beklerdim, kendisine de bir şey söylenmesini beklerdim” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayır çadırını ziyaretindeki konuşmasının ardından çadırda bulunanların yarısının evet oyu vereceğini düşündüğünü ifade eden Bakan Kılıç, “Özgür Özel her yerde savunuyor Genel Başkanını, ama o gece o meclisteydi, Genel Başkanı bir evdeydi. Özgür bey, genç bir siyasetçisin, doğru yerde dur. Şimdi diyor ki, ‘biz ne dedik ki, ben ne diyorum ki bu kadar benim üstüme geliyorlar?’ Kılıçdaroğlu, sen 4 senedir Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanına, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yüzde 52 oyla seçilmiş Cumhurbaşkanına, daha önce 12 seçim kazanmış Cumhurbaşkanına diktatör diyorsun, ondan sonra cevap verince de ‘ben ne dedim ki’ diyorsun? Bundan ala itham mı var? İstanbul’dan Samsun’a gelmeden önce Cumhurbaşkanımız hayır çadırına girdi, orada sohbet etti, 15 dakikaya yakın süre orada kaldı. Şunu da iyi bilin ha, çıktıktan sonra yarısı evet olmuştur, onu bilin, ona ben garanti veririm. Onlar sandıkta gidecek 16 Nisan’da evet kullanacaklar, şimdi söyleyemiyorlar. Sonra oradan ayrıldı, Samsun’a geldi ertesi gün”
Esad’ın yavaş yavaş sonu geliyor
Suriye Devlet Başkanı Beşar Eşad’ın sonunun geldiğini ifade eden Bakan Kılıç, “Katil Esad da artık yavaş yavaş sonu geliyor, 3 milyonu aşkın insan şu anda bizim ülkemizde. 600 binden fazla insanı katletti ve dünya yeni yeni uyanmaya başladı. Ne diyordu Cumhurbaşkanımız? Dünya 5’ten büyüktür değil mi? Bunları söylediği için yazıyorlar orada, ne diyorlar? Kendi kafasına göre söylüyor, bize çok sert konuşuyor. Ne demek sert konuşuyor ya? Ya insanların ölümü konusunda yeterince ağzınızı açamadınız. O Hollandalılar bizim Bakanımızı Konsolosluğa, Elçiliğe sokmadılar. Atlarla, köpeklerle affedersiniz insanların üstüne saldırdılar, ama Srebrenitsa’da elimizde resimleri var. O Hollandalı komutan o Sırp kasabına Srebrenitsa’yı teslim etti, bir de teşekkür aldı, resimleri mevcut. Hollanda Başbakanı Rutte diyor ki, bizde öyle bir şey yok. Git de biraz internete bak, orada senin komutanının, Hollandalı askerin o Srebrenitsa katliamını gerçekleştiren o caniye nasıl teşekkür ettiği, kokteyllerde bardak tokuşturduğu, sonra ertesi gün gitti, orada var. Neyi inkar ediyorsun? Neymiş, Geert Wilders’i durduracakmış. Aynısını sen yaptın ya, o ırkçının yapacağını sen yaptın, ne farkınız kaldı? Bu hatalarını, bu eksiklerini suratlarına, yüzlerine söylediğiniz zaman rahatsız oluyorlar. Bu güne kadar seçimle alakalı, oy vermeyle ilgili rakamları gördünüz değil mi? Kuyruklar, Hollanda’yla ilgi bu sabah bir resim gördük, köprünün üstü dolu, insanlar köprüleri doldurmuş, kilometrelerce kuyruk. Bizim vatandaşımız cevabını demokratik şekilde sandıkta verir, sizin gibi atlarla, polis köpekleriyle değil. Demokrasinin cevabını orada alacaksınız”