Samsun Haber - NATO’nun 1990 yılı İskoçya toplantısında soğuk savaş sürecinde Rusya’ya karşı bir savunma paktı olarak kurulduğunu hatırlatan Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Siyasi İşler Başkanı Yılmaz Birinci “Sovyetler Birliği dağıldı ve düşman olmaktan çıktı. Ancak, düşmanı olmayan ideoloji yaşayamaz. Onun yerine yeni bir düşman koymamız gerekiyor. Bu yeni düşman İslâm Olacaktır.” Kararı alınmıştır. Bu karardan sonra; ‘İslâm’ denildiğinde ‘Terör’ ve ‘Müslüman’ denildiğinde de ‘Terörist’ algısı oluşması için strateji üretmek Nato’nun görevi haline gelmiştir” diye konuştu.
“Ortadoğu’ya hakim olamayan hiçbir güç dünya hakimiyetini kuramamıştır”
Sözlerine İslâm coğrafyasındaki etnik ve din orijinli bütün terör örgütleri ile radikal İslâm, ılımlı İslâm ayrıştırmaları olduğunu söyleyen Başkan Birinci, “Dinler Arası Diyalog ve Büyük Ortadoğu Projesi gibi bütün bölücü örgüt ve faaliyetler küresel emperyalizmin temsilci ülkeleri (İsrail, ABD, İngiltere ve AB ülkeleri) ve NATO tarafından organize edilmektedir. Dünya ticaretinin ürettiği bir yıllık reel ticaret kârı bir trilyon dolar olmasına rağmen, sadece yıllık faiz gelirleri beş yüz trilyon dolardır. Uyuşturucu, kumar, fuhuş, insan ticareti ve yasa dışı silah gibi illegal ticaret gelirleri dahil edildiğinde ise meşru ticaretin 40-50 misli gelir elde edildiği bilinmektedir. İnsanlık tarihi boyunca, Ortadoğu’ya hakim olamayan hiçbir güç dünya hakimiyetini kuramamıştır. Ve Ortadoğu’nun kilit ülkesi Türkiye’dir. Bölgemizde akan kan ve gözyaşının en önemli nedeni de budur” ifadelerini kullandı.
“Dinler arası diyalog ve hoşgörüye olan ihtiyaç ortaya çıkmıştır”
Dış politikanın iç siyasete ve iktidar olma arzularına malzeme yapılmaması gerektiğini sözlerine ekleyen Başkan Yılmaz Birinci, “Emperyalizmin propaganda teknikleriyle siyaset yapıldığında, bu dengelerin korunması oldukça zordur. Zira; İlim insana nasıl düşünmesi gerektiğini öğretirken, propaganda neyi düşünmesi gerektiğini dikte eder. Müslüman insanın asla yalan söylememesi gerekir. Ancak, propaganda da yalan söylemek ayıp değildir. Kendi fikirlerine katılanları vatansever, kendisi gibi düşünmeyenleri ise hain ve terörist ilan etmek emperyalizmin propaganda tekniklerindendir. Siyasi partilerin kendi oy tabanlarını koruma stratejisiyle, sosyal çatışma, kamplaşma ve kutuplaşmaya neden olan propagandaları; İktidar olma, barajı aşma veya daha fazla milletvekili çıkartmalarını sağlayabilir. Ancak, toplumsal barış bozulduktan sonra ihtiyaç duyulan “Birlik ve beraberlik çağrılarının” karşılık bulmasını engeller. Ülkeyi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar; Yaşadığımız toplumu yabancı istihbarat servislerinin her türlü planları için hazır malzeme haline getirecek böyle tehlikeli yanlışlardan şiddetle kaçınmalıdırlar. Devlet adamı; Plan, program ve stratejiyle hareket etmeli; Samimi, dürüst, tutarlı ve dirayetli olmalıdır. Bir yandan birlik ve beraberliğe davet ederken, farklı görüş ve eleştirilere ağır ithamlarda bulunmak, Bir yandan Fetö/PYD ile mücadele ederken, 2023 Siyasi Vizyonu’nda; “Dünya barışı için, dinler arası diyalog ve hoşgörüye olan ihtiyaç bir kez daha ortaya çıkmıştır.” demek tutarlı değildir” şeklinde konuştu.
SP İl Başkan Yardımcısı Siyasi İşler Başkanı Yılmaz Birinci sözlerine şöyle devam etti: Gazi Mustafa Kemal önderliğinde Kuvayı Milliye Ruhuyla başlayan Kurtuluş Mücadelesi bu anlayışla 11 ayda başarıya ulaşmıştır. (19 Mayıs 1919-23 Nisan 1920) Yarın 10 Kasım 2017 Atatürk’ü Anma Günü. 10 Kasım 1938’den bu güne tam 79 yıl geçmiş. Şimdi; Devlet adamları bir hafta boyunca konuşacaklar. Ancak; Anayasamızın ve Hukuk Sistemimizin en belirleyici parametresi olan Atatürk İlke ve İnkılapları’nın Mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; Ölümünden elli yıl sonra açılmak üzere bıraktığı 400 sayfalık vasiyetinin halen açılmamış olması da tutarlı değildir. 10 Kasım 1938 tarihinden elli yıl sonra 10 Kasım 1988; Devlet Başkanı Kenan EVREN, Başbakan Turgut ÖZAL ve Genel Kurmay Başkanı Necip Torumtay tarafından açılan vasiyet: “Millet buna hazır değildir.” Denilerek, 25 yıl sonra açılmak üzere tutanak tanzimiyle kaldırılmış. (Rahmetli Aytunç Altundal’ın Kenan Evren ile görüşmesinden) 25 yıl sonra; 10 Kasım 2013; Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL, Başbakan Recep Tayip Erdoğan ve Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel’dir. Ve hiçbir açıklama yapılmamıştır. Vasiyet kozmik oda bilgileriyle ve Fetullah Gülen eliyle CİA’ya verilmiş midir? Akıbeti belli değildir. Darbeci Kenan Evren’i rahatsız eden bu vasiyetin iktidar tarafından açılmayışı ve her konuyu Anayasa Mahkemesine götüren Atatürkçülerin de itiraz etmeyişi samimi ve tutarlı değildir. Ülkemizin sorunlarına çözüm getirecek en ideal yönetim; Yarım asırdır eylem, söylem ve tespitlerinde hata ve tutarsızlığı olmamış, Milli Görüş Saadet Partisidir”
Haber: Ekrem BİRCAN