Samsun’u ziyaret eden Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İsrafil Kışla, Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ) düzenlenen “Eğitime Destek Platformu Toplantısı”na katılarak “Eğitime yapılan katkı asla boşa gitmiyor ve başarıya etki ediyor. Bir amacımız da çocuklarımızın din eğitimini devlet eliyle almasıdır” diyerek , gençlerin milli ve manevi değerlere bağlı, faydalı ve donanımlı yetişmesini sağlamanın amaçları olduğunu belirtti.
“Bu ülkenin en büyük zenginliği gençlerimizdir”
Kışla Eğitime Destek Platformunun (EDEP) çalışmalarına değinerek “EDEP, 28 Şubat sürecinde imam hatip okullarına sahip çıkmak amacıyla İmam Hatip Platformu olarak çalışmalarına başlayan bir sivil inisiyatif kuruluşudur. Yıllarca çok değerli hizmetlerde bulunarak pek çok problemin çözülmesinde ve yeni hizmetlerin üretilmesinde, diğer sivil toplum kuruluşları gibi çok ciddi emekler verdi. Bizim derdimiz tabii ki sadece imam hatip okulları değil, bu ülkenin en büyük zenginliği gençlerimizin her birinin; milli ve manevi değerlere bağlı, faydalı ve donanımlı yetişmesini sağlamaktır. Bu nedenle sivil toplum kuruluşlarında insanlarımız, ülkemizin ve gençliğimizin geleceği için, Allah’ın rızasını almak için gönüllü olarak çalışıyorlar.” dedi.
Sivil toplum kuruluşlarının desteğini alan kurumların daha başarılı olduğuna dikkat çeken Başdanışman İsrafil Kışla, “Eğitime yapılan katkı asla boşa gitmiyor ve başarıya etki ediyor. Bir amacımız da çocuklarımızın din eğitimini devlet eliyle almasıdır” şeklinde konuştu.
Kışla sözlerine “Sivil toplum kuruluşları ekstra hizmet ortaya koymalı. Bunun da üç yolu var. Bir tanesi kamu kurumlarının projelerine destek olmak, ikincisi kendi projelerini üretmek, üçüncüsü de kamu kurumlarıyla yapılacak protokollerle müşterek projeleri hayata geçirmek. Tüm bunları gerçekleştirmedeki anahtar kelime de yönetmek değil, güzel iletişimdir. Güzel iletişimle çözülmeyecek problem olamaz. Kamu elindeki imkân kadar iş yapar. Ancak sivil toplum kuruluşları ufku kadar iş yapar. Ufkunuz varsa çok şey yapabilirsiniz. Ufkunuz yoksa maddi yetersizlikleri öne sürerek sadece bahane üretirsiniz. Oysa hayır işlerinde para, birinci değil ancak dördüncü sermayenizdir. En büyük sermaye hayır işleme azmi ve kararlılığı, sonra güven, daha sonra da doğru bir projedir. Para bunlardan sonra gelir.” şeklinde devam etti.
Kaynak: İHA