Geçen yıl başlayan projede hijyen sütün toplanıp muhafaza edilmesi için Çarşamba'ya 7 adet 300 litrelik tank, 4 adet 12 kwa jeneratör, Salıpazarı'na 1 adet süt toplama merkezi yapılıp, 3 adet 300 litrelik tank, Terme'ye 4 adet bin 500 litrelik araç üstü tank, Havza'ya 1 adet 2 bin litrelik ve 7 adet 300 litrelik tank, Vezirköprü'ye 1 adet 3 bin litrelik, 3 adet 500 litrelik, 1 adet 300 litrelik, 2 adet bin 500 litrelik tank, Ladik'e de 1 adet 2 bin litrelik tank alındı. Bunun için 450 bin TL harcandı.
2016 yılında da devam eden proje için Atakum, Tekkeköy, Terme, Bafra, Asarcık ve Avut'ta 1 milyon 50 bin TL'lik yatırım gerçekleştirildi. Buna göre Atakum'a 2 adet tekli konteynır süt toplama merkezi yapıldı, 2 adet 3 bin litrelik, 2 adet bin 500 litrelik süt toplama tankı ve 2 adet 12 kwa jeneratör, Tekkeköy'e 2 adet bin litrelik, 1 adet bin 500 adet süt toplama tankı, 1 adet 12 kwa jeneratör, Terme'ye 1 adet süt toplama merkezi yapıldı, 1 adet 40 kwa jeneratör, Bafra'ya 2 adet tekli konteynır süt toplama merkezi ve Manda Birliği süt toplama merkezi için bina tadilatı yapıldı, 15 adet 500 litrelik, 2 adet 3 bin litrelik, 2 adet bin 500 litrelik süt soğutma tankı, 2 adet 12 kwa jeneratör, Asarcık'a 2 adet 5 bin litrelik ve 3 adet bin 500 litrelik süt soğutma tankı, 1 adet 50 kwa jeneratör, Vezirköprü'ye 1 adet süt toplama merkezi tadilatı yapıldı, 1 adet 3 bin litrelik süt soğutma tankı ve 4 adet 12 kwa jeneratör ve Avut'a 1 adet 12 kwa jeneratör alındı, kurulum çalışmaları tamamlandı.
Entegre hijyen süt toplama ve soğutma merkezlerini özellikle hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı ilçelerde kuran Samsun Büyükşehir Belediyesi, hem süt üretici birliklerini hem de geçimini hayvancılıkla sağlayan süt üreticilerini, gıda firmalarının en büyük tedarikçisi konumuna getiriyor. Bu yatırımların ilçe ekonomilerine önemli katkılar sağlayacağı düşünülüyor. Süt üreten 13 tane birliğin bulunduğu Samsun’da, Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı, çiğ hijyen sütün depolanması için ilçelerde 2 yılda toplamda 5 adet süt toplama merkezi açtı. Ayrıca 65 tane tank kurup, 16 tane de jeneratör bağladı.
Jeneratörlere bağlanan soğutucu tanklar, sağımdan sonra sütü süratle soğutarak, soğutmalı veya izolasyonlu süt toplama tankeri gelinceye kadar muhafaza ediyor. Bu şekilde soğutulup muhafazaya alınan çiğ inek sütü, soğutma tanklarından vakumlanarak, süt üretimi sözleşmesi çerçevesinde toplanarak, işleme tesislerine satılıyor. Böylelikle istenilen standartta elde edilen sütün daha yüksek birim fiyattan satışı sağlanıyor. Projenin en önemli özelliği ise sütün ilk üretim basamağından itibaren hijyenik ortamda muhafaza edilmesiyle hem süt hem de tüketici sağlığının korunmuş olması. Projelerin tamamlanmasıyla alt yapı ve süt toplamada hijyen açısından sorun kalmayacak. Geriye sadece araçlarla dolaşılıp süt toplama işi kalacak.
Başkan Yılmaz: “Bölge hayvancılığı için çok faydalı olacak”
Projeyle kırsal kesimde rençperlikle uğraşan çiftçi ve hayvancıların üretim, pazarlama ve ekonomik kazanımlarını artırmak istediklerini ifade eden Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, süt için yaptıkları yatırımların bölge hayvancılığına ve süt üreticilerine büyük fayda sağlayacağını kaydetti. Merkezi hükümetin soğutulmuş süte büyük önem ve destek verdiğini ifade eden Başkan Yılmaz, ''Büyükşehir Belediyesi olarak biz de kırsal kalkınma yatırımlarımız kapsamında geçen yıl hayvancılıkla uğraşan süt üreticilerine yönelik DOKAP işbirliği ile ortak projeyi hazırlayıp hayata geçirmiştik. Bu yatırım, sütlerin hijyenik ortamda toplanmasını ve uzun süre depolanmasını sağlayacak. Ayrıca süt üreticilerimizin pazarlama imkanı artmış olacak. Bakanlığın süte verdiği desteği de alacak bu yatırım ve çalışmalarımız, Samsun’da bir ilktir” dedi.
Türkiye’de üretilen yaklaşık 10 milyon ton çiğ sütün sadece yüzde 25’inin modern sanayi kuruluşlarında hijyenik olarak süt ve süt ürünlerine dönüştürüldüğünün altını çizen Başkan Yılmaz, “Geri kalanı ise sağlıksız koşullarda tüketiciye sunuluyor. Katılan maddelerin çoğu asitliliği, nötralize edilmesi, sütün halk tabiri ile kesilmesini, çökmesini önlemekte ancak insan sağlığını ve son ürün kalitesini de olumsuz etkilemektedir. Bunun dışında sütlerimiz antibiyotik de içermekte ve işleyici bundan yoğurt yapamayıp, peynire işlemekte. Kötü kaliteli bir ham maddeden hiçbir surette üstün kaliteli mamul üretilemeyeceği için modern tesislerde de uluslararası düzeyde rekabet edecek kalitede üretim mümkün olmuyor. Tüm bu nedenlerden dolayı biz de sütün sağlıklı koşullarda son tüketiciye ulaştırılması için sağıldığı andan işlendiği ana kadar olan sürede ideal hijyen kurallarına uymak ve bakteri oluşumunu önlemek ve kırsal ekonomiyi güçlendirmek amacıyla bu yatırımlara devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.