Bakan Soylu'nun başkanlığında Amasya, Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Kastamonu, Ordu, Rize, Samsun, Sinop ve Trabzon Valileri ve güvenlik amirlerinin katılımı ile birlikte Samsun'da Seçim Bölge Güvenlik Toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan Bakan Soylu, "Dışarıdaki gelişmelerin yanı sıra içerideki bazı gelişmeler de 31 Mart seçimlerinin güvenlik risklerini arttıracaktır. Adaylık sürecinin başlamasından itibaren muhtar adayları arasında yaşanan gerginlikler dikkat çekicidir. Muhtarların özlük hakkındaki iyileştirmeler, sosyal imkanlarının artması, Merkezi yönetimle ilişkilerinin artması muhtarlığı çok iyi bir noktaya getirmiş ve doğal olarak da rekabeti arttırmıştır. Anlaşılıyor ki bu seçimde muhtarlık seçimlerinde bir tartışma yaşanacaktır. Bu noktada bakanlık olarak ek tedbirlerimiz söz konusudur. Kimsenin suç işlemesine, kanunu çiğnemesine müsaade etmeyeceğiz. Muhtarlık seçimlerinde yereldeki ilişkilerini kullanarak, hukuk dışı ve suç işleyerek veya illegal yapıların baskısıyla seçim kazanılsa dahil, muhtarlarla ilgili soruşturma yapma yetkisi İçişleri Bakanlığına aittir. Seçim sonrasında da hukuksuzluk takip edilecektir. Bu süreç başından itibaren 40 seçim olayı oldu. Bunun 22’si muhtar seçimlerine ait. Valilerimiz, jandarma komutanlarımız, muhtarlar ve muhtar adaylarıyla temas kurulup onları centilmenliğe, fair-playe davet edeceksiniz. Tehdit ederler, şantaj yapanlar, sen burada aday olamazsın diyenler, özellikle seçim listeleri askıya çıkmadan önce kendi mahallesinde seçimi kazanabilmek için oraya maalesef usulsüz bir şekilde seçmen taşıyanlarla ilgili bütün soruşturmalar, araştırmalar ve sonuçlar tarafımızca gerçekleştiriliyor. Seçim bitince, mazbatayı alınca her şey bitiyor değil. Seçim sürecince kurallara uygun bir şekilde, yasalara uygun bir şekilde davranıp, centilmenlikle bu yarışı götürmek, muhtarlarımız için asil olandır. Tek tek takip edeceğiz. Anlaşılıyor ki bu seçimlerde muhtarlar arasında rekabet, bir kamu düzeni sorunu ortaya çıkaracaktır. Buradan muhtar adaylarımızı, Anayasa'ya, kurallara ve centilmenliğe uymasını talep ediyoruz. Güvenlik ve kolluk kuvvetlerimizin de bu çerçevede dikkatlerini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
PKK'YA KARŞI TEDBİRLER ALINMALI
Seçimlerin güvenli bir ortamda gerçekleşmesi için herkesin teyakkuzda olması gerektiğinin altını çizen İçişleri Bakanı Soylu, "Seçim sürecinde terör örgütlerinin tehditleri konusu üzerinde de duruyoruz. Geçtiğimiz yıl PKK terör örgütünün Karadeniz kırsalına açılma konusu söz konusuydu. Aynı çerçevede örgütün 2 önemli gelir kaynağı olan göçmen ve uyuşturucu kaçakçılığını Karadeniz üzerinden yapmaya dönük yeni bir rota oluşturmaya çabalamışlardır. Bu her 2 konu için de hızlıca önlem aldık ve hem karada hem de denizde Karadeniz’e açılmalarının önüne geçtik. Ancak bir şekilde bu bölgeyle ilgili hesaplarının olduğunu da biliyoruz. Özellikle seçim döneminde PKK’nın bu bölgelerdeki olası faaliyetlerine karşı hep birlikte teyakkuz halinde olmamız lazım. Bakanlık olarak sorumluluğumuz. Her vatandaşın özgür bir biçimde oyunu kullanabilmesini temin edebilmektir. Bu kapsamda seçim güvenliği, miting güvenliği, oy kullanma güvenliği ve oyların sayımının güvenliği olmak üzere 3 kısımda konuyu ele alıyoruz. Ardından da oy kullanma günü gerçekleştirilecek güvenlik önlemlerimiz de olacak. Güvenliği temin ederken ifade özgürlüğünün önüne geçmemek çok önemlidir. Esas olan özgürlüğü temin etmektir. Bizim temel sorumluluğumuz, birilerinin başkalarının özgürlük alanına müdahil olmayacağı, tercihlerin özgürce yapılabileceği güvenli ortamı sağlamaktır” sözcüklerini kullandı.
"SEÇİMİ EN İYİ GERÇEKLEŞTİREN ÜLKE TÜRKİYE'DİR"
Türkiye’de seçimlerin bütün ülkelere örnek olduğunu ifade eden Soylu, şunları söyledi:
“Türkiye’de sadece 2 seçim tartışma konusudur. Sopalı seçim denilen 1946 seçimi ve 1982 yılındaki anayasa seçimleridir. Bu 2 seçim hep tartışılmıştır. Ama Türkiye, bu 2 seçimin dışında tartışma olmamıştır. Türkiye seçim meselesini dünyada en iyi gerçekleştiren ülkedir. Amerika’da seçimlerde hangi haltların yendiğini, bir başkan seçiminin bile tartışma meselesi haline geldiğini, hangi şiddetlerin meydana geldiğini, Avrupa’da seçime katılımın, seçim meşruiyeti konusunda nasıl tartışmalar oluştuğu hepimizin malumudur. Türkiye’de seçim öncesi propagandalar yapılır, vatandaşımız selametle sandığa gider oyunu kullanır. Akşam da her şey sona erer. Dünyada bu tip bir seçim süreci ve seçim sonucu oluşturabilen başka bir ülke söz konusu değildir. Bizim seçimlerimize dışarıdan gözlemciler de katılmaktadır. O gözlemcilerin olumsuz raporlarını, seçimin sonucunu etkileyebilecek, yönlendirebilecek raporlarının hiçbirisini biz görüyor değiliz. Seçim günü oy kullanılması ve seçim sonuçlarının doğru bir şekilde yansıtılması ve belirlenmesi konusunda bugüne kadar dünyadan tek bir eleştiri almış değiliz. Bazı uçuk-kaçık tipler, ‘bilgisayar üzerinden şunlar yapılıyor, bunlar yapılıyor’ diyor. Bu maalesef 4 duvar arasında durup, hayatı boyunca hiç bu işlerle meşgul olmadan fantezi geliştiren tiplerdir. İlçe seçim kurullarında, il seçim kurullarında ve YSK’da bütün siyasi partilerin yetkilileri, gözlemcileri ve temsilcileri mevcuttur. Bütün siyasi partilere YSK sandık seçmen listeleri göndermektedir. Sandıklarda da temsilcileri mevcuttur. Seçim Türkiye’de anonim bir şekilde yapılmaktadır. Bizim uğraştığımız seçimin güvenlik alanıdır. Dedikodular, şaibe oluşturma çabaları, şüphe ortaya koyup vatandaşımızın zihnini bulandırma, karıştırma çabaları her zaman devam edecektir. Bunlar beyhude ve boş işlerdir."
Toplantı, Bakan Soylu’nun konuşmasından sonra basına kapalı olarak gerçekleşti.