Samsun'da aile hekimliğinin 10. yılı ve Tıp Bayramı nedeniyle Halk Sağlığı İl Müdürlüğü tarafından program düzenlendi. Büyükşehir Belediyesi Şehit Ömer Halisdemir konferans salonunda gerçekleşen toplantıya, Samsun Valisi İbrahim Şahin, AK Parti Samsun Milletvekili Ahmet Demircan, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, İlkadım İlçe Kaymakamı Turan Atlamaz, Halk Sağlığı İl Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu, Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Fatih Özkan, Türk Kızılayı Samsun Şube Başkanı Dr. Habib Demirel, aile hekimleri, doktorlar ve hemşireler katıldı.
Toplantının başında Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı Dr. Şevki Gülay, aile hekimliğinin Samsun’daki 10. yılının değerlendirilmesiyle ilgili olarak bir sunum gerçekleştirdi. Halk Sağlığı İl Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu, Samsun'da 134 aile sağlığı merkezinde 386 aile hekimliği biriminin bulunduğunu açıkladı. Yapılan tespitler sonucu en önemli sorunların kronik hastalıklar olduğunu belirten Kasapoğlu, kanser ve kronik hastalıkların tespit ve takip çalışmalarının arttırılacağını söyledi.
“Türkiye halk sağlığı açısından kaliteyi yükseltti”
Daha sonra konuşma yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, "Benim temel bakış açım şu: Biz bu ülkenin aydınlarıyız. Allah hepimize görevler nasip etmiş. Kimimiz doktor kimimiz hemşire kimimiz ise ebe olmuşuz. Çok çalışacağız. Bir kere çocuklarımızın yarını ve ülkemiz için çok fazla çalışmamız gerekir. Bence iyi hizmet üreten, kaliteli hizmet üreten ve kendisini geliştiren bir mukayese sistemini hayatımızda yer edindirirsek ancak o zaman mutlu oluruz. Biz çalışma hayatıyla ilgili huzuru tesis edebilmek için üretenle üretmeyeni birbirinden ayıran bir sistem kurmamız gerekir. Bir yerel yönetici olarak halk sağlığı konusunda da bir şey söylemek isterim. Her şeyde olduğu gibi Türkiye geçtiğimiz 10-15 yıldan bugüne kadar şehirlerimizde halk sağlığı açısından kaliteyi yükseltti. Bunlar hep beraber hep birlikte çalışarak oldu" diye konuştu.
“Bir iç savaş içerisinde kendimizi bulacaktık"
Bu coğrafyanın oldukça sıkıntılı bir coğrafya olduğunu ifade eden AK Parti Samsun Milletvekili Ahmet Demircan, “Bu coğrafya tarih boyunca problemli olmuştur. Şimdi de yeni problemler getiriyorlar. Güneydoğu sınırımızda heyelan oldu adeta. Toprak kaybı oldu, ülkeler gitti. Şimdi oradaki insanların göçleriyle karşı karşıyayız. Sadece bunun etkisi göç olarak yansımakla kalmaz Türkiye'ye. Oradaki güvenlik bunalımı ülkemizi de tehdit eder. Türkiye'nin güvenliği Bağdat'tan, Şam'dan, Kafkasya ve Bosna'dan başlar. Bu alanlarda Türkiye güvenliği zamanında sağlayamazsa kendi güvenlik sorunlarıyla da karşı karşıya kalır. Onun için güçlü ülkeye ihtiyaç var. Güçlü olmanın bir sürü şartı vardır. Bunlardan bir tanesi de sistemimizin demokratik bir sistem olmasıdır. Eğer sisteminiz sürekli kriz üreten bir sistemse kalkınmanız da sorunlu oluyor. Türkiye'nin maalesef bugüne kadar yönetildiği sistemde bu sıkıntılarla hep karşılaştık. Cumhurbaşkanlığı seçimleri olduğunda ülkede taşlar yerinden oynuyordu. Ben o tarihlerde yaşananları iyi biliyorum. 28 Şubat'ta ben bakandım. Darbe bize karşı yapıldı. Adına postmodern darbe dediler. Darbe darbedir bunun moderni olmaz. En son 15 Temmuz'u yaşadık. Eğer bu darbe teşebbüsüne Türkiye kendi içerisinde çekiştiği istikrarsız bir hükümetle yakalansaydı bir iç savaş içerisinde kendimizi bulacaktık" şeklinde konuştu.
Ardından söz alan Samsun Valisi İbrahim Şahin ise Türkiye'nin sağlık sektöründe ciddi anlamda mesafe aldığını kaydetti. Şahin, “Sağlık teşkilatı kim ne derse desin son 10-15 yıl içerisinde çok ciddi anlamda mesafeler aldı. Son on yılda bir dizi reform diyebileceğimiz yasal değişiklikler yapıldı. Sağlık teşkilatı konusu aslında Türkiye’nin yurt dışına satabileceği ve pazarlayabileceği birkaç tane enstrümanlardan biri oldu. Bunda her birinizin ciddi katkısı, alın teri ve emeği var. Bundan dolayı hepinizi ayrı ayrı kutluyorum. Benim burada görev yaptığım sürede Samsun biliyorsunuz çok talihsiz iki olay yaşadı. Bir kadın ve bir erkek doktor arkadaşımız öldürüldü, şehit edildi. Bunlar sağlık şehitlerimiz ama bunlar bizi çok yaraladı. Kesinlikle bunu sıradan bir olay gibi görmemek gerekiyor. Bu vesile ile tekrar sağlık şehitlerimize ve bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Hollanda'da yaşanan olaylara değinen Vali Şahin, "O sadece yapmacık demokrasi, özgürlük, insan hakları söylemlerinin üzerini bir kalemle çiziyorlar ve dünyada eşi benzeri görülmemiş bir yöntemle bakanını kabul etmiyor. 30 metre kalmış. Elçilik toprakları ve konsolosluk toprakları ülkenin toprakları sayılmasına rağmen bakanımızı oraya yaklaştırmadılar. Ve çok aşağılık bir şekilde bakanımızı polis eşliğinde Almanya sınırına taşıdılar. Bu kabul edilemez bir durumdur. Aynısını Türkler yapmış olsaydı heralde haftalar boyunca televizyonlarda gösterirlerdi. İmam-ı Şafi'nin bir sözü vardır. Oklar ne zamanki aynı hedefe çevrilir, bilin ki doğru yoldadır diyor. Türkiye yeni bir yol ayrımında. İnşallah 16 Nisan'dan sonra Türkiye yepyeni bir alana açılacak. Aksini görüyoruz. Bütün dünya bir olup saldırıya başladılar" ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından 14 Mart Tıp Bayramı ve aile hekimliği 10. yılı pastası kesildi.