Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Milletimizle Birlikte Daha Yeşil Türkiye Buluşması”nda gündemi değerlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin teröre karşı takındığı tavrı eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika Başkanı Trump’ın kendisi adına konuşanlar bir ayar vermesi gerektiğini belirterek, “Türkiye aleyhine açıklama yapmak için adeta sıraya girmiş izlenimi veren sözcülerin, yalana ve yanlışa dayalı fikirler beyan eden stratejistlerin, kin kusan medya mensuplarının gölgesinde biz bu işi sürdüremeyiz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, “Paramızla bize silah vermeyen Amerika teröristlere ücretsiz bu kadar silahı vermesini biz izah etmelidir. Neden veriyorsun?” dedi.
“Kürt kardeşim de kendi değerlerine, kendi ülkesine artık sahih çıkmaya başladı”
“Vatan topraklarını sadece erozyona karşı değil her türlü düşmana ve saldırıya karşı da koruyoruz” açıklamasında bulunan Erdoğan, terör örgütlerinin cenderesine alınarak nefessiz bırakılmak istenen Türkiye’yi bölgesindeki gelişmelerin belirleyicisi bir ülke konumuna getirdiklerini söyledi. Erdoğan, “Güya ‘ağaç kesiliyor’ fitili ateşlenen Gezi olaylarından beri kesintisiz bir saldırı altında olmamıza rağmen yakın tarihimizin en büyük atılımlarını da bu dönemde gerçekleştirdik. Devletimizin eğitimden yargısına, ordusundan üniversitesine kadar tüm önemli kurumlarını örümcek ağı gibi ören FETÖ’nün yol açtığı tahribat dahi bizi durduramadı. Kimi şehirlerimizin bazı mahallelerinde çukurlar açarak kendilerince birliğimize, bütünlüğümüze saldıran bölücü örgüt te bizi durduramadı. Hatta Suriye ve Irak’ı yerle yeksan etmek için kullanılan DEAŞ’ı bile üzerimize salmaya çalıştılar o da işe yaramadı. Nevruz kutlamaları yapıyorlar, Diyarbakır’da yaptılar. Ama ben de Diyarbakır’daydım. O gün 80 bin Diyarbakırlı o kongremize katıldı. Artık benim Diyarbakırlı Kürt kardeşim de kendi değerlerine, kendi ülkesine artık sahih çıkmaya başladı” diye konuştu.
“Eğer bu devam ederse daha ileri gideriz”
Türkiye’nin sınırları boyunca kuşatılmaya çalışıldığını kaydeden Erdoğan, “Müttefik dediğimiz ülkelerin bizzat donattığı, eğittiği, organize ettiği, önünü açtığı bir terör örgütü vasıtasıyla koskoca Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyasından tümüyle kopartılmaya çalışıldı. Bunun üzerine artık terör örgütleri ile mücadelemizi kendi topraklarımızda değil, bizatihi kaynağında yapacağız dedik ve harekete geçtik. 15 Temmuz’da bizi felç etmeye çalışanlara dimdik ayakta olduğumuzun cevabını hemen 1 ay sonra başlattığımız Fırat Kalkanı Harekatı ile 2 bin kilometrekarelik alanda verdik. Ardından Kuzey Irak’ta oynanmaya çalışılan oyunu bozduk. Zeytin Dalı Harekatı ile bu defa Afrin bölgesinde ülkemize yönelik yapılan tahkimatı, açılan tünelleri, silahları gördünüz değil mi? Onlar silahları yığdılar, şimdi de biz o silahları topladık. Haram para bir yerlere gidecek ya. Bu harekatımızda başarıyla sürüyor. Şuanda etkisiz hale getirilen teröristlerin sayısı 3 bin 698” şeklinde konuştu.
PKK rahat durmadığını ve bu sefer de Irak’ta hareketlenmeye başladıklarını söyleyen Erdoğan, Irak Merkezi Yönetimi’nden PKK’nın temizlenmesi yönünde görüştüğünü kaydederek, 2 gün içinde Kuzey Irak’ta 38 PKK’nın etkisiz hale getirildiğini söyledi. Erdoğan, “Eğer bu devam ederse daha ileri gideriz” ifadelerini kullandı.
“Reis Bizi Afrin’e götür” sloganı atan çiftçilere seslenen Erdoğan, “Şuanda Mehmet’imiz, ÖSO’muz gereğini yapıyor, ihtiyaç olursa önce ben, sonra milletim” dedi. Erdoğan konuşmasının devamında, “Afrin şehir merkezi kontrol altına alındı, okulları hastaneleri bakıma aldık. Oraların yönetimini bakımımız altına alıyoruz ve huzurlu bir ortamı orada da sağlayacağız. Çok çektiler. Bir an önce onları oradan kurtarmamız lazım. Şimdi çevredeki diğer yerleşim yerlerine yönelik operasyonlar sürüyor. Kahraman askerlerimiz, polislerimiz, jandarmamız, istihbaratçılarımız, aslan parçası olan ÖSO mensubu kardeşlerimiz terör örgütünü paçavraya çevirerek yollarına devam ediyor. Türkiye kendisine biçilen gömlekleri yırtıp attıkça, önüne konulan senaryoları yırtıp muhataplarının yüzüne çarptıkça karşı tarafın dengeleri iyice bozulmaya başladı. Zaten en bayından beri kimin ne dediği, ne yaptığı belli değildi. Şimdi hepten dağılmış durumdalar. Irak’ta ve Suriye’de bugüne kadar yapılmış en temiz temel insan haklarına saygılı, sivilleri en çok gözeten, tarihi mirası en iyi koruyan operasyona kara çalmak için söylenen sözleri duydukça biz sadece gülüyoruz. Defalarca ilan ettiğimiz operasyonlarımızın bundan sonraki hedefleri konusunda ileri geri konuşuyorlar. Neymiş, Menbiç’ten çıkmayacaklarmış. Bir defa bırakın oradan çıkmamayı, orada bulunmaya hakkınız yok. 11 bin kilometreden kalkıp buraya niye geliyorsun? Bu topraklar senin mi, senin ne alakan var? Geldiler oraya YPG-PYD’yi soktular, oranın gerçek halkı yüzde 90 Araplardır, onları oradan kovdular” diye konuştu.
“Biz bu yola baş koyduk, varsa cesareti olan hodri meydan”
Dönemin ABD Başkanı Obama ve mevcut ABD Başkanı Trump ile yaptığı görüşmeleri anlatan Erdoğan, “DEAŞ’ın hiç bir faaliyetinin kalmadığını söylediler, peki siz niye duruyorsunuz arada? Bu sefer başka teklif yaptılar ‘yarısında siz olun, yarısında biz olalım’ dediler. Kendilerine dedim ki, ne siz olun ne biz olalım. Buranın sahibi kimse onlar burada olsun. Biz bu güne kadar hiçbir yere işgal için gitmedik, sadece istikrar için gittik, bu teröristleri kovmak için gittik. Üstelik istikrarı sağlayarak bölge halkının yeniden kendi yurtlarına dönmesini temin gibi bir çabaları bunların yok. Tam tersine koruyup kolladıkları terör örgütü bölgenin demografik yapısını değiştirmeye yönelik çabaları ile sürekli yeni huzursuzluklara ve çatışmalara zemin hazırlıyor. Bu duruma tahammül edemeyen pek çok köyden teröristlerin zorla çıkartıldıklarını biliyoruz. Terör örgütünün adını sürekli değiştirerek, en son buna yeni isim eklediler, Suriye Demokratik Güçleri. Siz sadece kendinizi kandırırsınız, bizi kandıramazsınız. Terör örgütünün mensupları ile kucaklaşarak, öpüşerek, kollarında Amerika’nın kokartları ile dolaştıklarını biz görüyoruz. Hepsinin bizde görüntüleri var. Bütün dünya orada oynanan oyunun çok iyi farkında. Obama döneminden beri görüştüğümüz tüm Amerikalı yetkililer bize DEAŞ tehdidinin ortadan kalkması ile terör örgütünün Menbiç’ten çıkartılacağı garantisini verdi. Bunun için birkaç hafta ile sınırlı tarih verenler bile vardı. Aradan değil birkaç hafta neredeyse birkaç yol geçti ama değişen bir şey olmadı. Üstelik bu teröristlerin bugün Afrin’de, yarın kim bilir nerede bize karşı savaşmak için hazır bekletildiği anlaşılıyor. Bu kadar silah buraya niye geliyor? 911 kilometre sınırımız var, 35 kilometre de Irak sınırı var, bu silahlar buraya niye geliyor. Bu sınırın ötesinde Türkiye var, bunu Türkiye’ye karşı kullanacaksın veya İran’a karşı kullanacaksın. Rusya ile böyle bir şeye giremez, girdiği anda üçüncü dünya savaşı patlak verir. Ne olursa olsun Amerika Başkanı Sayın Trump’tan ülkemize yönelik politikalardaki bu kafa karışıklığını giderecek, artık hadsizlik boyutuna varan açıklamaların önünü kesecek bir tavır ortaya koymasını bekliyoruz. Sayın Trump adına konuşanlar ne dediklerinin farkında değiller. Sayın Trump’un bunlara bir ayar vermesi lazım. Hele hele Türkiye aleyhine açıklama yapmak için adeta sıraya girmiş izlenimi veren sözcülerin, yalana ve yanlışa dayalı fikirler beyan eden stratejistlerin, kin kusan medya mensuplarının gölgesinde biz bu işi sürdüremeyiz. Amerika ile çok geniş bir zeminde ve derinlikli siyasi, diplomatik, ekonomik çıkarlarımızın bulunduğu bir gerçektir. Ama paramızla bize silah vermeyen Amerika teröristlere ücretsiz bu kadar silahı vermesini biz izah etmelidir. Neden veriyorsun? Ne petrolü canım, teröristin petrolü nerede, topraklarda petrol var, orayı da işgal, başka bir şey yok. Ülkemizde bugüne kadar kendi hak ve menfaatleri doğrultusunda bu ilişkilerin korunmasına biz özen gösterdik. Ancak milli güvenliğimiz söz konusu olduğunda bizim tercihimiz bellidir. Türkiye Menbiç başta olmak üzere sınırları boyunca kendisine saldırmak için hazır bekleyen terörist tehdidi tamamen ortadan kalkana kadar durmayacaktır. Biz bu yola baş koyduk, varsa cesareti olan hodri meydan. Bu millet 15 Temmuz’dan sonra ölümü öldürmüş bir millettir. Şu saatten sonra bizi kimin ne dediği değil, kimin ne yaptığı ilgilendirir. İstiklalimiz ve istikbalimiz söz konusu olduğunda ne yapabileceğimizi Afrin’de, Cerablus’ta, El Bab’ta gösterdik. Gerisinin de aynı şekilde geleceğinden kimsenin şüphesi olmasın” şeklinde konuştu.