Samsun Haber | Samsun Son Dakika Haberleri | Samsunspor

Kılıçdaroğlu'ndan Çarpıcı Açıklamalar!

Siyaset

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Yükseköğretim Kurumu (YÖK)’nu kesinlikle kaldıracaklarını açıkladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen "Memleket İçin Umut Kongresi"nde yer aldı. Düzenlenen kongrede Kılıçdaroğlu’nun peşi sıra Ankara CHP İl Başkanı Adnan Keskin, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ve CHP Gençlik Kolları üyeleri yer aldı. Kılıçdaroğlu kongrede gerçekleştirdiği konuşmada, “Bir ülkenin gençleri varsa o ülkede bilim vardır, akıl vardır, ahlak vardır, o ülkede her şey vardır. Bizim nüfuzumun yarısı genç, bunların yarısı da işsiz. O nedenle bizim sorumluluğumuzu yerine getirdiğimizi söylersem doğruyu söylememiş olurum. Bizim kuşak gençlere gereken önemi vermedi. Gençler değişim istediler kapılarını kapattılar. Gençler gelecek için umut istediler kapılar kapandı. Gençler daha çok çalışmak istediler, okumak istediler, yurtlarda kalmak istediler gençlerin önüne barajlar kondu. Tabii sizin kuşağınızın bir başka özelliği daha var; dünya ile dalga geçmek. Yeri zamanı gelince espirilerinizle en güzel cevabı verirsiniz. Ders verdiğiniz alanlardan birisi de gezi olaylarıdır. Bütün dünyaya gençliğin damgasını vurduğu olaylar. Ve o olaylardan sonra bir diktatöre diz çöktürdünüz. Bu hala hazmedilmiş değil ama biz gayet iyi biliyoruz ki bu ülkenin gençleri; bu ülkenin umududur. Benim sizden isteklerim var. Kendimi eleştirdim, bizim kuşağı da eleştirdim. Gençlere yeterli desteği ve önemi vermediğimizi de söyledim. Onların beklentilerini çoğu kez boşa çıkartıldığını da söyledim. Siz geleceği inşa edeceksiniz. Geleceği inşa etmek bugün bizim sorumluluğumuz yoktur anlamına gelmiyor. Hem geleceğin hem bugünün karar mercisinde olmanız gerekir. Eğer toplum şekillenecekse, çağdaş uygarlığa taşınacaksa sizlerin çabaları ile olacaktır. Sizden isteğim; kesinlikle ama kesinlikle her gün olmasa bile, her hafta olmasa bile ayda bir Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni okuyun. Mutlaka okuyun. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini gençlere bırakıyor. Hiçbir kuruma değil, hiçbir aileye değil, hiçbir kişiye değil, bu ülkenin gençlerine bırakıyor. Bu kadar ağır ve onurlu bir mirası devralmış durumdasınız. Farklı siyasal görüşlerimiz olabilir, inançlarımız, kimliklerimiz de farklı olabilir ama güçlü bir ortak payda yaratmak zorundayız. Ülke sevgisi, bayrak sevgisi, İstiklal Marşımız, üniversitelerimiz, kadın erkek eşitliği, demokratik parlamenter sistem, güçlü bir demokrasi, özgür bir basın bunlar bizim ortak bir paydamız olmalı. Bizimle aynı görüşü paylaşmasalar bile onların rahatlıkla konuşabilecekleri alanı yaratmak zorundayız. Çünkü düşünceyi üretemezsek, farklı görüşleri dile getiremezsek ülkenin büyümesine ve kalkınmasına katkıda bulunamayız. Gençlerin asıl tartışması gereken konu şu; Bizim ülkemizde demokrasi var mı? Demokrasinin evrensel ölçütleri vardır arkadaşlar; medya özgürlüğü var mı? Medya özgürlüğü yoksa halkın haber alma özgürlüğü yoktur. Dolayısıyla medya özgürlüğünün olmadığı bir yerde demokrasi yoktur. 146 gazetecinin hapiste olduğu bir Türkiye’de demokrasiden söz edemezsiniz. Güçler ayrılığı ilkesi yasama yürütme ve yargı ilkesi demokrasideki dengeyi sağlayan ana aktörlerdir. Eğer yasama ve yürütme organının tahakkümüne girerse; yani vesayeti altında olursa orada sorun var demektir, çünkü adalet dağıtılamaz. Yargı bağımsız değilse, orada adalet yoktur. Dolayısıyla demokrasi yoktur." dedi.
Yüksek Öğretim Kurumu’nu (YÖK) mutlaka kaldırıp, Türkiye’yi darbe hukukundan temizleyeceklerini belirten CHP lideri, "Üniversite öğrencilerine en geç bir yıl içinde koşulsuz yurt olanağı sağlayacağız. 14 yılda yurt sorunun çözemediler 14 yılda. Gencecik fidan gibi çocuklarımız yanan yurtlarda hayatlarını kaybediyorlar. Yurt yapacak birikiminiz mi yok? Paranız mı yok? Her şey var peki neden yurt yapılmıyor. Gençler karanlık odaklara teslim edilsin diye, biz buna karşıyız. Gençler bizim gibi düşünmeyebilir. Bizden daha iyi düşünmek zorundalar. Bizden daha iyi üretmek zorundalar. Aksi halde ülke büyüyemez, kalkınamaz. Onlara engel çıkartmak değil, onların önündeki engelleri kaldırmamız gerekiyor. Bu nedenle üniversitelerin bilimsel özerkliği, yönetsel özerkliği mutlaka sağlanmalıdır. Ve üniversite gençleri, üniversite yönetiminde belli oranda söz ve karar sahibi olmalıdır. Şunu söylüyorlar ‘efendim bunlar daha dünün çocukları’, ‘bunlar acaba üniversite yönetimini karıştırabilirler mi?’ Senin dünün çocukları dediklerini, sen yeri geldiğinde idam sehpasına gönderiyorsunuz“ şeklinde konuştu.
 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.