Mehmet YAZICI
Beylik bir laftır…
“Özgür basın olmadan özgür toplum olmaz” derler…
İyi de nasıl özgür olacak bu basın?
Biri bana anlatsın!
***
Basının özgür olabilmesi için iplerin gazetecinin kendi elinde olması lazım…
Bağımsız gazeteci önce ayakta durabilmeli!
Halk sahip çıkmazsa, halkın belediyeleri, katkı vermezse “Basın” ayakta duramaz…
Gazeteci vicdanına göre davranamaz…
Sahibinin sesi olur çıkar!
Bu doğru olmaz…
***
Bakın…
İster beğenin ister beğenmeyin,
Mevcut iktidar pandemi döneminde hemen hemen tüm işkollarını öyle ya da böyle destekledi…
Pandemi yardımı, vergi ötelemesi, faizsiz kredi desteği gibi…
Gazeteciler bir şey gördü mü?
“Zor koşullarda, hem de pandemi döneminde görev yaptınız,
siz de evinize ekmek götürün. Alın bu da size!” diyen oldu mu?
İyi de gazeteciler de etten kemikten, onlar da insan?
Taş mı yiyecekler?
***
Onlarca gazeteci arkadaşımız işsiz…
Özellikle de üç sevdiğim isim…
Ki, onlar için çok özel çaba sarf ettim…
Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci’den başka ilgi gösteren olmadı…
Deveci de muhtemelen bizim meslekten geldiğinden,
Daha önce gazete, TV sahibi olduğundan durumun önemini anladı…
Ama hepi topu bu yani! Elinden gelen bir şey yok ki!
Kel, ilaç bulsa başına sürer!
***
Atakum Belediyesi diğer muhalif belediyeler gibi planlı bir saldırı altında…
Buna rağmen eleştirilecek yanları yok mu? Var!
Yazmaya kalksam bu köşe yetmez!
Ama öte yandan her gün icralarla, hacizlerle boğuşuyorlar…
İşten kimseyi çıkarmamak için uğraşıyorlar!
Maaşları vermekte zorlanıyorlar…
Ne yüzle “Bu gazeteci arkadaşlarımızı da işe al” diyelim?
Ama iyi olan şu;
Kendimize bir ortak bulduk, beraber oturup birlikte ağlıyoruz!
Hepsi bu!
***
Her neyse… Atakum Kitap Fuarı açıldı…
Ben “Kitap fuarı” diyorum ama “fuar” demek dahi yasak!
“Kitap Günleri” demeliymişiz!
Bu kapsamda Samsun’a gelen-giden konuklarla ilgileniyoruz…
Fuar 10 Ekim Pazar günü akşamına kadar açık kalacak…
“Mutlaka gidin-görün” derim…
Kitap okumuyorsanız da yanından geçin…
Sürtünün… Belki işe yarar!
***
Televizyonlarda sık sık gördüğümüz yüzler
Samsun’da Atakum Kitap Günleri sayesinde sevenleriyle buluşuyor…
Meslektaşımız Barış Yarkadaş da bunun için geldi…
Akşam hep birlikte yemek yedik, bir süre sohbet ettik…
Ee Haliyle konu kendi derdimiz!
Zaten çok zor koşullarda görev yapıyoruz…
Şimdi bir de genelge çıkardılar…
Tasarruf genelgesiymiş!
Atı nallarıyla, deveyi hamuduyla yiyenler bizim tasarruf yapmamızı istiyor!
Sıkalım sıkalım da nereye kadar?
***
Genelge belediyeleri kapsıyor!
Diyor ki genelgede özetle;
“Gazetecilere, gazetelere, internet haber sitelerine destek veremezsin, yardım edemezsin! İlan reklam yayınlatamazsın! Abone olamazsın!”
Ne yani şimdi bu?
Gazeteciler taş mı yesin!
***
Yaptığımız sohbetten yola çıkarak gazeteci dostumuz Barış Yarkadaş da Korkusuz Gazetesindeki köşe yazısında bu durumu dile getirmiş…
Tüm meslektaşlarımız adına kendisine teşekkür ederim…
***
“Tasarruf Genelgesi”yle yorgun iktidarın ne yapmak istediğini anlıyoruz elbette, salak değiliz!
Bunu yapmalarındaki amaç çok net;
Birincisi kaybettikleri Belediyelerin çalışmalarının kamuoyu tarafından duyulmasını engellemek! Başarılarını gizlemek!
İkincisi de belediyelere destek veren muhalif medyanın önünü kesmek…
Bunu yaparken aslında kurunun yanında yaşlar da yanıyor!
Bu çok da umurlarında değil!
Çünkü nasılsa onların yandaş medyaları var!
Bulgaristan’da doğalgaza zam yapılmış!
Japonya’da işsizlik oranı artmış!
İspanya’da enflasyon yükselmiş!
Sağ olsunlar;
Onlar sayesinde haberimiz oluyor!
Yoksa, dünyadan haberimiz olmayacak!
***
Sözün özü;
Hal ve gidiş iyi değil…
Bu ülke bir an önce normale dönmeli!
Bunun için de artık bir şeyler değişmeli…
Bu kış, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en zorlu kışı olacak…
***