1. Dünya savaşı patlayınca, Osmanlı sultanı olan halifenin imzası ile bir cihadı Mukaddes ( kutsal savaş) ilan edildi ve bütün İslam alemi bu savaşa çağırıldı.
İşin doğrusunu söylemek gerekirse, hiçbir İslam ülkesinde kimsenin kılı kıpırdamadı.
İslam ülkelerinden ses çıkmadı. Öte yandan Rusya'dan, Hindistan'dan, Pakistandan, Suriye'den ve Cezayir gibi nice Müslüman ülkelerden gelen askerler İngilizlerin ve Fransızların saflarında bize karşı savaştılar,
Bu savaşta canla başla savunduğumuz kutsal ülke ve şehirlerde ise, din kardeşimiz dediğimiz arap ülkelerinden gelen Şerifler ve Seyyid denilen Arap soylular bizzat halife ve Osmanlı Devleti'ne karşı isyan etmişlerdir.
İngiliz altınları ve casusları emrinde olan Müslüman Araplar; Arabistan'da, Medine'de Mekke'de Suriye'de Türk askerlerinin kalleşce pusulara düşürülerek toplu öldürülmelerin de en ön safta olmuşlardır.
Burada da dikkat edilecek bir konu var ki, Kazan'dan Türkistan'dan Kafkasya'dan az sayıda da olsa Müslüman Türkler cihada iştirak etmek için her türlü zorluğa göğüs gererek, bütün imkansızlıklarına rağmen ki, yolda açlıktan ölenlerin sayısı bir hayli fazladır Osmanlı mıntıkaları na doğru yola çıkmıştır ve gelip Osmanlı ordusu saflarında kahramanca savaşmışlardır.
Rus, İngiliz ve Fransız ordusu safların da savaşan sayısız Arap ve Müslüman ancak, Almanya ve Avusturya Macaristan orduları tarafından esir alındıktan sonra ikna edilerek Osmanlı ordusu saflarında savaşmaya devam etmiştirler.
Görünen o ki, bize ancak ve ancak, Rusya'dan ve diğer Türk soylu ülkelerdenTürkçe bilen Türk kardeşlerimiz, kanı kanımızdan, canı canımızdan olan insanlar yardım etmiştir.
Yoksa direkt hiç bir Arap gelip de bizim savaşımız da savaşmamıştır.
Demek ki, neymiş?
"TÜRK'ÜN TÜRK'TEN BAŞKA DOSTU YOKMUŞ."
Hal ve vaziyet böyleyse ki, el hak böyle...
Söyleyin o zaman;
BU ARAPLARIN BİZİM ÜLKEMİZDE İŞİ NE?
ONU REİSE SOR BİZE DİİL...