Çanakkale’de Her Askerin Süngüsünün Ucunda Tek Bir Anadolu Vardı

Abone Ol

O SÜNGÜNÜN UCUNDA; MEHMET'İMİN NAMUSU VARDI, 
HAYASI VARDI ARI VARDI, GAYRETİ VARDI VE ŞANI VARDI.

"Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın,
Gömelim gel seni, tarihe desem sığmazsın."
Mehmet Akif

Atalarımızın, şanla ve şerefle kazandığı bu kutsal savaşın 102. Yıl dönümünde, bütün şehit ve gazilerimizin manevi huzurunda saygı ile eğilerek, ellerimizi sema ya kaldırıp ruhlarına Fatiha okumak her vatan evladının başlıca ve değişmez görevidir. O kutsal kahramanların ve ecdatlarının diliyorum ki, mekanları cennet ve komşuları peygamberdir.

Dünya tarihine altın harflerle yazılmış bu savaşla ilgili Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü de içine alan bir hatırayı sizlere nakletmeyi bir borç addediyorum.
Gazi Mustafa kemal Atatürk 1934 yılında İç İşleri Bakanı Şükrü Kaya'ya unutulmaz ve asla belleklerden silinmez bir konuşma yaptırır. Gelin bu gerçek vakayı Uluğ İğdemirden dinleyelim.

İç İşleri Bakanı Şükrü kaya, Çanakkale'ye teftişe gideceği zaman Atatürk'e veda için gittiğinde Atatürk şöyle diyor:
-Çanakkale'yi ziyaret ettiğinde aziz şehitlerimizi de ziyaret edeceksin. Bu görevi hakkaniyetiyle yapacağından şüphen asla yok. Yalnız nasıl bir nutuk söyleyeceksin? Bunu ben anlatayım: " Burada yatan aziz ve muhterem şehitlerimiz, sizi hürmet ve saygı ile anıyoruz, diyeceksin. Mehmetçik abidesinin başında, dilimizin bütün sadeliği ve arılığı ile konuşacaksın. Burada rahat ve huzur içinde yatın, diyeceksin. Siz olmasaydınız, siz göğüslerinizi çelikten kalelere siper etmeseydiniz, bu boğaz aşılır, İSTANBUL işgal edilir, vatan toprakları topyekün istila edilir, diyeceksin." Şükrü kaya cevap verir:
- Evet, paşam böyle konuşacağım.
Atatürk itiraz eder:
-Hayır, hayır... Sen böylenin çok çok daha üstünde, çok daha başka ve akıcı konuşacaksın. Sen, Dünyaya hitap edeceksin. Çanakkale'de yalnız bizim şehitlerimizi değil, bu topraklar üzerinde kanlarını ve canlarını vermiş insanları o kahraman yiğitleri de hürmet ve saygıyla anacaksın.
Şükrü bey saygı ile boynunu bükerek cevap verir:
-Paşam bu konuşmayı ben asla yapamam; bu konuşma ancak sizin yapabileceğiniz maneviyatı yüksek bir konuşmadır.
Atatürk'ümüz biraz kaşlarını çatarak cevap verir:
-Konuşacaksın Şükrü bu konuşmayı, Çanakkale'den dünyaya yapman lazım.
Şükrü Kaya Bey, Atatürk'ün yanından ayrılır ama hareketten önce yine buluşuyorlar. Atatürk cebinden bir kağıt çıkarır ve Şükrü beye uzatır. Bu Çanakkale'de okunacak nutuktur. Atatürk'ün bizzat kaleme aldığı bu nutuk, Çanakkale'de şehitlerimizin başında okunan ve bütün dünyanın saygı gıpta ile dinlediği nutuktur.
Şükrü Kaya Bey, Atatürk'ümüzün bizzat kaleme aldığı nutku okuyor:
" Bu toprakların üstünde kanlarını döken kahramanlar. Burada bir dost vatanın bağrındasınız. Huzur ve sukunet içerinde uyuyunuz. Sizler bizim oğullarımızla yan yana, koyun koyunasınız. Uzak çok uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar ve babalar, gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Onlar, bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim oğullarımız oldular."
Çok kısa özetini yazdığım konuşmayı bitiren Şükrü Bey Ankara'ya döner.

Aslında, Mehmetçik abidesinin başında bu konuşmayı kaydeden birkaç tane yabancı gazeteci varmış. Bu gazeteciler vasıtasıyla bu beyanat bütün dünyaya yayılıyor. Arada birkaç hafta geçmiyor ki, Avusturalya'dan, Yeni Zelanda'dan binlerce mektup geliyor. Sayıları binleri bulan gözü yaşlı analardan, babalardan, bacılardan, kardeşlerden, siyası şahsiyetlerden, askeri yetkililerden,  Devlet başkanlarından Şükrü beye tebrik ve takdir mektupları ve telgrafları geliyor.

Halbuki; o maneviyatı zirve yapmış yürek sözleri GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜMÜZE AİTTİR.
VE O BÜYÜK ASKER, O BÜYÜK TÜRK, O BÜYÜK DEHA, DÜN YENDİĞİ MİLLETLERE KARŞI BU GÜN, DÜŞMANLIK HİSSİ BESLEMEMEKTEDİR, ÜSTELİK DÜN YENDİĞİ O MİLLETLERE, EN İNSANİ VE EN MEDENİ, HATTA BU GÜN AVRUPALILARIN HAYALİNDEN BİLE GEÇİREMEYECEĞİ KADAR ASİL HİSLERLE DOSTLUK ELİNİ UZATMAKTA VE BUNU O GÜNÜN, İÇ İŞLERİ BAKANINA SÖYLETMEKTEDİR.
Tarihe gömmeye kalksak sığmayacak büyük yiğitlerin anısına saygı ile eğilirken gelin bütün yürek dilimizle hepsinin ruhuna tek tek gidecek bir Fatiha hediye eyleyelim. Ruhları şad, Mekanları cennet, Komşuları peygamberimiz olsun.