banner388
banner390

                                                                                                                     Bismillâhirrahmânirrahîm 

* “(Her şeyi) yaratan Rabbinin adıyla oku!.. O keremine nihayet olmayan Rabbindir. Ki, kalemle yazı yazmayı öğreten O’dur… İnsana bilmediği şeyleri O öğretti.”  (Kur’ân-ı Kerîm; Alâk Sûresi; âyet 1, 3, 4-5)

* “De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak akıl sâhipleri ibret alırlar.”   Kur’ân-ı Kerîm (Tibyân Tefsiri), Zümer Sûresi; âyet 9

* “Şânım hakkı için, size öyle bir kitap indirdik ki, bütün şân ve şerefiniz ondadır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?..” (Kur’ân-ı Kerîm; Enbiyâ Sûresi, âyet 10)

*   “Asra yemin olsun ki, insan mutlak bir hüsranda; ancak, îmân edip sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hep hakkı tavsiye edenler ve               sabrı tavsiye edenler müstesna!”  (Kur’ân-ı Kerîm-Asr Sûresi;  âyet: 1-3)

*  “…Allah’ın insanları birbiriyle önlemesi olmasaydı, yeryüzü mutlaka bozulup gitmişti.” (K. K.; Bakara, âyet 251’den) 

*  “Sakın hâinlerin savunucusu olma!..” (K. Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet 103 ve 105’den)                                                                                                                                           

  * “Doğru yol gösterildikten sonra Peygamber aleyhisselâma uymayan ve îmânda ve amelde mü’minlerden ayrılan kimseyi küfr ve irtidâdda bırakır ve Cehennem’e atarız. O Cehennem, çok kötü bir yerdir.” (K. K.; Nisâ Sûresi, âyet 104)

*   “Ey îmân edenler; Yahûdî ve Hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar, birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zâlimler topluluğunu doğruya iletmez.” (K. K.; Mâide Sûresi, âyet: 51)

  “Ey îmân edenler! Eğer kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, sizi îmânınızdan çevirirler, kâfir ederler!.”  (K. K.;  Âl-i İmrân Sûresi, âyet 100)

*   “Ey îmân edenler!  Sizden olmayanları dost edinmeyin! Sizi şaşırtmakta kusur etmezler, işlerinizin sarpa sarmasını arzu ederler. Görmüyor musunuz buğzları ağızlarından taşmakta. Sinelerinin gizlediği ise daha büyüktür. İşte size âyetleri açıkça bildirdik, eğer akl ederseniz.” (K. K.;   Âl-i İmrân Sûresi, âyet 118)

*   “Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahûdîler ve ne de Hıristiyanlar, asla senden râzı olmazlar.”  (K. K.;  Bakara, â: 120’den)

*   “Zulmedenlere meyletmeyin (yakınlık göstermeyin) ki, size ateş dokunur ve Allah’tan başka dostlarınız da yoktur, sonra kurtulamazsınız”  ( Kur’ân-ı Kerîm; Hûd Sûresi, âyet 113)

*   “Onlara, ‘Kâfirlere inanmayınız!’ dediğim hâlde, onlar kâfirlerin sözleri ile hareket ediyorlar. Şeytân onları aldatıyor.” (Kur’ân-ı Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet 59)

*  “Mü’minler, mü’minleri bırakıp kâfirleri velî (dost) edinmesinler. Kim böyle yaparsa,  Allah ile ilişiğini kesmiş olur.” (Kur’ân-ı Kerîm; Âl-i İmrân Sûresi, âyet: 28)  

*  “El vahdetü rahmetün ve’l-fırkatü azabün (Birlikte râhmet, ayrılıkta azâb vardır)”, “Mü’minler, birbirlerinin Allah yolunda dökülen kanlarının öcünü almakla mükelleftirler.”, “Allahü teâlâya Cebrâil aleyhisselâm gibi ibâdet etseniz, mü’minleri, Allah için sevmedikçe ve kâfirlere ve mürtetlere, Allah için düşmanlık etmedikçe, hiç birisi kabul olmaz.”,  “Hadîslerimi ve sünnetimi rivâyet edenler ve onları insanlara öğretenler, benim halifelerimdir.” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem)

*   “Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın!.. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın!..” (Şeyh Edebali’nin Orhan Gâzi’ye Vâsiyetinden)

*   “Elele verin, birbirinize sımsıkı sarılın. Allah yolunda dünyâda bir tek esir Türk kalsa, O’nu kurtarmak sizin gâyeniz olsun. İnsanlar fanidir. Ben ebedî âleme göçmek üzereyim. Cenâb-ı Hakk, Türkiye’mizi ve Türk-İslâm âlemini dünya durdukça muhafaza etsin. Doğu Türkistan hürriyete kavuşmadığı için gözlerim açık gidiyorum. İnşâ’Allah, sizin gözleriniz açık gitmez. Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve unutmayın; birlikten kuvvet doğar.” (İsa Yusuf Alptekin-Eski Doğu Türkistan Cumhuriyeti Genel Sekreteri) 

*     “Dinini, dilini ve millî-mânevî değerlerini kaybeden milletler, tarihten silinmeye mahkûmdurlar.” (Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk-Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı; 24.03.1993)

“Milletler, aynı dili konuşan değil, aynı kültürü paylaşan topluluklardır.” (Gürbüz Azak-Türkiye Gazetesi, 12.12.1997, s. 2)

*   “Anadolu’da on bir bin yıl içinde 30 medeniyet ve yüzlerce devlet, târihin sayfaları arasına gömülmüştür. Temelsiz milletler yıkılmaya mahkûmdur… Dînimize, dilimize, mazimize, örf ve âdetlerimize sahip olmaya mecbûruz. Aksi takdirde ne mi olur? Anadolu’nun 31. Medeniyeti de yok olur… Şu güzel milleti, târih çöplüğüne gömerler.” (M. Necati Özfatura-Türkiye Gzt. 24.05.2002, s. 10) 

*   “Baş koymuşum Türkiye’min yoluna/Düzlüğüne yokuşuna ölürüm…” (Dilaver Cebeci)

* “Batı dargın, Doğu dargın, gök dargın/Ön, ard, üst, alt taşla örülü kaldı. Hâsılı, yaktılar baba evini/Ne sözü, ne izi, ne külü kaldı. Çözdük her müşkülü derlerse, de ki:/Sonunda var olma müşkülü kaldı.”  (Necip Fâzıl Kısakürek)

*     “İnsanlara medeniyeti öğreten, insanlığı öğreten, ilimleri öğreten bizim medeniyetimizi bırakacaksın ve AB’ye, Hıristiyan Birliğine gireceksin. Neyi bırakıp nereye gidiyorsun? Oturun akşama kadar bir düşünün! Biz ne yapıyoruz, biz kimiz, biz neyiz? Onun için bizim medeniyetimizi Avrupa medeniyetinden küçük görmek en büyük hatâdır ve bu şekilde düşünenler insanlığa ve milletimize hizmet edemezler.”, “Bugün Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, IMF hep ırkçı emperyalizmin, Siyonizm’in kuruluşlarıdır. Tekelci sermayeye hizmet etmektedirler. Bu kuruluşları ırkçı emperyalizm yönetmektedir. Bunlarla adil bir hizmet yapılamaz.”,  “Gâyemiz, İslâm Birliği’ni kurmaktır. Çünkü karşımızdaki şer güçler, yeryüzünü fesada sokmak için hep beraber hareket ediyorlar. Bak bir Amerika, Irak’ı yok etmek için geldiği zaman 30 tane ülke birden geliyor. İnsanlık, bu durumdan nasıl kurtulacak? Bunun bir tek çâresi vardır. Yeniden hakiki Hakk anlayışına dönmek, bütün dünyâda ‘Adil Düzen’i kurmak ve bunu yapabilmek için de ‘İslâm Birliği’ni tesis etmek…”  (Prof. Dr. Necmettin Erbakan-Davam; Ankara 2013, s. 210-212’den)

*   “Suriye’deki çatışmalarda Suriyeli sivillere karşı işlenen katliâmları görmezden gelen, bunlara yardım eden, fonlayan, bunlara katılan ve hatta plânlayan ve gerçekleştiren hükümetlerin temsilcileri bugün bu salonda bulunuyor.” (Ban Ki-Mun-BM Genel Sekreteri; BM Genel Kurulu, 22.09.2016)

*    “ABD misyoner teşkilâtının protokolünde, ‘Anadolu Türklere bırakılmayacak kadar bizim için önemlidir’ yazılıdır. Diğer önemli bir gerçek ise; 1699 Karlofça Antlaşması’ndan 2008 IMF ile ilişkilerimizin kesilmesine kadar Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti, Hıristiyan Batı’nın vesayeti altında idi. Devamlı olarak Batı’ya ‘Evet’ diyen Türkiye, ilk defa ‘Erdoğan’ tarafından ‘Hayır’ dedi ve böylece ülkemize ‘postmodern bir savaş’ açıldı.”, “İnkârı mümkün olmayan gerçek, Türkiye ‘İkinci İstiklâl Savaşı’nı yaşamaktadır. İçinde bulunduğumuz durum, birincisinden çok daha kritik; toprak ve millî birliğimizi tehdit etmektedir. Birinci ‘İstiklâl Savaşı’nda düşman belli idi; vatanın belirli kısmı işgal altında idi. Şu anda ise ülkenin bütününe;  devletin ve kuruluşların kılcal damarlarına kadar hainler sızmıştır.”  (M. Necati Özfatura-Türkiye Gazetesi; 23.09.2016, s. 9)

*  “Şiir; gönlün, aşk denilen muazzam, muazzez, müzeyyen, mükemmel, mümtaz, feyizli, fazîletli ve edebli vasıflarıyla göz kamaştıran ve akl-ı selîmle müşterek, esrarlı câzibenin şahlanışıdır.” (M. Hâlistin Kukul-Uyanmak Zamanı; s. 432)

*  “Allah, şiiri hak yolunda kullananlardan râzı olsun!” (Prof. Dr. Cevat Akşit-Millî Gazete; 27.04.2017, s. 9)             

S

aygıdeğer Okuyucularımız!..

Bilindiği üzere; yeni karşılaşmalarda “selâm-kelâm”ın akabinde söylenen sözlerin arasında bir de “Hoş geldiniz!..”,  “Hoş bulduk!..” vardır ki, biz de aldığımız Sizlerle bu sütunlarda olacak dâvete bu hitap ile başlamak ve sonra da “Tanışma” kabilinden hakkımızda bilgi almak isteyecek ve dahi merak edip sorabilecek kimseler için de bâzı yazılanları aktarmak istiyoruz:

Efendim; 2020 yılında, kısa adı “SAM-MED” olan “Samsun Medya Gazeteciler Cemiyeti” tarafından yayına hazırlan bir eserimizde, hakkımızda vaki bilgilendirme yazılarından ikisini aktarmak suretiyle bu merakı gidermenin uygun olacağını düşündüğümüz için şu satırları aynen aktarıyoruz:

“OMÜ Eğitim Fakültesi E. Öğretim Görevlisi Şâir ve Yazar M. Hâlistin Kukul” Hocamız, yeni çıkacak bu eserimizde de yayınlanan bir tanıtım yazısında şunları söylemektedirler:

(“Yazar Ali Kayıkçı; şu âna kadar şâhit olmadığımız bir tarz ortaya koymaktadır. Gerçi, yazdıklarının bazılarını gazete ve dergilerde okumuştum. Ancak (… köşe yazısını bir) başlık altında, bir arada görünce durum değişiyor.

Denilebilir ki; ‘durum niçin değişiyor?’ Bakınız; yukarıda ‘şâhit olmadığımız bir tarz’ ifadesini kullandım. Îzâh edeyim: Her bölüm, yukarıda, ‘Bilindiği üzere…’ diye başlayan ve (…) ismi geçen satırlarda olduğu gibi günlük bir hâdise ile başlamaktadır. Yazar; bunu da yeterli bulmamakta ve bu defa ‘şâirlik’ yönünü kullanarak, aynı hâdiseyi şiir olarak okura sunmaktadır. İşte, bu sebepledir ki, eser, bu cihetten, kendi câzibesini ortaya koymaktadır.

Elbette ki, bu noktaya kadar ‘şâir ve yazar’ Ali Kayıkçı, hâdiselerde sâdece ‘nakilci’ olarak bulunmaktadır veya öyle görünmektedir. Fakat; tabiî bir hak olarak tenkîtlerini de yapmakta, hoş bulmadığı hususları ortaya koymakta, bununla da yetinmeyip ‘hâl çâreleri’ göstermektedir.”)(*)

 (“Yazar Kayıkçı’nın ‘Yaş 65 Yolun Yarısı Eder’ adlı eseri için yazdığım ‘Şâir ve Yazar Ali Kayıkçı’dan Yeni Bir Tarz ve Üslûp Denemesi (Köşe Yazısı Konulu Şiirler)’ başlıklı yazısında şunları söyledim:

Her şiirin, bir hikâyesi vardır” düşüncesi, Kayıkçı’da, “her hâdisenin/hikâyenin bir şiiri vardır/olmalıdır” düşüncesine ulaşıyor/dönüyor/çevriliyor.

Dikkat edilirse anlaşılır ki, kitabın ismi olan yazının altında “Köşe Yazısı Konulu Şiirler” ibaresi bulunmaktadır. Bana göre, kitabın ismi kadar bu ifade de mühimdir. Zîrâ yazar Ali Kayıkçı; bu ifadeyi, bilâkis, buraya yerleştirmiştir. Hem de en muhkem şekilde. Bu, hem okura ve hem de –varsa- edebiyât tenkitçilerine bir işârettir. Bu durum, gözden uzak değildir ammâ, bâzen idrâki yanıltabiliyor ve onu ondan uzak tutabiliyor.

Elbette ki, yanılmamak ve onu idrâk dâiresine almak lâzımdır. Çünkü; kitabın ‘özü’ onun üzerine inşâ edilmiş, ‘üslûp’ onunla geliştirilmiştir. Demek ki, yazar; alâka duyduğu –hoşuna giden veya ısrarla karşı çıktığı- hâdiselerin özüne/ruhuna inerek onlar üzerinde tekrar durmak ve daha tesirli olacağını düşünerek, onları şiirle ifade etmek lüzûmuna inanarak bu ‘tarzı’ seçmiştir.

Başlığımıza dönersek, mes’eleye daha iyi nüfûz etme imkânımız olur. Başlığımızda ne demiştik: ‘Yeni Bir Tarz ve   Üslûp Denemesi’

Evet; ‘Tarz’ ve ‘Üslûp’!

‘Yeni’ olan ‘Tarz’dır; ‘Üslûp’ ise, şahsa münhasır; ‘tarzı’ ifade istikametinde kelimeleri kullanma mahâretidir!

Şüphesiz ki, üzerinde duracağımız husus, sâdece edebiyât cihetinden değil; eser, aynı zamanda sosyoloji ve siyâset cephesinden de tahlile tâbi tutulmalıdır. Fikirlerine katılırsınız veya katılmazsınız, o ayrı bir şeydir –zâten, kimsenin de böyle bir mecbûriyeti yoktur- ammâ, ‘tarz’ olarak bu ‘tarz’ı teşekkül ettiren ‘üslûp’ olarak, ‘Köşe Yazısı Konulu Şiirler’in masaya yatırılması gerekir.

Yazar; ‘Bu âna kadar şâhit olmadığımız bir tarz ortaya koymakta’dır. Bu bir ‘ilk’ demektir. O hâlde; bu ‘ilk’ üzerinde niçin düşünmekten imtinâ ediyoruz? Bu ‘tarzı’, illâ da bir Avrupalı mı uygulamalıydı/ortaya atmalıydı ki, ondan bahsedilmeye lâyık görülsün?

İçerisinde, güzel ‘hiciv’ numûnelerini de bulduğumuz ve hece vezninin değişik kalıplarıyla kendine yol ve usûl bulan, hem edebî hüviyetli ve hem de siyâsî ve sosyal hâdiselere teşhis koyması ve şâir-yazarın, gördüğü aksaklıklara çâreler araması ve bu çâreleri yaşadığı cemiyetin insanlarıyla paylaşması, açık yüreklilikle söylemesi, ‘nesir ve nazımı’ aynı sayfalarda, aynı hedeflerde buluşturması, eserin aslî hususiyetini teşkil etmektedir.

Şâir ve Yazar Kayıkçı; yaptığı tahlillerle, hâdiseleri harmanlamakta,  -biraz kaba tâbirle- deşmekte, ne varsa ortaya çıkardıktan sonra, âdeta yaraları temizlemektedir. Hiçbir şeyi muallâkta bırakmayıp, mutlaka  -kendi penceresinden- doğruya ulaşan bir çâre ile neticelendirmektedir.

Müşâhedem budur!

Bu bakımdan; Şâir ve Yazar Ali Kayıkçı’nın ‘Köşe Yazısı Konulu Şiirler’ ifadesine çok önem veriyorum. Ümit ve temenni ederim ki, bu ‘tarz’ devam eder ve gerek okurlar ve gerekse münekkitler tarafından gerekli alâka ile karşılanır.”)

Efendim; “serlevha” dediğimiz,  yukarıda görüldüğü üzere “âyet-i kerîme”, “hadîs-i şerifler”  ve  seçme sözlerin yer aldığı bir bölüm ile sohbet yazılarımıza başlamak suretiyle de okuyucularımızı genel bilgiler ile donattıktan sonra mevzuya geçerek yaptığımız  “yeni bir tarz” uygulamasını, senelerden beri sürdürdüğümüz gibi burada da devam ettirmek istiyor ardından da bir “Biyografi/Özgeçmiş” yazısıyla da bugünkü “Sohbeti “, bir “Hoş bulduk!..” diyerek noktalamayı diliyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…

14 Ağustos 1946 târihinde, Trabzon’a bağlı Maçka ilçesi Hamsiköy’de doğdu. İlkokulu Samsun 19 Mayıs ve Rızânur’da (1954–59), orta ve liseyi de Samsun Ticaret Lisesi’nde (1959–65) okudu.

Yüksek tahsilini ise Ankara İktisâdi ve Ticarî İlimler Akademisi’nde tamamlamak suretiyle 1969 yılında “Bankacılık Bölümü”nden mezun oldu. Öğrenciliği sırasında (1967), Gümrük ve Tekel Bakanlığı Tarife Şubesi’nde başladığı memuriyeti, 1971 yılında Levazım Yedek Subayı Er Eğitim Okulu Öğretmeni olarak tamamladığı askerlikten sonra da devam ettirdi. İstanbul Çıkış (İhracat) Gümrüğü’nde “Müdür Muavini” iken kendi isteği ile Samsun’a tayin oldu (1974).

                  1980 yılında “Samsun Gümrük Müdürü” olarak atandı. Ağustos 1981’de, Ankara Gümrükleri Başmüdürlüğü’nde “Şube Müdürü” iken “istifa” ederek memuriyetten ayrıldı.

                   Önce serbest olarak, sonra da bâzı özel şirketlerde “Muhasip”lik ve “Gümrük Komisyonculuğu” yaptı. Daha sonra ise “Türkiye Gazetesi”ne geçerek “Bölge Muhasebe Müdürü” ve “Bölge Haber Müdürü” olarak vazife gördü.

                   İHA’nın kurulmasıyla önce “Bölge Haber Müdürlüğü”nden, sonra da 1991 yılında emekli olup 1994 senesine kadar devam ettirdiği “Bölge Muhasebe Müdürlüğü”nden de Temmuz 1994’de ayrıldı.

                   Şubat 2000 târihine kadar “Serbest Muhasebeci”lik yaptı ve Filiz Şekerleme bünyesinde de “Muhasebe Müdürü” olarak çalıştı. Bu târihten sonra ise Yeni Gümrük Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ve yeni bâzı haklar tanıması sebebiyle de 10 yıllık “Sarı Basın Kartı“nı iade ederek “Gümrük Müşaviri” olarak ticarî faaliyetlere başladı.

                  31 Aralık 2013 tarihinde ticarî faaliyetine son vererek tekrar “basın-yayın” hayatına döndü. 2008–2009 yıllarında “Samsun Denge Gazetesi”nde, daha sonra ise “Samsun Olay”,  “Demokrasi’nin Müdafii” ve “Samsun Manşet” gazetelerinde, 2011-12, 2014-2017 yıllarında “tekrar “Samsun Denge Gazetesi”de yer aldı. Akabinde ise “akasyamhaber.com” ve “bizimsamsun.net” internet/genelağ sitelerinde  “Köşe Yazarlığı” yapmakta;  Say-Der (Samsun Yazarlar Derneği)de ve SAM-MED  (Samsun Medya Gazeteciler Cemiyeti)nde “Yönetim Kurulu Üyesi” olarak kültürel faaliyetlerde bulunmaktadır.

                Gazeteci, Şâir ve Yazar Ali Kayıkçı’nın,  muhtelif gazete ve dergilerde neşredilmiş pek çok şiir, makâle ve deneme yazıları da vardır. Çeşitli türden neşrettiği eser sayısı 50’ye ulaşmış, bunlardaki toplam sayfa sayısı 16 bini, gazetelerde tefrika hâlinde neşredilenler ile dergi ve gazetelerde, İnternet/Genelağ sitelerinde çıkmış yazılarıyla birlikte genelde toplam olarak 50 bin sayfayı geçmiş bulunmaktadır.

Kayıkçı; Samsun Ticaret Lisesi’nin “Uyanış Gazetesi” ve sonra da “Uyanış Dergisi”nde başladığı edebî çalışmalarını,  sonraki yıllarda aralıksız devam ettirdi.

“Türkiye Gazetesi”nin açmış olduğu şiir (Bir İnsan Ki–1982) ve hikâye  (Huzursuz Baba- 1982) yarışmalarında “Birincilik”ler kazandı. “Türk Basın Birliği”nin “Cumhuriyetin 60. Yılı Şiir Yarışması”nda da “Mondros’tan Cumhuriyete” isimli “destan”ıyla bu dalda “birinci” seçildi. Bu aradaDerebahçe Gazetesini çıkarıp “Başyazar”lığını ve kurucusu bulunduğu “Ay-Bir (Samsunlu Amatör Yazarlar Derneği) Başkanlığı”nı yaptı (1978–80).

                “Kültür Bakanlığı”nca “Halk Şâirleri” listesine alınan ve “Yaşayan Halk Şairleri Antolojisi”nde şiirlerine yer verilen Ali KAYIKÇI, Samsun’un mahallî Gazetelerinden “Büyük Samsun”, “Anayurdum” ve “Yeni Karadeniz” gazetelerinde de “Yazı İşleri Müdürlüğü” ve “Yayın Kurulu Üyeliği” gibi görevlerde bulundu (1993-1996).

                “Türkiye Gazetesi” dışında “Medikal Gazete”, “Zaman”, ‘Ortadoğu” ve “Yeni Mesaj”da ise çeşitli haber ve röportajları neşredildi.

 Evli ve beş çocuk babası olup 1978–2008 yıllarında “Samsun Gürses Gazetesi”nde fahrî olarak “Kültür-Sanat Sorumlusu” sıfatıyla edebî çalışmalar yaptı,  eserler neşretti.

 2008–2009 yıllarında “Samsun Denge Gazetesi”nde, daha sonra ise “Samsun Olay”,  “Demokrasi’nin Müdafii” ve “Samsun Manşet” gazetelerinde, 2011-12, 2014-2017 yıllarında “tekrar “Samsun Denge Gazetesi”nde, akabinde ise “akasyamhaber.com” ve “bizimsamsun.net” internet/genelağ sitelerinde  “Köşe Yazarlığı” yaptı;  Say-Der (Samsun Yazarlar Derneği’n)de ve “Samsun Medya Gazeteciler Cemiyeti”nde “Yönetim Kurulu Üyesi” olarak kültürel faaliyetlerde bulundu; ayrıca muhtelif gazete ve dergilerde neşredilmiş pek çok şiir, makâle ve deneme yazılarına imza attı…                 

Çeşitli türden neşrettiği eser sayısı 50’ye ulaşmış, bunlardaki toplam sayfa sayısı 16 bini, gazetelerde tefrika hâlinde neşredilenler ile dergi ve gazetelerde, İnternet/Genelağ sitelerinde çıkmış yazılarıyla birlikte genelde toplam olarak 50 bin sayfayı geçmiş bulunmaktadır.

Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından 20–22 Haziran 2008 târihinde düzenlenen “Uluslararası Samsun Şiir Günleri”ne “Ev Sahibi Şair” olarak katılmış ve “Yıldızlardan Beş Yıldız” isimli şiirini sunmuştur.

                 Basılı Telif Eserleri:

  1. Adım Adım (İstanbul 1972, inceleme, kendi yayını, 240 sayfa).
  2. Kan Pıhtısı/1 (İstanbul 1973, inceleme, kendi yy. 240 sy).
  3. Kan Pıhtısı/2 (İstanbul 1974, inceleme, kendi yy. 240 sy).
  4. İhracat (İstanbul 1974, inceleme, kendi yy. 240 sy).
  5. İslâm’a Göre Evlilik ve Mahremiyetleri/1 (İstanbul 1977, Şelâle Yy. 564 sy).
  6. İslâm’a Göre Evlilik ve Mahremiyetleri/2 (İstanbul 1978, Şelâle Yy. 564 sy. 1990’da 14. baskı, 1152 sy).
  7. Çeyrek Asır (İstanbul 1978, Hergün Gzt. tefrika romanı).
  8. Çile ve Huzur (İstanbul 1982, Türkiye Gzt. tefrika romanı).
  9. Onbuçuk Atali (İstanbul 1983, Türkiye Gzt. tefrika hikâyeleri).
  10. Bir Elmanın Yarısı (1983, Samsun Gürses Gzt. tefrika romanı).
  11. Fidan (İstanbul 1983, Türkiye Gzt. tefrika romanı; 1996 Samsun Gazeteciler Cemiyeti Yy., 3. baskı, 144 sy).
  12. Mondros’tan Cumhuriyete (1983, Samsun Gürses Gzt. Destan).
  13. Mert Irmağı İnsanları/Pontus’a Darbe (1984, Samsun Gürses Gzt. Tefrikası, Belge-Roman; Samsun Gazeteciler Cemiyeti Yy. Samsun 1989, 2. baskı, 256 sy;
  14. Mert Irmağı İnsanları/Pontus’a Darbe; Kanal-STv. Yy. Samsun 2003, 3. baskı, 232 s.; Gürses Gzt. Tefrikası-2005
  15. Mert Irmağı İnsanları/Pontus’a Darbe;  4. baskı; Samsun Gürses Gazetesi Yy. Samsun 2009,  5. baskı, 224 sy) 
  16. Mert Irmağı İnsanları/Pontus’a Darbe (1984, Samsun Gürses Gzt. Tefrikası, Belge-Roman; Samsun Gazeteciler Cemiyeti Yy. Samsun 1989, 2. baskı, 256 sy; Kanal-STv. Yy. Samsun 2003, 3. baskı, 232 s.; Gürses Gzt. Tefrikası-2005, 4. baskı; Samsun Gürses Gazetesi Yy. Samsun 2009,  5. baskı, 224 sy) 
  17. Halime Kız’ın Âhı (İstanbul 1985, Türkiye Gzt. tefrika romanı; Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti Yy. Samsun 1996, 3. baskı, 160 sy).  
  18. Çeyrek Asır’dan Sonra (1985, Samsun Gürses Gzt.  tefrika romanı; Samsun Gazeteciler Cemiyeti Yy. Samsun 1986, 2. baskı, 122 sy).
  19. Hasret (İstanbul 1986, Türkiye Gzt. tefrika romanı).
  20. Bir Buket Haber/1 (1981-89 Türkiye Gzt. Bölge Haberleri, 204 sy.  büyük boy).
  21. Bir Buket Haber/2 (1990-91 Türkiye Gzt. Bölge Haberleri, 144 sy,  büyük boy).
  22. Samsunlu Halk Şâirleri (Samsun 1991, derleme ve telif, Samsun Gazeteciler Cemiyeti Yy. 342 sy).
  23. İşte İnsan/1 (Samsun 1996, Mert Kültür Merkezi Yy. 448 sy, büyük boy).
  24. Samsun’da Kültür-Sanat/1 (Samsun Şbt 1998, Samsun Haşet Kitabevi Yy. 226 sy).
  25. Samsun’da Kültür-Sanat/2 (Samsun Aralık 1998, Samsun Haşet Kitabevi Yy. 184 sy).
  26. İşte İnsan/2 (Samsun, Mart–1999, Samsun Haşet Kitabevi Yy. 410 sy,  büyük boy).
  27. Mahalleden Bölgeye Samsun/1 (Samsun, Mayıs–2000, Samsun Gürses Gzt. Yy. 520 sy, büyük boy).
  28. Mahalleden Bölgeye Samsun/2 (Samsun Mayıs 2001, Samsun Gürses Gzt, Yy. 528 sy, büyük boy).
  29. Pontus Üstüne (Basından Seçmeler; Samsun 2003, Ak Yazılım Yy. 208 sy.)
  30. Güldede ve Gül Çocuklar (İstanbul 2004, Yeni Mesaj Gazetesi, tefrika çocuk romanı, 1. Baskı. Samsun 2005, Gürses Gazetesi, 2. Baskı, Samsun–2007, Gürses Gzt. Yy. 96 s. 3. Baskı).
  31. Samsunlu Şâirler ve Yazarlar Ansiklopedisi, Samsun 2005, Samsun Gürses Gzt.  Yy. 444 sy.; Samsun-2011, Medeniyet Gzt. Yy. 488 sy.; Samsun 2013, SAY-DER Yy. 735 sy.; Samsun 2016, SAM-MED Yy.800 sy.; Samsun 2018, ht Matbaa Yy. 800 sy.
  32. Türk Destanları (Türk’ten Tâ..... Atatürk’e) (Samsun, 2006; Samsun Gürses Gzt. Yy. 160  sy.; 2. Baskı, Samsun 2008, Gürses Gzt. Yy. 196 sy.)
  33. Samsun’un Mânevî Mîmarları (Dünkü ve Bugünkü Örnek Şahsiyetler)-Yüz 55 isim/biyografi; (Samsun-Ocak 2008, Gürses Gzt. Yy. 340 s. 2. Baskı).
  34. “5 Yıldız”lı…. “55 Yıldız”lı, “TC Kimlikli” Samsun (Samsun-Ağustos 2010, Demokrasinin Müdafii Gzt. Yy. l48 s. cep boy).
  35. Yaş 65 Yolun Yarısı Eder/1-Köşe Yazısı Konulu 2009/2011 Olaylarına 178 Şiir; Cilt 1,  (Samsun- Ocak 2012, Büyük boy 232 sy.)
  36. Yaş 65 Yolun Yarısı Eder/2-Köşe Yazısı Konulu 2009/2012 Olaylarına İkiyüz 55 Şiir; Cilt 1–2, (Samsun- 29 Mayıs 2012, Büyük boy 440 sy.)
  37. Yaş 65 Yolun Yarısı Eder/3-Köşe Yazısı Konulu 2012 Olaylarına 55 Şiir; Cilt 3, (Samsun 14 Ağustos 2012, cep boy l76 sy.)
  38. Hem Okudum Hem de Yazdım/1-Din ve Ahlâk ile Şehr-i Samsun konulu köşe yazısı-şiirler;  (Samsun-Ekim 2012, 288 sy.)
  39. Hem Okudum Hem de Yazdım/2-Terör Olayları ve Suriye konulu köşe yazısı-şiirler; (Samsun-Şubat 2015, 304 sy.)
  40. Hem Okudum Hem de Yazdım/3-Dil ve Millî Kültür konulu köşe yazısı-şiirler; (Samsun-Aralık 2015, 488 sy.)
  41. Sen Destanı Yazdın Ben de–Teröre Karşı Gâzi ve Şehîdlerimizin Kahramanlık Destanları Konulu 55 Köşe Yazısı-Şiir;  (1. Baskı; Samsun-18 Mart 2016, 224 sy.)
  42. Sen Destanı Yazdın Ben de–Teröre Karşı Gâzi ve Şehîdlerimizin Kahramanlık Destanları Konulu 88 Köşe Yazısı-Şiir;  (2. Baskı; Samsun-30 Ağustos 2016, 512 sy.)
  43. …Ve Millet Destanı Yazdı Düny’Âlem de Gördü-Darbeye Karşı Türk Milletinin Demokrasi Destanı Konulu Köşe Yazısı-Şiirler; (1. Baskı; Samsun-30 Ağustos 2016, 64 sy.)
  44. Sen Destanı Yazdın Ben de–Teröre Karşı Gâzi ve Şehîdlerimizin Kahramanlık Destanları Konulu 99 Köşe Yazısı-Şiir;  (3. Baskı; Samsun-28 Şubat 2017, 312 sy.)
  45. …Ve Millet Destanı Yazdı Düny’Âlem de Gördü/2-Darbeye Karşı Türk Milletinin Demokrasi Destanı Konulu Köşe Yazısı-Şiirler; (2. Baskı; Samsun-18 Mart 2017, 144 sy.)
  46. …Ve Millet Destanı Yazdı Düny’Âlem de Gördü/3-Darbeye Karşı Türk Milletinin Demokrasi Destanı Konulu 85 Köşe Yazısı-Şiir; (3. Baskı; Derebahçe Mah. Merkez H. Dursun Öksüzoğlu Camii Dernek Yy. Samsun-29 Ekim 2017, 544 sy.)
  47. “Halime Kız” Yazdı, Ben de “Saza” Söyledim (“Moda” Konulu 21 Köşe Yazısı-Şiir; htMatbaa Yy. Samsun 18 Mart 2019,  132 sy.) 
  48. …Ve Millet Destanı Yazdı Düny’Âlem de Gördü/4-Darbeye Karşı Türk Milletinin Demokrasi Destanı Konulu Yüz 19 Köşe Yazısı-Şiir; (4. Baskı; İhlâs Holding A. Şti İst. 23 Nisan 2019,  488 sy.)
  49. Mert Irmağı İnsanları (Pontus’a Darbe);   İhlâs Holding A. Şti İst. 19 Mayıs 2019, 6. Baskı, 128 sy.)
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.