Mehmet YAZICI
Samsun’da bir şeyler oluyor!
Siyasiler, belediye başkanları Ankara’yı suyolu yaptı…
Peş peşe Milletvekilleri, Bakanlar gidip geliyor…
Helikopterle Samsun’u kuşbakışı izleyip gidiyorlar!
Haliyle millet de merak ediyor…
Öyle ya, bayram değil seyran değil…
Eniştem yanağımı neden soruyor?
***
Bir süredir bunu anlatmaya çalıştım…
Tekrar etmek istemem…
Ama yapılan şu…
Yine birileri,
Size sormadan, ortak akla gerek dahi duymadan,
Kafalarına göre kenti dizayn etmeye çalışıyor…
Halkın bu işten bir çıkarı olacak mı bilmem!
Ama bugüne kadar yapılanlara bakılırsa, buna ihtimal bile vermem!
***
Çarşamba ovasında kurulan santral bir şeylerin habercisi gibi…
Aynı ilçeye başka bir santral daha sessiz sedasız kuruluyor, etti sana iki!
Burada nargile kömürü filan üretecekler!
Artan elektriği de devlete satacaklar!
Yersen!!!
***
Bu ikinci santralde ne yakacakları belli değil!
Ama buranın da bildiğiniz gibi elektrik santrali olacağı kesin…
Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna yine gerek görmemişler!
***
Dün Çarşamba’da yapılmakta olan santrallerden farklı olarak,
İki ayrı alanda daha santral yapımı için girişimde bulunduklarını öğrendim…
Çarşamba’da en az 6 adet santral yapılacağını söylemiştim…
Şimdilik dördünün yerini bulduk…
“Bulduk” diyorum, çünkü bu işler “devlet sırrı” gibi gizli gizli yapılıyor…
Santrallerin konuşlanacağı alanlar
Eğercili,
Sefalı,
Çınarlık,
Cayvar,
Kızılot diye bir köyden de söz ediliyor…
Bakalım diğer büyük ikramiyeler hangi köylere çıkar?
***
Görünen o ki;
Bizi yönetenler, yine bize sormadan Samsun Çarşamba Havaalanından
Yeşilırmak kıyısına kadar olan bölgeyi sanayi alanına çevirme kararı aldılar…
Yoksa, bu kadar santralden çıkan enerjiyi ne yapsınlar?
***
Bu arada iyi şeyler de olmadı değil…
Mesela, zoru gören vatandaşlar Çarşamba Çiftçi Derneğini kurdu…
Santrallere karşı çıkanlar, Çarşamba Ovasını korumak isteyenler birlik oldu…
***
Bildiğiniz gibi,
Sanayicilerimize geniş alanlar lazım…
Yer yokluğundan Samsun’u terk edip gidiyorlardı!
Böyle örnekler az değil…
Samsun’a sanayi de lazım…
İşsizlik almış başını gidiyor…
Ancaaak,
Tekkeköy, Türkiye’nin en kirli havasına sahip bir beldemiz…
Burada milyonlarca lira harcanarak yapılan 19 Mayıs Stadında ot bitmiyor…
Uluslararası maçların oynanması yasak!
Elin memleketlisi, sporcularını 90 dakikalığına top oynamaya bile buraya göndermiyor…
Ne yani, bizimkiler insan değil mi?
***
Tekkeköy’de Toros Gübrenin 40 yıldır biriken atıkları dağ gibi…
Azot Gübre, keza öyle…
Anladık, Tekkeköy gözden çıkarıldı…
Kurtarılması da mümkün değil…
“Sıra Çarşamba Ovası’nda mı” derseniz…
“Ben bilmem, merkez bilir” derim…
Ki, öyle de görünüyor…
***
Yazdım, yine yazıyorum;
Tüm Üretici Köylüler Sendikası Genel Başkanı
Sadık Turan diyor ki;
“Samsun’a yeni bir organize sanayi bölgesi kazandırmak istiyorlar.
Hemen en kolay ulaşılabilirliği ve kârlılığı olan yerlere göz dikiyorlar.
Yılların oluşturduğu alüvyonlu arazi olan Çarşamba Ovası, sermaye grupları tarafından sanayi bölgesi olarak değiştirilmek isteniyor…
İstiyorlar ama üretici köylü ne yapacak, ülkenin tarım alanlarının yok edilmesinin zararını kimler çekecek umurlarında değil…”
***
Ben de Sayın Turan’a katılıyorum…
Ve bunu ısrarla yazmayı sürdürüyorum…
Çünkü, yarın çocuklarımız, torunlarımız bizden bunun hesabını soracaklar…
Birilerine küfredecekler!
Belki de “Allah belanızı versin” diye beddua edecekler!
En azından ben,
“Gazeteci olarak bu kadar yapabildim” derim…
Sizi bilmem!
***
Kaleminize yüreğinize sağlık