banner388
banner390

Allah, zalimleri kendisine düşman gördüğü gibi, zalimlere yardım edenleri de zulme otak tuttuğunu bildirir.

Peki, zalimlere yardım etmenin ölçüsü nedir?

Diyanet İşleri Başkanlığı Mısır’da yaşanan zulüm ve haksızlığa dikkat çekmek için Cuma hutbesi hazırladı. Türkiye’deki tüm camilerde Cuma namazında okutulan hutbede Mısır’da yaşanan zulüm ve haksızlığa işaret edildi. “Mazlumun ahı, titretir arş-ı Rahman’ı” başlıklı hutbede zulmün tanımı yapıldıktan sonra Mısır’da yaşanan katliam kınandı.

“Zulüm, haddi aşmaktır. Hak ve hukuk tanımazlıktır.

“Zulme yardımcı olanlar Allah’ın gazabına uğrayacaklardır…”

Yüzümüzü İslâm dünyasına çevirdiğimizde ne yazık ki birçok yerde zulmün kara bulutlarını görmekteyiz.

Mazlum kardeşlerimizin feryâd-ü figanlarını işitmekteyiz.

Biz biliyoruz ki masumların kanları üzerine kurulu hiçbir saltanat,hiçbir hükümranlık ayakta duramaz.

“Müslüman, her zaman zulmün ve zalimin karşısında, mazlumun ise yanında yer almalıdır…”

Şartlar ne olursa olsun, kimden gelirse gelsin, dünyanın neresinde olursa olsun, hangi gerekçe ile yapılırsa yapılsın, dini, ırkı, rengi ve coğrafyası ne olursa olsun.

Müslüman, her zaman zulmün ve zalimin karşısında, mazlumun ise yanında yer almalıdır.

Zulme şahit olan herkes, en az zulme uğrayan kadar zulme karşı durmalıdır. “Bizi zulme, haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı suskun kalanlardan eyleme…”

Siyonistler ve onların çizgisine gelenler ve getirilenler de böyledir, hayvanlardan aşağıdır.  Çünkü onlar, adalet ve merhamet gibi insanlık değerlerine yabancıdır, zulüm karakterleridir.

(Geçmişi değerlendirmeye almasak bile İsmail Haniye’nin şehadeti dahil yaklaşık son 10/ON aydır Gazze’de yapılan mezalim bunun kanıtıdır.)

Yeryüzü  nüfusuna göre bir avuç bile olmayan Yahudiler  ve özelde Siyonistler dünyayı  etkileyen güçlerini nereden alıyorlar?

Bu soruya kem küm ederek cevap yetiştirmeye kalkışmayalım. Söylenecekler bellidir.

Yalnızca Filistin’de değil, dünyanın diğer bütün mazlum coğrafi bölgelerinde güçsüz atılımlarla yapılacak pek bir şey yoktur.

Sadece kendimizle, sevdiklerimizle ve seçtiklerimizle ilgili kaygılar taşıyoruz. Ufkumuz daralıyor, ufkumuzdaki bu darlık ruhumuza da yansıyor, ruhumuz daralıyor. Yalpalıyoruz.                                                                                                     

Dinde, ahlakta, eğitimde, ekonomi, siyasette, felsefede...

düşünen, araştıran, bilgi ve erdem peşinde koşan, öğrendikleri kendisinde,  M.Akif'in dediği gibi "Hakkı tutup kaldırma" cesareti oluşturan nesiller yetiştirmek de yine bu ümmetin Cahiliyye taassubundan kurtulduğunun nişanesi olacaktır. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.